WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Dava kat karşılığı inşaat sözleşmesin aynen ifası ile binadan 1/8 arsa payına isabet eden bağımsız bölümlerin tesbiti, fazla yapılan inşaattan verilmesi gereken %25 oranındaki payın davacı adına tescili istemiyle açılmıştır. Davalılar reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulü ile (3) nolu bağımsız bölümün %25 oranındaki arsa payının davacı adına tesciline karar verilmiş, karar davalılar vekilince temyiz edilmiştir....

    Mahkemece, Dairemizin 16.04.2012 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda; davacının ödediği borç miktarı olan 17.483,00 TL davacının kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesindeki limit olan 80.000,00 TL'nin altında bulunduğundan davacının bu borçtan genel kredi sözleşmesin 17. maddesi gereğince sorumlu olduğu, dolayısıyla davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 13.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı, 27.03.2013 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile ödenmeyen kiralar ile dayanak yazılı kira sözleşmesin 19. maddesi uyarınca muaccel hale gelen kiralar toplamı 16.150,00 TL kira alacağının davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı icra takibine vaki kısmı itirazında, beş aylık kira bedeli tutarı 4.250,00 TL borcun varlığını kabul etmiş, diğer aylar kiralarını ödediğini savunmuştur. İcra müdürlüğünce itirazın yasal sürede olması sebebiyle takibin kabul edilen miktar üzerinden devamına karar verilmiş, ancak itiraz edilen kısım için takibin durdurulmasına karar verilmemiş ise de kısmi itiraz ile takip kendiliğinden duracağından, bu nedenle davacı alacaklının itiraz edilen kısma ilişkin alacağını icraen tahsil edebilmesi ve takibin devamı için icra mahkemesinden itirazın kaldırılması talebinde bulunmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

        la aralarındaki sözleşmede de ceza şartı ödeneceği yönünde herhangi bir hüküm bulunmadığı ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2008/14496-2009/4346 2-Davada dayanılan ve davacı ile davalılardan ... arasında düzenlenen 19.7.2001 tarihli noter sözleşmesin "(B) Blok (3) numaralı meskenin engeç 30.9.2001 tarihine kadar, anahtar teslimi, eksiksiz ve noksansız olarak teslim edileceği" yazılıdır. Sözleşmenin bu hükmü davalıyı bağlar. Anılan dairenin sözleşmede öngörülen sürede teslim edilmediği anlaşıldığına göre, geç teslim nedeniyle oluşan kira kaybını davacı istemekte haklıdır....

          Mahkemece, Dairemizin 16.04.2012 tarihli bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, davacının ödediği borç miktarı olan 17.483,00 TL davacının kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesindeki limit olan 80.000,00 TL'nin altında bulunduğundan davacının bu borçtan genel kredi sözleşmesin 17. maddesi gereğince sorumlu olduğu, dolayısıyla davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair tesis edilen karar, davacı vekilini temyizi üzerine, Dairemizce onanmıştır. Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....

            Somut olayda, davacı iş sözleşmesin feshi anında aylık ücretinin net 3.500,00 TL olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece, emsal ücret araştırması yapılmış, davacının brüt çıplak ücretinin 2.525,00 TL olduğu kabul edilerek hesaplamalar yapılmıştır. Dosyaya sunulan tüm deliller, tanık beyanları, iş yerinin küçük kapsamlı oluşu, davacının görevi, mesleki kıdemi, yapılan işin mahiyeti göz önüne alındığında,davacının ücretinin fesih tarihi itibariyle sgk dönem bodrolarında bildirilen ücret üzerinden kabul edilmesi dosya kapsamına uygun düşecektir. Yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Davalı aylık kira bedelinin 500,00 TL olduğunu ileri sürdüğüne göre davalı kira sözleşmesin tanık beyanları ile kanıtlayamaz. Davacı borçlunun icra takibine itiraz etmemesi de kira akdinin varlığını kabul ettiği anlamına gelmez. Mahkemece davalının kira sözleşmesinin varlığını ispat edemediği dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözönünde bulundurulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Bankasının kredi sözleşmesin doğan alacağının tamamını ödeyerek 12.11.1998 tarihinde noterde düzenlenen temlikname ile banka alacağını BK.nun 162 vd. maddelerine göre te almıştır. Bu durumda mahkemece, davalının kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olduğu gözetilerek, davacının davalıdan talepte bulunabileceği alacak miktarının, banka kayıt ve defterleri üzerinde bilirkişi aracılığı ile inceleme yapmak suretiyle saptanması, bu yönde alınacak ayrıntılı rapor ve varılacak gün sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddinde isabet görülmemiştir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), vekili Yargıtay duruşmasında bulunan davacı yararına takdir edilen 250.000.000.-TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.5.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, müvekkilinin fazla çalışma ücretleri ödenmediğinden müvekkilinin iş sözleşmesin haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, 21/05/2012 tarihinde istifa eden davacının kıdem tazminatına hak kazanamadığını, haftalık 40 saat çalısma süresi uygulandığını, davacının fazla çalışmasının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

                    ile davacı banka arasındaki genel kredi sözleşmesine kefil olduğu ancak dava konusu takibin akdedilen genel kredi sözleşmesin değil daha sonrasında yine dava dışı ... ile davacı banka arasında akdedilen kredi kartı hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, dava konusu kredi kartı hizmet sözleşmesinde davalı kefil olmadığından davanın reddine ve davacı bankanın davalının kefil olmadığı sözleşmeden kaynaklı borç için başlatılan takipte kötüniyetli olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle kötüniyet tazminatı ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu