Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, inşaatın onaylı projesine uygun hale getirilmesi ve iskan alınabilmesi için 73.271,00 TL gerektiği, yargılama sırasında, verilen süreye rağmen davalı yüklenicinin inşaatı projeye uygun hale getirmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, eksikliklerin davalı namına giderilmesi için davacıya izin verilmesine, 73.271,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Dava, eksik, ayıplı imalat giderim bedelinin tahsili ve yüklenici namına ifaya izin verilmesi istemlerine ilişkindir. Davada, 818 sayılı BK'nın 97., TBK'nın 113. maddesi uyarınca nama ifaya izin istenmiştir....

    olarak inşaata başlanarak üzerine iki adet daire inşa edildiğini, bu inşaat için Turgutreis Belediyesi encümenince yıkım kararı alındığını, teslim edilmeyen 6188 parseldeki 2 daire, 6190 parseldeki 4 daire ve 6192 parseldeki 2 dairenin iskan ruhsatlarının alınması suretiyle tüm eksikliklerin giderilmesi ve taraflarına teslimi için müvekkillerine ifaya izin verilmesi ve 6191 parselde kayıtlı bulunan 3 nolu bağımsız bölümün satışına izin ve yetki verilmesi ve gecikme cezası alacağı için şimdilik 55.476,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

      Asıl davada davalı, birleşen davalarda davacı arsa maliki vekili, fesih beyanının haklı olmadığını, sözleşmenin .../.... maddesinde yer alan 50.000 $ tazminatın BK'nın 158/.... maddesindeki ifayı engelleyen bir dönme cezası değil BK'nın 158/.... maddesinde yer alan ifaya eklenen ceza niteliğinde olduğunu, buna göre yüklenicinin, 50.000 $'lık tazminat ödeyerek sözleşmenin aynen ifası yükümlülüğünden kurtulamayacağını savunmuştur. Birleşen .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/528 esas sayılı dosyasında, nama ifaya izin verilmesini, eksiklik bedelinin tahsilini, peşin tahsil edilmesi mümkün olmadığı taktirde yüklenici payına düşen taşınmazların satışı yoluyla nama ifaya izin verilmesini ve ....000,00 TL gecikme tazminatının tahsilini talep etmiştir. Birleşen .......

        Nama ifaya izin verilmesi halinde bunun bedelinin karşılamasını temin için talep üzerine yükleniciye ait bağımsız bölümlerin satışı için arsa sahibine yetki ve izin verilebilirse de bunun için talep edilen bağımsız bölüm ya da bölümlerin yükleniciye bırakılan ve onun adına kayıtlı bağımsız bölüm ya da bölümler olması ve eksik ve kusurlu işler ile gecikme tazminatı miktarını karşılayacak sayıdaki bağımsız bölümün satışıyla ilgili izin ve yetki verilmesi gerekmektedir....

          Yüklenici tarafından bu parselle ilgili tapu kaydının iptâli ve tescil davası açılarak arsa sahipleri ya da yüklenici adına kayıt düzeltilmediğine göre yükleniciye ait olmayan parselin satılarak nama ifaya izin suretiyle eksik ve kusurlu işlerin giderim bedelini karşılamak üzere harcanması ve bu şekilde kurulan hükmün infazı mümkün değildir....

            Davacının yapı kullanma izin belgesiyle ilgili talebi, ortak yerlerdeki eksiklikler için nama ifaya izin talebinin kapsamında kalmaktadır. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 5940 sayılı Yasa ile değişik .../.... maddesinde, " ...yapı müteahhidinin yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarının ve diğer sorumluluklarının yerine getirilmemesi sebebiyle yapı kullanma izin belgesi verilmesi işlemleri tamamlanmayan yapılar için yapının müteahhidi olmayan yapı sahibinin talebi üzerine, ilgili idarece durum tespit edilerek yapı kullanma izin belgesi verilir. " hükmü düzenlenmiştir. Bu hükme rağmen ilgili Belediye Başkanlığı'nca, yüklenicinin ... prim borcu, bina vergi harcı bulunduğu gerekçesiyle yapı kullanma izin belgesinin verilmediği anlaşılmaktadır....

