AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/04/2015 NUMARASI : 2014/1486-2015/636 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-indirilmesi, iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.11.2015 günü oybirliğiyle karar verildi. 27.70.TL.Harç 27.70.TL.Peşin _____________...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması-İndirilmesi-İştirak Nafakasının İndirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekiline ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasında tebliğ tarihinin net olmadığı ve üzerinde oynama yapıldığı, davacı tarafından sunulan PTT sorgulamasına göre gerekçeli kararın 27.07.2018 tarihinde muhataba tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple, ilgili PTT müdürlüğünden gerekçeli kararın davacıya tebliğ edildiği tarih sorularak, verilen cevabi yazı dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 20.10.2020 (Salı)...
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadının maaş gelirinin bulunması hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez. Bu durum yoksulluk nafakasının indirilmesi nedenidir. Bu nedenle davalı kadın hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkaniyete uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak işin; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nun 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının makul bir oranda indirilmesi olması gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yoksulluk nafakasının kaldırılması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Hükme karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinin incelenmesinde özetle; yoksulluk nafakasının kaldırılması, aksi kanaatte ise indirilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur....
Davada, davalının boşanma kararından sonra çalıştığı ve yoksulluktan kurtulduğu ileri sürülerek, davalı lehine hükmedilen 200 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da 100 TL'ye indirilmesi istenilmiştir. Mahkemece, davalının düzenli işi olduğu ve yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 176.maddesine göre, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması ya da azaltılmasına da karar verilebilir....
O halde, mahkemece, tarafların gelir durumu, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve genel ihtiyaçları doğrultusunda, iştirak nafakasının indirilmesi hakkaniyete uygun olmayıp, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü ile iştirak nafakasının yazılı şekilde indirilmesine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. 2-) Oluş ve kabule göre iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde 175 TL ye indirilmesi istemli açılan davada; dava tarihi itibariyle 555,74 TL ye ulaştığı beyan olunan iştirak nafakasının 317 TL üzerinden 2016 yılı için devamına; devam eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen Üfe oranında artış yapılmasına bu suretle davanın kısmen kabulüne karar verilmişken, "davanın kabulüne " yönelik hüküm tesisi isabetsiz olup , bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 750 TL'ye indirilmesine, eğitim giderinin kaldırılması ve indirilmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davası sonucunda, müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ve eğitim giderinin kaldırılması, mümkün olmaması halinde indirilmesi talebine ilişkindir. Somut olayda, tarafların . 11.12.2013 tarihinde kesinleşen ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davalıya bırakıldığı, çocuk için aylık 1.500 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, nafakanın 01.09.2015 tarihinden geçerli olmak üzere Üfe oranında artırılmasına karar verildiği görülmüştür. Eldeki dava ise 01.07.2014 tarihinde açılmıştır....
Mahkemece; davacının boşandıktan sonra birkaç işe girdiği, rahatsızlığı nedeniyle işten çıkarıldığı, % 70 oranında özürlü olduğu, malulen emekli olmasına bir yıl kaldığı, sosyal güvencesinin bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 250,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; müşterek çocuk lehine anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen iştirak nafakasının kaldırılması/indirilmesi istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; iştirak nafakasının indirilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. TMK'nın 328/1. maddesi gereğince; ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. (TMK m.182/2) Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/11/2019 NUMARASI : 2019/209 2019/906 DAVA KONUSU : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması - İndirilmesi KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; daha önce müvekkili yararına hükmedilen aylık 400 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasını olmadığı takdirde aylık 100 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi davanın kabulüne olmadığı takdirde kadın yararına hükmedilen nafakanın aylık 100 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması - indirilmesi istemine ilişkindir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının nafakanın indirilmesi talebinin kabulü ile, .....Aile Mahkemesi'nin ....sayılı ilamı ile davalı kadın lehine hükmedilen aylık 500 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 450 TL'ye, müşterek çocuklar lehine hükmedilen aylık 500'er TL iştirak nafakasının aylık 450'şer TL'ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesine ilişkindir. HMK 26.maddesinde; "Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez" düzenlemesi yeralmaktadır. Hakim, davacının talebi ile bağlı olup, bu talepten fazlasına karar veremez. Bunun gibi hakimin talepten başka bir şeye de hüküm vermesi yasaktır. Buna karşılık, mahkeme yapılan tahkikat sonunda gerçekleşecek duruma göre talepten noksanına hüküm verebilir....