WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda;davacı dava dilekçesinde, kendisi için 500 TL yoksulluk nafakası ve müşterek çocukların her biri için, Sincan 4.Aile Mahkemesinin 2014/92 Esas, 2014/102 Karar sayılı ilamı takdir edilen 150 TL iştirak nafakasının 500,00 TL 'ye yükseltimesini istemiştir. İştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası istemine ilişkin bu davalar arasında fiili ve hukuki irtibat vardır. Zira davacının kendisi için talep ettiği yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için artırılmasını talep ettiği iştirak nafakasının borçlusu davalı olacaktır. Bu nedenle davalardan biri hakkında verilecek hüküm, diğerini etkileyecek nitelikte olduğundan,mahkemece, her iki isteme yönelik davanın, birlikte görülmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karara ulaşılması gerekirken,mahkemece yanılgılı değerlendirilme ile yoksulluk nafakasına ilişkin istemin tefriki ile iştirak nafakasının hükme bağlanması usul ve yasaya uygun değildir....

    Aile Mahkemesinin 11/03/2009 tarih 2009/83E-2209/155K sayılı ilamı ile müşterek çocuk lehine hükmedilen 500TL iştirak nafakasının kaldırılmasını talep ettiği, ekinde bulunan 18.11.2008 tarihli protokolün 4. maddesi ile; davacı babanın müşterek çocuk lehine 500TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiği, 5. maddesi ile de; davalı kadının kendisi lehine yoksulluk nafakası talep etmediği anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece; davacının talebinin yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilerek, gerekçeli kararda da davalı kadın aleyhine yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verilmiştir....

      Davalı karşı davacı vekili dilekçesi ile; nafakaların kaldırılması ve indirilmesi talebinin reddini, karşı dava ile de; daha evvel hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakasının ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını iddia ederek, aylık 2.250 TL olan yoksulluk nafakasının 2.500 TL'ye, aylık 700 TL olan iştirak nafakasının 1.700 TL'ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl dava ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, Dairemizin 24.02.2015 tarih 2014/16210 Esas 2015/2896 Karar sayılı ilamı ile “...davalı-karşı davacı vekilinin talebinin, daha önce, nafaka artırım davası neticesinde, .......

        Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, Mersin 2.Aile Mahkemesinin 2010/1575 Esas - 2013/233 Karar sayılı ilamı ile davacı ... için hükmedilen aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 100,00 TL arttırılarak toplamda aylık 400,00 TL 'ye çıkartılmasına, hükmedilen aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının her ay davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, velayeti davacıya verilen müşterek çocuk BURAK TAYİR için hükmedilen aylık 250,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 150,00 TL arttırılarak 400,00 TL'ye çıkartılmasına, hükmedilen aylık 400,00 TL iştirak nafakasının her ay davalıdan tahsili ile çocuğuna velayeten davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GİRESUN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/12/2014 NUMARASI : 2013/396-2014/599 Taraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması, istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile ortak çocuk Orçun'un reşit olduğunu, aylık 250.00.- TL olan iştirak nafakasının kaldırılmasının gerektiğini ileri sürerek haksız olarak icra yolu ile alınan bedelin hesaplanarak istirdadına ve iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            Dosya kapsamından, Siirt Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/601 Esas, 2010/1206 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine aylık 130,00 TL yoksulluk nafakası takdir edildiği ve yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda; davacı dava dilekçesinde; Siirt Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/601 Esas, 2010/1206 Karar sayılı ilamı ile kendisi lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının artırılmasını talep etmiştir. Davacı tarafından artırılması talep edilen yoksulluk nafakasının, Siirt Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2010/601 Esas, 2010/1206 Karar sayılı ilamı ile her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğinden, temyize konu dava ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Artırılması ve Yoksulluk Nafakasının Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 01.02.2002 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.02.2008...

                Davalı-karşı davacı, karşı tarafın açtığı davanın usul ve esas bakımından reddine, karşı davanın kabulüne, ödediği yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına, bunun olanaksız olması halinde ise yoksulluk nafakasında indirim yapılarak aylık 100,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine, davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya ödediği yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 06/04/2015 tarihinden itibaren aylık 300,00 TL'den aylık 450,00 TL'ye; tarafların müşterek çocuğu ... için ödediği iştirak nafakasının dava tarihi olan 06/04/2015 tarihinden itibaren aylık 250,00 TL'den aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davalı/karşı davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemiz 07.06.2017 Tarihli ......

                  09.03.2002 doğumlu ... için belirlenen aylık 150.00 TL iştirak nafakasının aylık 300.00 TL' ye ” söz ve rakamlarının çıkartılarak yerine “Müşterek çocuk 08.01.1997 doğumlu ... için belirlenen aylık 200.00 TL iştirak nafakasının aylık 300.00 TL' na çıkarılmasına, müşterek çocuk 09.03.2002 doğumlu ... için belirlenen aylık 150.00 TL iştirak nafakasının aylık 250.00 TL' ye ” söz ve rakamları yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 20.45 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 31.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması ve fazla ödenen yoksulluk nafakasının iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine, fazla ödenen 9.000,00 TL yoksulluk nafakasının iadesine karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez....

                      UYAP Entegrasyonu