              etmesi ya da bir başka mimara muvafakatname vermesi gerektiği, ancak mimarın muvafakatname vermediği ve istifa etmediğinin de görüldüğü, bu durumda sorumluluğunun devam ettiği ve görevini mevzuata uygun şekilde ifa etmeyen mimar yerine yeni bir mimar atanması koşullarının oluştuğu, gerekçesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshine ve davacıya projedeki eksik hususların tamamlanması hususunda izin verilmesine karar verilmiş ise de; davacı, dava dilekçesinin özü ve netice kısımlarında terditli olarak, ifaya izin suretiyle murazanın gedirilmesi, mümkün olmadığı takdirde sözleşmenin feshini talep etmiştir....

                Gerçekten, Borçlar Kanununun 97.maddesi 1.fıkrası hükmü gereğince bir şeyin yapılması ile ilgili borç, borçlu tarafından yerine getirilmemişse, alacaklı -masrafı borçluya ait olmak üzere- borcun kendisi tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta, nama ifa yoluyla icrasına izin verilmesi istenen 14.05.2004 tarihli sözleşme davalılar arasında kurulmuştur. Başka bir anlatımla davacılar bu sözleşmenin tarafı değildir. Davacıların dayandıkları muhtelif tarihli temlik işlemlerinin hasım tarafı ise yüklenici davalı .... İnşaat Ticaret Ltd.Şti.’dir. Yukarıda söz edildiği üzere davacılar, nama ifa suretiyle tamamlanması istenen sözleşmenin tarafı olmadıklarından alacaklı sıfatının varlığını öne sürerek nama ifaya izin verilmesini isteyemez. Çünkü nama ifaya izin, ancak taraflar arasındaki ifa ile bitmeyen sözleşmeye dayanılarak talep edilebilir ve esasen ifaya izin talebi hükme bağlanırken mutlaka bu sözleşme hükümlerinin gözetilmesi gerekir....

                  Bu durumda mahkemece, yukarıda özetlenen yasal düzenleme karşısında yüklenicinin yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçları ve diğer sorumluluklarının şahsi borcu olduğu gözetilip, yapı kullanma izin belgesinin yapı sahibi davacı tarafça alınıp alınamayacağı yönünde davacıya gerekli süre verilerek, bunlar için yapı sahibinin ödeme yapmasının gerekip gerekmeyeceği belirlenerek, yapı kullanma izin belgesi alınması halinde ifasına izin istenen ödemeler davacı tarafça yapılmışsa ifaya izin verilmesi değil, talepleri dikkate alınarak alacağın tahsiline karar verilmesi gerekir. Mahkemece, ifasına izin istenen işlerin bedeli ile satışına izin istenen taşınmazın bedeli arasında aşırı oransızlık bulunmamasına dikkat edilmeli, satışa izin talebinin TMK'nın 2. maddesindeki dürüst davranma ilkesine ve hakkaniyete aykırı olmaması gerekir....

                    Hukuk Dairesi'nin 01.06.2011 tarih, 2011/448 E., 2011/3251 K. sayılı ilamıyla, nama ifaya izin talebi hakkında hüküm kurulmamış olmasının, gecikme tazminatı hesabında 1 aylık su kuyusu açma süresi hesaba katılmamış olmasının ve davacılara ait 4 adet dükkan yönünden talep aşılmak suretiyle kira kaybının tespit edilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozma yönünde yapılan inceleme neticesinde, kira tazminatı talebinin kısmen kabulüne, nama ifaya izin talebinin kabulüne ve 170.798,73 TL harcanan ve harcanması gereken giderleri karşılamak üzere 26 no'lu bağımsız bölüm ile 8 no'lu bağımsız bölümün 1/2 hissesinin davacılar tarafından satışına izin verilmesine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu