Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 90 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 210 TL artırılarak 300 TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava,yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."...
Somut olayda; tarafların, 05/04/2010 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları; 02/04/2010 tarihli sulh protokolünde yoksulluk nafakasının 3.000.00.TL, iştirak nafakasının 1.500.00.TL olarak belirlendiği; eldeki davanın 20/12/2012 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, 1.200.00.TL kira ödediği; davalının ise, şirket ortaklıkları olduğu, adına kayıtlı çok sayıda taşınmaz olduğu, yarış atları yetiştirdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacı yararına yüksek yoksulluk nafakası takdir edilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Dava yardım nafakası ve yoksulluk nafakasının artırılması taleplerine ilişkindir. TMK. 328/1. maddesine göre "Ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder" hükmü, 328/2 maddesinde de" çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitim sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler" hükmü getirilmiştir. Buna göre de, reşit olan çocuk şayet eğitimine dava ediyorsa, Anne ve babanın yardım nafakası yükümlülüğü vardır. Somut olayda, davacı Ayşegül dava tarihinde reşit olup eğitimine devam etmektedir. İstenen nafaka yardım nafakasıdır. Önceki iştirak nafakası son bulmuştur. Mahkemece, müstakil olarak 250,00 TL yardım nafakasına hükmolunması gerekirken, önceki sona eren iştirak nafakasının artırılması suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece ;davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 500 TL yoksulluk nafakasının,dava tarihinden itibaren 250 TL artırılarak 750 TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."...
Mahkemece verilen direnme kararında, “…davacının iş bu davayı açarken nişanlılık aşamasında olduğu hâlde … gerçekte evlilik yolunda ilerlediği bir süreçte yoksulluk nafakasının artırılması davası açmasının TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacağı kanaatine varıldığı…” gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de, davacının davayı açtığı tarihte nişanlı olup olmadığı araştırılmadan söz konusu bu karar verilmiştir. TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralı açıklandıktan sonra eldeki davaya bakıldığında, davacı kadının yoksulluk nafakasının artırılması davasını açtığı 29.07.2013 tarihinde nişanlı olduğunun anlaşılması hâlinde dürüst davrandığından söz edilemeyecektir. Bir başka anlatımla yoksulluk nafakasının artırılması davası ile artırdığı nafakayı dava açtıktan yaklaşık beş ay sonra yaptığı evlilik hazırlığında kullanacak olması hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralı çerçevesinde değerlendirilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki Kurulması-İştirak Nafakasının Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Davacı anneden iştirak nafakasının artırılması davasına yönelik temyiz itirazı bakımından alınması gerekli maktu temyiz karar harcının alınmadığı görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, iştirak nafakasının artırılması isteğine ilişkin olup, 12.11.2014 tarihinde açılmıştır. Bu tarih itibarıyla çocuklar için geçerli olan nafaka miktarları, buna ilişkin kararda yer alan artış oranı nazara alındığında, 02.08.2012 tarihinde kesinleşen ilk ilamda gösterilen miktarlar olmayıp bu miktarların üzerindedir. Artış oranına göre dava tarihinde geçerli olan nafaka miktarlarında yapılan artış miktarının bir yıllık tutarı kararın verildiği tarihte geçerli olan kesinlik sınırının (2.081 TL.) altında kalmaktadır. Buna göre, verilen hüküm, miktar itibarıyla kesin olup, temyizi kabul değildir (HUMK.m.427)....
Hal böyle olunca; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, yoksulluk nafakasının TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2020/174 esas ve 2020/250 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 700,00'er TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmedilmiştir. Davalı erkek; kabul edilen iştirak nafakasının artırılması davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 6763 sayılı yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Parasal sınırların arttırılmasına ilişkin 6763 sayılı Yasanın 44. maddesi ile değişik Ek-1. Maddesi uyarınca 01.01.2022 tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddesindeki parasal sınır 8.000,00- TL olmuştur. Kesinlik sınırı her bir nafaka yönünden ayrı ayrı belirlenir....
Islah dilekçesiyle de; iştirak nafakasının 2.250 TL'ye artırılmasını talep etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere boşanma ilamıyla hükmolunan 300,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 750,00 TL'ye, iştirak nafakasının ise 1.200,00 TL'ye artırılması yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dosya kapsamından; tarafların TMK'nun 166/3 maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşandıkları, imzaladıkları protokol gereği davalı kocanın 2002 doğumlu müşterek çocuk için aylık 300,00 TL iştirak , davacı kadın için de aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiği, hükmün taraflarca temyiz edilmeksizin 18.12.2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.TMK'nun 176/4 maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.İştirak nafakası ise, çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik...