Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delille de ispat edilebilir. Diğer taraftan, TMK.nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan herbiri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde nişanın bozulması nedeniyle ziynet eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedeli karşılığı olan 6.180 TL nın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 302,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 7.6.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....
Davalı - davacı T3 ve davalı T4 vekili süresinde sunduğu 20/03/2019 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; davacı tarafça takılmayan ziynetlerin iadesinin talep edilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkemesince ziynetlerin iadesine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı T4 hakkında asıl davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesine rağmen davalı T4 lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Asıl dava; nişanın bozulması nedeniyle hediyelerin iadesi, nişanın bozulması sebebiyle maddi (TMK madde 120) ve manevi tazminat (TMK madde 121) istemlerine, birleşen dava; nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat (TMK madde 121) istemine ilişkindir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, nişanın bozulması sebebiyle tazminat ve ziynet eşyası alacağı isteğine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5133 sayılı Kanunla değişik 4.maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere Aile Hukuku'ndan (TMK'nun m.118- 395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını hükme bağlamıştır. Yukarıda açıklandığı gibi; uyuşmazlık nişanın bozulması nedeniyle tazminat ve ziynet alacağı davası niteliğinde olup; görevli mahkeme aile mahkemesidir. Durum böyle iken mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirdikleri tüm deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı, aralık ayının 19 ve 20'sinin düğün günü olarak kararlaştırıldığını, düğüne az bir süre kala davacı tarafça nişanın bozulduğunu, nişanda gelen hediyelerden bir kısmı olan 2 yarım ve 16 çeyrek altının bozdurularak bir bilezik yaptırıldığını, kalan kısmının davacı tarafından alıkonulduğunu, nişanı bozma sebebi olarak davacının istemediğinin söylendiğini, sonradan davacının başkası ile nişanlandığını, davacı nişanı kendisi bozduğundan ve zararını ispat edemediğinden asıl davanın reddi ile karşı davası ile; nişanın davacının kusuru nedeniyle bozulmuş olması ve nişanın bozulması sebebiyle yaşadığı psikolojik çöküntü, duyduğu elem ve ızdırap neticesinde 15.000 TL manevi tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Buna göre, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin hükümde ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu ‘01/07/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda nitelikleri, miktar ve değerleri belirtilen ziynet eşyasının davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine’ şeklinde HMK'nın 297. maddesine aykırı hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle taraflar yararına bozulmasına karar verilmiştir. Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Dava, nişanın bozulması nedeniyle, davalıya verilen nişan hediyeleri ile paranın iadesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, 28/06/2016 tarihli celsede; ziynet eşyalarını davalıya verenlerin haklarını davacıya temlik ettiklerini bildirerek, temlik sözleşmelerini dosyaya sunmuştur. Bu halde, mahkemece; öncelikle anne ve kardeşleri tarafından takılan nişan hediyelerinin belirlenmesi, sonrasında ise anne ve kardeşler tarafından davacıya verildiği bildirilen temlik sözleşmelerinin araştırılması ve ulaşılacak sonuç uyarınca davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, mahkeme kararının açıklanan bu gerekçe ile bozulması gerekirken, zuhulen başka gerekçe ile bozulduğu bu defa yapılan inceleme ile belirlendiğinden, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir....
Somut olaya gelince; toplanan deliller ve alınan tanık ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde kabule konu ziynet eşyalarının nişan hediyesi olarak kadına takıldığı, nişanın bozulması nedeniyle iadesinin gerektiği değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesinin kabul gerekçesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Nişanın bozulması nedeniyle mutad dışı hediyelerin geri alınmasına ilişkin davalarda kusur aranmaz. Nişanın bozulması halinde alışılmışın dışındaki hediyeler aynen, mevcut değilse mislen geri verilir veya karşılığı sebepsiz zenginleşme kurallarına göre, geri istenir. Hediyelerin verildiği ve iade edilmediği hususu her türlü delil ile ispat edilebilir. Alışılmış (mutad) hediyelerden kasıt; giymekle, kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır. Kural olarak giymekle, kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemez (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 17/09/2019 tarihli ve 2018/7816 E.-2019/6769 K.). Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir....
giderleri de bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davacı tarafından davalıya verilen danteller, çeyiz eşyalarının aynen iadesi ve davacı tarafından davalıya takılan 1 adet 14 ayar takı seti, 7 adet 22 ayardan toplam 112 gr. bilezik, 1 adet saat, 1 adet tek taş yüzük ile alyansın nişanın bozulması nedeniyle aynen, aynen iadenin mümkün olmaması halinde mislen, mislen iadenin mümkün olmaması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre toplam değeri olan 12.770,00 TL'nin nişanın atıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile ve 3.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....