Dosya içeriğinden somut olayda; tarafların 15.02.2007 tarihli ilam ile boşandıkları; davacı yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, hükmün 18.04.2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki artırım davasının 25.09.2012 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, davalının emekli olduğu 780TL emekli maaşı aldığı tespit edilmiştir. Aradan geçen sürede tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olmadığı anlaşılmıştır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/02/2015 NUMARASI : 2014/818-2015/30 Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2004 yılında boşandıklarını, boşanma sonucu velayeti davacıya verilen müşterek çocuk O. K. için aylık 100 TL olarak hükmedilen iştirak nafakasının 2010 yılında açılan son nafaka artırım davası neticesinde aylık 450 TL'ye yükseltildiğini, aradan geçen süre, müşterek çocuğun büyümesi, eğitim vb. giderleri olması, davacı ve davalının doktor olup, davalının gelirinin davacıya göre daha fazla olduğunu belirterek, aylık 450 TL olan iştirak nafakasının 550 TL artışla aylık 1.000 TL'ye yükseltilmesini dava ve talep etmiştir....
Davacı dilekçesinde; boşanma kararı ile kendisi için 30 TL yoksulluk, müşterek çocuk ... için 30 TL iştirak nafakasının hüküm altına alındığını, ancak aradan geçen süre ve hayat şartları nedeniyle nafakaların yetersiz kaldığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının aylık 300 TL ye, iştirak nafakasının aylık 200 TL'ye artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 200 TL ye, iştirak nafakasının ise 125 TL ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir....
aylık 1.250 TL'ye, çocuk için iştirak nafakasının aylık 1.000 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, boşanma ilamıyla müşterek çocuk için hükmolunan aylık 75 TL iştirak nafakasının 150 TL'ye; 150 TL yoksulluk nafakasının aylık 250 TL'ye çıkarılması talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili cevabında; boşanma ilamıyla davacı lehine yoksulluk nafakası hükmolunmadığını ancak müvekkilinin kendisini borçlu zannederek yoksulluk nafakası ödediğini, müvekkilinin maddi durumunun kötü olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, müşterek çocuk için hükmolunan 75 TL iştirak nafakasının 150 TL'ye artırılmasına karar verilmiş; davacıya kesinleşen boşanma ilamında yoksulluk nafakası hükmedilmediği gerekçesiyle davacının yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin davasının reddi yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar ......
Dava dilekçesinde; boşanma davasında hükmedilen 150 TL yoksulluk nafakasının ve 75 TL iştirak nafakasının, aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 300 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 175 TL'ye artırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili; nafaka artırım taleplerinin fahiş olduğunu, boşanmanın üzerinden bir yıl geçtiğini, davalının gelirinde bir artış olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece, takibe dayanak ilam karar tarihinden önce yapılan ödemelerin önceki mahkeme kararı ile takdir edilen aylık 440 TL nafaka alacağına ilişkin olacağı, bu tarihten önce fazla para yatırılmış olsa bile artırılan nafaka alacağına mahsup edilemeyeceği gerekçesi ile nafaka artırım ilam karar tarihi olan 11.02.2013 tarihinden önceki ödemelere ilişkin deliller toplanmadan dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve 23.06.2015 tarihli ek bilirkişi raporu esas alınarak itirazın reddine karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Takibe dayanak ... 9. Aile Mahkemesi’nin 11.02.2013 karar tarihli ilamında; dava tarihi olan 4.5.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, yoksulluk nafakasının aylık 60 TL artışla 260 TL’ye; müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının da aylık 100’er TL artışla 220’şer TL’ye yükseltilmesine karar verilmiştir....
Davada; ödenmekte olan yoksulluk ve iştirak nafakalarının zaman içerisinde ihtiyaçları karşılamadığı ileri sürülerek yoksulluk nafakasının 60 TL'den aylık 150 TL'ye, iştirak nafakasının 30 TL'den 250 TL'ye yükseltilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; "Davalının ekonomik durumu itibariyle nafaka artışını ödeyecek durumda olmadığı, işsiz olduğu herangi bir gelirinin bulunmadığı, omuzundaki rahatsızlıktan dolayı zorlayıcı işlerde çalışamadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; TMK'nun 327/1 maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır" hükmü TMK'nun 331 maddesinde de "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafakanın miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" hükmü getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası artırım davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dilekçesinde; boşanma davasında hüküm altına alınmış olan yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 175,00 TL den 800,00 TL ye, çıkarılmasını talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüyle aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda taraflar, 15.02.2012 tarihli ilamla boşanmış ve davacı yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 09.04.2015 tarihinde, boşanmadan üç yıl sonra açılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, yoksulluk nafakasının TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu nafakanın az miktarda artırılması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....