Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nama ifaya izin talepli davalarda arsa sahibi kendisine ait bağımsız bölümlerdeki eksik ve kusurlu işler ile ortak alanlardaki eksik ve kusurlu işlerin tamamlanması için kendisi tarafından yaptırılması şeklinde nama ifaya izin ve bunların giderimi için avans niteliğindeki bedelin tahsiline karar verilmesini talep edebilir. Bu anlatımlar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesinde ortak alanlardaki eksik ve kusurlu işlerin davacının arsa payına düşen kısmı ile davacılara ait bağımsız bölümlerdeki eksik ve kusurlu işlerin bedelinin nama ifaya izin kapsamında avans olarak tahsiline karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise davacı vekilinin bir kısım istinaf itirazları kabul ederek ortak alanlardaki eksik ve kusurlu işlerin giderim bedelinin tamamı ile yükleniceye ait bağımsız bölümlerdeki eksik ve kusurlu işler de dahil olmak üzere tüm bağımsız bölümlerdeki giderim bedeline yönelik tahsil hükmü kurulmuştur....

    Hükme esas alınan 04.11.2013 tarihli (07.11.2013 yazı işleri müdürü havale tarihli) bilirkişi kurulu raporunun 5. sayfasında ortak alanlardaki eksik ve kusurlu işler listelenmiş ise de; bir kısım imalatın eksiklik olduğu ifade edilmekle beraber bunların neler olduğu ve giderilme yöntemi açıklanmadığından denetlenebilir değildir. Hüküm yerinde de arsa sahiplerine ait kısımlar ve ortak yerlerde bulunan eksik ve ayıplı işler için verildiği belirtilmeksizin bazı bölümlerdeki eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi için nama ifaya izin verilmesi de mahkeme kararında beninmsenen tarz itibari ile denetlenen ve usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılacak bilirkişi raporunun karara eklenerek bu raporda belirtilen imalatın yine raporda belirtilen yöntemle giderilmesi hususunda bağımsız bölüm satışına izin verilmek suretiyle nama ifaya izin kararı verilmesi gerekirken, HMK'nın 294. maddesi aykırı ve infazı kabil olmayacak şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykrı olmuştur....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki birleşen hakimin müdahalesi ile yetki ve izin verilmesi, mümkün olmazsa tazminat, sözleşmenin feshi ve tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

        davacı arsa sahiplerine izin ve yetki verilmesine karar verildiği, kararın taraflarca temyiz edilmesi sonucunda Dairemizin 2020/729 Esas – 2020/1668 Karar ve 18.06.2020 tarihli kararı ile, birleşen 2014/379 Esas sayılı dava dosyasında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğu, asıl ve birleşen 2015/264 Esas sayılı nama ifaya izin davalarında eksik ve ayıplı işler giderim bedeline ve bunların karşılığında 14 nolu bağımsız bölümün satışına izin verilmesi doğru olmuş ise de, hüküm fıkrasında bağımsız bölümün en az satış değeri ile eksik ve ayıplı işlerin neler olduğu ve giderim bedellerinin hüküm fıkrasında tek tek gösterilmemesinin yanlış olduğu gerekçesiyle kararın bozulduğu anlaşılmıştır....

          Geriye etkili fesih koşulları oluşmadığından fesih talebinin reddine, ifaya izin talebinin ise vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmiş ise de ifaya izin talebinden vazgeçilmesinin eksik ve kusurlu işlerin tazmini talebinden de vazgeçildiği anlamına geleceğinden sözedilerek, eksik ve kusurlu işler bedeli ile ilgili talepten de vazgeçildiği gerekçesiyle red hükmü kurulması doğru olmamış, karar bu yönden bozmayı gerektirmiştir. Nevar ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK’nın 438/VII. ve son maddesi uyarınca gerekçede değiştirilmek suretiyle düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

            Somut olayda Mahkemece bozma gereği davacıdan sözleşmenin ifasına yönelik olarak sözleşme kapsamındaki hangi iş ve işlemlerin yapılacağı, yetki ve izin istediği açıklatılmış, bilirkişiden talep edilen izin ve yetkilerden sözleşmeye uygun bulunanların bedelleri hesaplatılmış ise de hüküm kurulurken hesaplanan bedelin, tazminat olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi bozma ilamına uygun olmamıştır....

              Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasında düzenlenen 27.07.2007 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak asıl ve birleşen davada davacı arsa sahiplerinin, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek nama ifaya izin ve yetki verilmesini talep ettiği somut olayda; yapı denetim hizmet bedeli ve sigorta prim borcunun nama ifa kapsamında kabul edilip edilmeyeceği, mahkemece arsa sahiplerine nama ifaya izin verilirken iki numaralı bağımsız bölümün satışına karar verilmesinin yeterli olup olmadığı ve talep edilen her iki bağımsız bölümün satışı ile satış bedelinden nama ifasına izin verilen tutarın ödenmesine karar verilmesinin gerekip gerekmediği, nama ifaya ilişkin kurulan hükmün infaza elverişli nitelikte olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 13....

                ifaya izin verilmesine, iskan ruhsatı alındığında ve artan para olduğunda davalıya iadesine karar verilmiştir....

                  Blok Kat 2B 23 nolu daireyi davalı şirketten satın aldığını, katta bulunan 4 adet su pompasının çalışması ile ortaya çıkan titreşim ve gürültünün binanın yapımındaki eksiklikler nedeniyle davacının dairesine yansıdığını ileri sürerek mevcut inşa eksikliklerinin davacı tarafından davalı nam ve hesabına ikmali için davacı adına nama ifaya izin verilmesini ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile gürültü olduğunun tespitine ve bunun davalı tarafça giderilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Eldeki davada, davacının talebi binadaki ayıp nedeniyle, su pompası sesinin kendisine ait taşınmazında gürültüye sebebiyet verdiği gerekçesiyle eksikliklerin davacı tarafından davalı nam ve hesabına ikmali için davacı adına nama ifaya izin verilmesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                    Ltd.Şti. vekili ve davalı/davacı şirketler vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, davacı 06.03.2006 başlangıç tarihli rödövans sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken devlet hakkının davalı şirketler tarafından ödenmediğini, durumun 28.07.2009 tarihinde ihtar ve sözleşmenin de feshedildiğini ileri sürerek işletme sahasına davalıların haksız elatmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, birleşen davalarında davacı şirketin feshini ihbar ettiği sözleşmenin yürürlükte olduğunun tespitini ve davacı şirket tarafından sahaya teknik nezaretçi ataması yapılmadığından, teknik nezaretçi atanmak üzere nama ifaya izin verilmesini ve sözleşmeye aykırılık sebebiyle tazminat tahsili istemlerinde bulunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu