Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı - davacı T3 ve davalı T4 vekili süresinde sunduğu 20/03/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; davacı tarafça takılmayan ziynetlerin iadesinin talep edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesince ziynetlerin iadesine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı T4 hakkında asıl davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesine rağmen davalı T4 lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Asıl dava; nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi, nişanın bozulması sebebiyle maddi (TMK madde 120) ve manevi tazminat (TMK madde 121) istemlerine, birleşen dava; nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat (TMK madde 121) istemine ilişkindir....

Ancak, nişanın haksız bozulması nedeniyle maddi tazminatın talep edilebilmesi için, nişan tarihinden sonraki olaylardan kaynaklanan bir zarar bulunmalıdır. Mahkemece de belirtildiği gibi, karşı davacının tazminat istemine dayanak gösterilen olay (gitmekte olduğu meslek edinme kursunu bırakması) nişan tarihinden öncesine ait bulunmaktadır. Mahkemece tanık beyanına dayanılarak, davacının kendi isteğiyle nişan öncesinde bırakmış olduğu kursla nişanın yapılmasını ilişkilendirerek, maddi tazminata hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.Öte yandan, manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerekir....

    ; taraflar arasındaki nişanın 2016 yılının Mayıs ayında bozulduğu ancak hangi tarafın kusurlu davranışı nedeniyle bozulduğuna dair dosya kapsamında bir ispatın bulunmadığı, davacı tarafça maddi tazminat kapsamında talep edilen bir takım eşyaların mutat dışı olmadığı, mutat dışı olanların da davalı kadının kusurlu davranışı nedeniyle nişanın bozulduğunun ispat edilememesi nedeniyle iadesine karar verilemeyeceği, talep edilen takılar bakımından ise taraflar arasındaki nişan törenine ait CD ya da fotoğrafın bulunmadığı, ibraz edilen faturaların 2016 yılının Ağustos ayına ait olduğu, taraflar arasındaki nişanın bozulmasından sonraya ait oldukları, davacı tarafça takılan altınların varlığının ispat edilemediği, yine nişanın bozulması nedeniyle üzüntü duyulmuş olmasının davacı erkek lehine manevi tazminatı gerektirmeyeceği, davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir davranışının davacı tarafça ispatlanamadığı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya ve hakkaniyet...

    nun 121.maddesine göre “Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir”.Bir nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/04/2021 NUMARASI : 2020/382 ESAS-2021/202 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Nişanın Bozulması Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı erkek, dava dilekçesinde özetle; nişanın bozulması nedeniyle 25.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; dava dilekçesinin HMK'nın 114/1- c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden usulden reddine, görevli mahkemenin Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna hükmedilmiştir. Davacı erkek; görevsizlik kararına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK'nun m. 33)....

      Mahkemece, 4721 sayılı TMK’nun 120.maddesine dayalı nişanın bozulması nedeniyle maddi tazminat ve aynı yasanın 121.maddesine dayalı nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istemleri ile açılan davada; ne 6100 sayılı HMK’da ne de 4721 sayılı TMK’da düzenlenmiş özel yetkili mahkeme bulunmadığı, bu nedenle genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; davalı tarafından nişanın haksız bozulması nedeniyle, evlilik olacağı inancı ile yapılan harcamalar karşılığı 10.000 TL maddi ve bu nedenle duyulan üzüntü karşılığında da 20.000 TL manevi tazminat istemlerine ilişkindir. 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yönünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir....

        Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, geri istenir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez. Bilirkişi raporunda belirtilen gelinlik, muhtelif kumaş ve giyim, davetiye ve bağış dışındaki maddi tazminata konu masraf ve eşyalar davacının zilyetliğinde kalıp davacı tarafından kullanılmakta olduğundan bunlar yönünden davacının talebinin reddi gerekirken bu masraf ve eşyalar yönünden de maddi tazminat talebinin kabulü doğru görülmemiştir....

          Bu hali ile tek başına nişanın bozulması olgusu, manevi tazminata yol açan haksız fiilin eylemi kabul edilmeyecektir. Ayrıca, nişanın bozulması ile oluşan doğal üzüntü ve menfaat ihlalinin tazminat bakımından yeterli görülmesi halinde tazminat yaptırımı tarafları evlenme akdi yapmaya yönelteceğinden, bu durum kişilerin evlenme sözleşmesine ilişkin irade serbestisini ortadan kaldırma sonucunu doğuracaktır. Bu bakımından manevi tamzinat giderimi yerine kişinin evlenme akdine yönelik irade özgürlüğüne değer atfetmek muhakkak ki daha doğru olacaktır....

            Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davalının kızının (oğlunun nişanlısı) gelerek kredi kartı borcu nedeniyle evlerine haciz geleceğini söylemesi üzerine düğünde takmak için hazırlanan 10 adet bilezik ile eşine ait altınlar ve 1475 USD paranın verildiğini 21.04.2009 tarihinde nişanın bozulmasına rağmen altınlar ile paranın iade edilmediği ileri sürülerek 12 575,00 TL maddi tazminat ile haksız yere nişanın bozulması nedeniyle 5000,00 TL manevi tazminatın tahsili istenilmiştir.Mahkemece, nişanın haksız yere bozulması nedeniyle manevi tazminat isteminin (TMK.’nun 121. maddesi) nişanlılar tarafından birbirleri aleyhine ileri sürülebileceği gerekçesi ile davacının aktif davalının pasif taraf sıfatı bulunmadığından reddine; maddi tazminat davası yönünden ise; davalının davacı tarafından teklif edilen yemini eda etmesi nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine ilişkin karar verilmiş,...

              Dinlenen tanıkların görgüye dayanmayan beyanlarından, nişanın, davalının kusuru ile bozulduğu sonucuna varılamamaktadır. Mahkemece; davacının iddialarını ispatlayamadığı, manevi tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların oluşmadığı gözardı edilerek, sırf nişanın bozulması nedeniyle davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu