Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA Taraflar arasındaki nama ifaya izin davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar ..., ..., ..., ... ile birleşen davada davacılar ... ve ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

    İfasına izin istenilen işlerle ilgili olarak mahkemece yapılacak işlem; HMK’nın 266. maddesi uyarınca hukukçu bilirkişiyi heyetten çıkararak yalnızca inşaat mühendisi bilirkişi ile mahallinde keşif yapmak, 22.06.2010 tarihli raporda 5 kalem halinde sayılan eksik ve kusurlu işlerin giderilip giderilmediğini araştırmak ve kömürlükteki küf ve akıntılardan davalı yüklenicinin sorumlu bulunup bulunmadığını açığa kavuşturmak, davalının sorumlu olduğu eksik ve kusurlu işlerden halihazırda giderilmemiş olanlar hakkında şimdiki gibi ifaya izin kararı vermek, giderilmiş olanlar hakkında ise konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek, ifasına izin istenen eksik ve kusurlar davacılar tarafından giderilmişse ifaya izin verilmesine değil, talepleri ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek bedellerinin tahsiline karar vermekten ibarettir. 3-Mahkemece yapı kullanma izin belgesi alınması yönünden de ifaya izin verilmesine karar verilmiştir....

      Hakim bu talep üzerine konusunda uzman bilirkişi yardımı ile keşif yaparak eksik bırakılan ve ayıplı yapılmış olan iş kalemlerini ve bunların tamamlanması ve giderilmesi masraflarını, imalatın metraj, yöntem ve takribi bedellerini, diğer kurumlara olan borçları ve iskan masraflarını tahminen saptayarak izin kararını verir. İzin kararının hüküm fıkrasında da eksik ve ayıplı iş kalemleri ve diğer borç ve masrafların her birinin tahmini masrafları tek tek gösterilir. Genel nitelikli yetki ve izin verilemez....

        Davacı iş sahibi davasında tazminat talebinin yanı sıra inşaattaki eksikliklerin bizzat ya da uzman bir kişi tarafından tamamlanması için nama ifaya izin verilmesini talep etmiştir. Yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediği taktirde alacaklı, (iş sahibi) masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir. İstemin hukuki dayanağını sözleşme ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 113. maddesi oluşturmaktadır. Yasa hükmüne göre nama ifaya izin verilebilmesi için sözleşmenin feshedilmemiş, yani yürürlükte olması, borçlunun edimin ifasında temerrüde düşmesi ve borcun "yapma borcu"na dair bulunması gerekir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup asıl davada, davacı iş sahibi eksik kalan işler için nama ifaya izin ve kira gelir kaybını istemiş, karşı davada yüklenici ise sözleşmenin feshi, manevi tazminat ve ilave imalât bedelini talep etmiş olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın da kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına vede dava tarihinin yanlış yazılması maddi hataya dayalı olup, mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer...

            Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.11.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; bozma ilamına uyularak davanın reddine dair verilen 22.09.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yüklenicinin temliki ile kazanılan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...'...

              Hükme esas alınan 03.10.2006 tarihli raporda eksik ve kusurlu işler maddeler halinde sayılmış, eksik işler için dava tarihindeki piyasa rayiçleriyle tamamlanma bedeli, sözleşmesine göre farklı kalite, malzeme veya markada yapılan imalatlar için de nefaset farkı hesaplanmıştır. Nefaset gerektiren imalatlar nama ifaya izin verilen işlerin dışında kaldığından bu işlerin bedeli nama ifa bedeline katılamaz. Nama ifaya izin verilen işlerin tamamlanma bedelinin avans olarak, nama ifa kapsamı dışında kalan imalatlara ait nefaset farklarının ise normal bir alacak olarak hüküm altına alınması gerekir. Her iki alacağın hukuki sonuçları birbirinden farklıdır. Zira avans alacağının (yapılacak masrafların) karşılanabilmesi için şartları oluştuğunda yükleniciye ait yeter miktardaki bağımsız bölümün satışına izin verilmesi mümkün iken, normal bir alacağın tahsili için taşınmaz satışına izin verilmesi mümkün değildir....

                kazanç kaybının da belirtilen bu nedenle reddi gerektiğinden anılan kararın temyizi üzerine bozulması gerekirken, onanmasının yerinde görülmediği ve sözleşmenin feshi isteminin reddi durumunda taraflar arasındaki sözleşme ayakta kalacağından buna bağlı olarak birleşen davadaki arsa sahiplerinin talepleri konusunda esasa girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine" dair Dairemizin uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; asıl davada fesih isteminin ve dolayısıyla buna bağlı isteklerin reddinin gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme ayakta kalacağından birleşen davadaki davacı arsa sahiplerinin inşaatın tamamlanması için gerekli 427.475,48 TL'lik bedele ihtiyaç duydukları ve 7 ve 8 no'lu bağımsız bölümlerin değerinin de 510.000 TL olarak belirlendiği, bu itibarla her iki dairenin inşaatın tamamlanması için satılarak arsa sahiplerine namı ifaya izin verilmesi ve satış bedelinden arta kalan kısmın ise asıl davada davacı yüklenici adına bakaya bloke...

                  Dava, nama ifaya izin verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan ....06.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda bazı bağımsız bölümlerde ve dubleksin üst katında projeye aykırı olarak imalatlar yapıldığı belirtilerek bu imalatların iskân ruhsatı almaya uygun hale getirilmesi için maliyet bedeli hesaplanmıştır. İmar mevzuatına aykırılıkların giderilmesinin mümkün olması halinde BK'nın 97. maddesi uyarınca nama ifaya izin verilmesi ve bunun için de parasal giderlerin istenmesi mümkün ise de, iskân ruhsatı verilmesi mümkün olmayan ve hakkında yıkım kararı bulunan dolayısıyla ekonomik değeri bulunmayan bağımsız bölümün eksik ve ayıplı işler bedelinin talep edilmesi sözleşmenin ve yasaya aykırılığın devamı anlamına gelir ki, bu talep yasal himaye görmez.(... .......

                    Tüm koşullar sağlandığı ve tedbir verilmediği takdirde hakkın elde edilmesi imkansız hale geleceği halde tedbir talebimizin neden reddedildiğini anlamak mümkün değildir. Nama İfaya İzin Şu Hallerde İstenilmektedir. Sözleşme halen yürürlükte olmalıdır. Borçlunun temerrüte düşmesi ve borcun yapma borcuna ilişkin bulunması gerekmektedir. Bu durumda iş sahibi GİDERLERİ DAVALIYA AİT OLMAK ÜZERE nama ifaya izin isteyebilir. Hakim bu durumda giderleri saptayarak ifaya izin kararı verir. Bu durumda nama ifaya izin verilene kadar davalı borçluya ait bağımsız bölümlerin devredilmesi riski bulunduğundan bağımsız bölümler üzerine ihtiyati tedbir konulmalıdır. Bu koşulların davada var olduğu da ortadadır. Bu sebeple de sayın mahkemeden nama ifaya izin talebinde bulunulmuş ve davalıya ait bağımsız bölümler üzerine tedbir konulması talebinde bulunulmuştur. SAYIN MAHKEMENİN TEDBİR TALEBİMİZİ KABUL ETMEK İÇİN BAŞKA NE GİBİ BİR ŞART ARADIĞI DA TARAFIMIZCA ANLAŞILABİLMİŞ DEĞİLDİR....

                      UYAP Entegrasyonu