e ödediği yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 100,00 TL ye indirilmesine, bu miktarda yoksulluk nafakasının davacı tarafından davalıya ödenmesine, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin davasının reddine, karşı davada ise müşterek çocuklar için ödenen iştirak nafakasının 75'er TL arttırılmasına , fazlaya ilişkin talepleirin reddine karar verilmiş; sözkonusu karar davacı (karşı davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Davacı (Karşı davalı) vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede ; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan asıl davaya yönelik bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, ./.....
Davanın niteliği gereği velayetin değiştirilmesi talebi hakkında verilecek karar iştirak nafakasının kaldırılması talebini etkileyeceğinden, Dairemizin söz konusu bozma ilamının 2. bendinde yer alan bozma sebebine göre davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebi yönünden temyiz itirazlarının incelenmesi doğru değildir. Ancak, bu hususun ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığı anlaşıldığından davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
Mahkemece; iştirak nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra ortadan kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33.maddesi (mülga 1086 sayılı HUMKnun 76.maddesi) uyarınca; davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara ait ise de, dava dilekçesini bir bütün olarak değerlendirerek, davayı nitelendirmek ve uygulanacak kanun maddesini belirlemek hakime aittir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.10.2013 gün, 2013/5-603 esas, 2013/1503 karar sayılı ilamı.) Somut olayda, davacı, davalıya aylık 200.00.- TL yardım nafakası ödediğini ve davalının çalışmaya başladığını ileri sürerek, yardım nafakasının kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece; yanılgılı değerlendirme ve nitelendirme sonucu iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi isabetli değildir....
Somut olayda davacı kadın ortak çocuk için aylık 10.00,00 TL iştirak nafakasının ödenmesini talep etmiş, mahkemece davasının kısmen kabulü ile aylık 5.000 TL iştirak nafakasının ödenmesine karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince aylık 2.500 TL iştirak nafakasının ödenmesine karar verilmiştir. O halde davacı kadın tarafından reddedilen (İlk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi kararı arasındaki kısım) aylık 2.500 TL, davalı erkek tarafından da kabul edilen aylık 2.500 TL iştirak nafakasının yıllık ödenecek nafaka miktarı 30.000 TL’dir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma kararı ile davalı kadına 300 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklara 150'şer TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, boşanma kararından sonra davacının asgari ücretle çalışmaya başladığını, gelirinin azaldığını, yeniden evlendiğini belirterek yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını, bu olmadığı taktirde yoksulluk nafakasının 300 TL'den 100 TL'ye, iştirak nafakasının 150'şer TL den 75'er TL'ye indirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının ekonomik durumunun boşanma davası sırasında nasılsa şimdide aynı olduğunu, çocukların giderlerinin arttığını beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 300 TL'den 100 TL'ye, iştirak nafakasının 150'şer TL den 100'er TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Davada, davacının gelirinin azalması nedeniyle, boşanma kararı ile hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, olmadığında indirilmesi talep edilmektedir....
Davacı dilekçesinde; boşanma kararı ile kendisi için 30 TL yoksulluk, müşterek çocuk ... için 30 TL iştirak nafakasının hüküm altına alındığını, ancak aradan geçen süre ve hayat şartları nedeniyle nafakaların yetersiz kaldığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının aylık 300 TL ye, iştirak nafakasının aylık 200 TL'ye artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 200 TL ye, iştirak nafakasının ise 125 TL ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Mahkemece, sözleşme yapıldığı zamandaki şartların davacı yönünden olağanüstü şekilde ağırlaşması veya hakkaniyetin yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmesi hallerinin gerçekleşmesinin sözkonusu olmadığı kanaatine varıldığından bu sebeple nafakanın dava tarihinden geçerli olarak tamamen kaldırılması veya azaltılması talebi yerinde görülmediği, ilgili sağlık kurulu raporu ve davalının hamileliğinin başlangıç tarihi dikkate alındığında yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihi itibariyle kaldırılması şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığından TMK 176/3. maddesi gereğince yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmamış olup, davalı vekili duruşmadaki beyanında; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebini kabul ettiklerini ancak iştirak nafakasının aynen devamı yönünde karar verilmesini istediklerini belirtmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı için .... Aile Mahkemesinin 12/07/2012 tarihli 2012/331 -616 E. K. Sayılı kararı ile hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, müşterek çocuk için hükmedilen 400,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL'ye indirilmesine, nafakaya her yıl enflasyon oranında artırım uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini bildirerek davanın reddi ile karşı davasında;...Aile Mahkemesinin 2008/39 Esas, 2009/88 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 250 TL yoksulluk nafakasının, 100 TL artırılarak 350 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı (k.davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, yoksulluk nafakasının artırılması; karşı dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. HMK 297/2 maddesi uyarınca; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü kanunda yer almaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/116 Esas ve 2013/23 Karar sayılı ve 30.01.2013 tarihli ilamı ile müşterek çocuk lehine olan iştirak nafakasının 300 TL’ye çıkarıldığını, çocuğun büyüdüğünü, nafakanın yetersiz kaldığını, çocuk için özel eğitim, tedavi ve bakım harcamaları olduğunu belirterek iştirak nafakasının 600 TL’ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir....