Davalı cevap dilekçesinde; nişanın haksız bozulmasının sebebinin davacı olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir....
nin nişanlandığını, ancak davalının başka bir erkekle ilişkisi olduğu ortaya çıkınca nişanın bozulduğunu, davalının kusuru ile nişanın bozulduğunu iddia ederek, nişan nedeniyle davalıya takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı taktirde bedelinin tahsili ile nişan ve düğün hazırlıkları için yapılan masrafların tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın davalının anne ve babasına birlikte açılması gerektiğini, talep edilen altınların nişanda takılanlardan çok daha fazla olduğunu, talep edilen hediyelerin çoğunun mutad hediye olduğunu, davalıya gönderilen havalelerin düğün hazırlığı için olmayıp, harçlık olduklarını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünü Dava, nişan bozmadan kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesine göre: “Aile Mahkemeleri, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun üçüncü kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre, Aile Hukukundan doğan dava ve işleri görür" hükmü getirilmiştir.Dava konusu nişanın bozulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat ile hediyelerin geri verilmesine ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Aile Hukukuna ilişkin İkinci Kitabın 1.kısmın, 1.bölümünde düzenlenmiştir.Bu durumda davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir....
Dava dilekçesinde; davacı ile nişanlanan davalıya, nişan hediyesi olarak takılan 19.000 TL değerindeki altınların nişanın bozulduğu ileri sürülerek aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi uyarınca 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun İkinci Kitabı ile 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun kapsamındaki aile hukukundan doğan dava ve işler Aile Mahkemesinde görülür. Nişan ve nişanın bozulmasının sonuçlarına ilişkin hükümler Türk Medeni Kanunun İkinci Kitabında ve Aile Hukuku başlığı altında düzenlenmiştir....
Belirlenen günde yapılan duruşmaya sanık müdafiin katılmaması nedeniyle incelemenin duruşmasız gerçekleştirilmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan verilen düşme kararının incelenmesinde; Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle kurulan düşme hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan mağdure vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Sanık hakkında beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince; Sanıkla nişanlı olan mağdurenin, aralarındaki nişanın bozulması üzerine olayın gerçekleştiğini iddia ettiği tarih olan 2011 yılı Haziran ayından yaklaşık iki yıl sonra sanığın kendisiyle zorla cinsel ilişkide bulunduğunu ileri sürmesi, hadisenin intikal şekli, süresi ve zamanı ile tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın cezalandırılmasına...
Asıl dava, nişanın bozulması nedeni ile TMK 122 maddesi uyarınca mutad dışı hediyelerin bedellerinin tahsiline ilişkin olarak başlatılan takibe itirazın iptali istemine, karşı dava ise nişanın bozulması sebebine dayalı maddi ve manevi tazminata ilişkindir....
KARAR Davacı, davalı ile aralarındaki 27.2.2009 tarihli düğün organizasyonu sözleşmesini çerçevesinde sözleşme bedelinin yarısına tekabül eden 3981 euro karşılığı 8.934,30 TL ödediğini, ancak düğünden 25 gün önce nişanın bozulması nedeniyle organisazyonun iptal edildiğini, salonun başka bir kişiye kiralanması, iptalin öngörülemeyecek sebepten kaynaklanması nedeniyle sözleşmedeki 45 gün önce fesih bildirimine ilişkin şartın uygulanamayacağını ileri sürerek ödenen bedelin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, fesih bildiriminin sözleşmeye uygun yerine getirilmemesi nedeniyle talepte bulunulamayacağını, düğün salonunun iptalden sonra aynı tarih için başkasına kiralandığı iddiasının mesnetsiz olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dava, düğün organizasyonu sözleşmesinin iptali nedeniyle peşin ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....
AİLE MAHKEMESİ (SİNCAN 1.AİLE MAHKEMESİ) TARİHİ : 20/02/2014 NUMARASI : 2013/253-2014/91 Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın husumetten reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili, dava dilekçesinde; müvekkili İlayda'nın, davalıların oğlu Özgür tarafından tecavüze uğradığını, bu olay sonrasında İlayda ve Özgür'ün sözlenip daha sonra düğün merasimi yapılarak birlikte yaşamaya başladıklarını; bir süre sonra birlikteliklerinin sona erdiğini, nişanın Özgür tarafından haksız olarak bozulduğunu; İlayda'nın uğramış olduğu haksız fiil ve nişanın bozulması nedeniyle müvekkillerinin kişilik haklarının zarara uğradığını; haksız fiil ve nişan tarihinde davalıların oğlu Özgür'ün 18 yaşından küçük...
(I) Dava ve cevap dilekçesinin incelenmesinde somut olayda davacı İsmail'in oğlu Mehmet ile davalı Selin'in nişanlandıkları, bir süre sonra nişanın bozulduğunu, nişanın bozulması aşamasında davacı ile davalı arasında yapılan mesajlaşma sırasında davacının atmış olduğu mesajlara karşılık davalının mesaj yoluyla cevap verdiği çekişmesizdir. İDM'nce davacının nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat istemeye hakkı olmadığı gerekçesine yer verilmiş ise de davacının talebi bu sebebe dayalı olmadığı açıktır....
Şikayetçinin kızkardeşi ile sanığın nişanın bozulması meselesi yüzünden sanık ve şikayetçi arasında sorun bulunduğu, sanığın şikayetçinin evinin samanlığında yangın çıkardığı, olay sonrasında tanıklar tarafından olay yerinden kaçarken görülen sanığın kişilerin sağlık ve malvarlığı üzerinde tehlike oluşturacak şekilde yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanık savunması, katılan ve tanıklar beyanı ile tüm dosya kapsamına göre, atılı suçun sanık tarafından işlendiğine dair savunmasının aksine mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin, somut, inandırıcı bir delil elde edilemediğinden bahisle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir....