Anılan Tebliğin "5- Emsallere Uygun Fiyat ya da Bedelin Tespitinde Kullanılan Yöntemler" başlıklı bölümünün "5.2- Maliyet Artı Yöntemi " kısmında da; maliyet artı yönteminin, emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade ettiği, makul brüt kâr oranının ise, işlemi yapan mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin olarak ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde uyguladığı brüt kâr oranı olacağı, piyasa şartları ve gerçekleştirilen işlevler dikkate alınarak ilgili mal ve hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle bulunan tutarın ilişkili kişilerle yapılan işlemlerde emsallere uygun fiyat veya bedel olacağı, maliyete ilave edilecek kâr marjı olarak yukarıda da belirtildiği gibi, işlemi yapan mükellefin bu mal veya hizmetlere ilişkin olarak ilişkisiz kişilerle yaptığı işlemlerde uyguladığı brüt kâr marjının kullanılacağı, ancak böyle bir kâr marjı mevcut değilse ya da karşılaştırma...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 245/3. madde ve fıkrasında düzenlenen "sahte banka veya kredi artı kullanmak Suretiyle Yarar Sağlama" eyleminde suçun mağduru kartı üreten banka ya da finans kuruluşu olması nedeniyle atılı suçtan doğrudan zarar görmeyen şikayetçi ...'ın davaya katılma hakkı bulunmadığı gözetilmeksizin davaya katılmasına karar verilmiş olması hükmü temyiz hakkı vermeyeceği cihetle; şikayetçinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 21.10.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Reklamcılık ve Tic.A.Ş 2-Artı ....San.ve Tic.A.Ş 3-Tevfik ... vek.Av.....4-... Darman .... arasında görülen dava hakkında ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 21.12.2005 gün ve 1204-894 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 5.4.2007 gün ve 10040-3360 sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, 26.11 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, özellikle de ekonomik göstergelerdeki değişim ve ...’in yayınladığı ÜFE oranı ve davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında arttırılan yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları az olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci fıkrasındaki “... 40 TL olan yoksulluk nafakasının 60 TL arttırılarak aylık 100 TL yoksulluk nafakasının... 35 TL olan iştirak nafakasının 65 TL arttırılarak 100 TL iştirak nafakasının..." rakam ve ifadelerinin çıkartılarak yerine “...40 TL yoksulluk nafakasının 95 TL arttırılarak aylık 135 TL yoksulluk nafakasının...35 TL olan iştirak nafakasının 100 TL artırılarak aylık 135 TL iştirak nafakasının" rakam ve ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle...
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak birşelen dosya kapsamında delil olarak sunulan ve bedelleri istenilen projelerin ve yapılan masrafların sözleşme nedenleriyle yapılan faydalı ve zaruri masraflar olup olmadığı, arsa sahibinin malvarlığında artı bir değer yaratıp yaratmadığı Yargıtay denetimine elverişli şekilde davalı birleşen dosya davacısının önceki raporlara itirazları da giderilecek şekilde tespit ettirilerek, yapılan masraflar faydalı ve zaruri değil ve arsa sahibinin malvarlığında artı değer yaratmıyorsa şimdiki gibi birleşen davanın reddine karar verilmesi, zaruri ve faydalı ise ve arsa sahibinin mal varlığında artı değer yaratıyor ise yapıldıkları yıl piyasa rayicine göre piyasa rayiçlerinin içerisinde müteahhit karı ve KDV olduğundan ayrıca eklenmeden bedellerinin tespiti ve sonucuna göre hüküm altına alınmasından ibarettir....
Davalı vekili, inşaatın yapılacağı parselin bulunduğu yerin askeri güvenlik bölgesi olması nedeniyle zemin artı bir kata ruhsat verildiğini, oysaki inşaatın zemin artı 2 kat olarak yapıldığını, bu haliyle ruhsat alınmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; her ne kadar taraflar arasında zemin artı 2 kat için sözleşme yapılmış ise de, bölgedeki imar durumuna göre ancak zemin artı bir kata inşaat izni verildiği, hali hazırdaki durumu ile inşaatın ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığı, sözleşme yapıldığı tarihte tarafların bundan haberdar oldukları ve işin gecikmesindeki kusurlarının eşit olduğu, davalının, imalatı bitirememesinin kendi elinde olmayan nedenlerden kaynaklandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir....
Davacı T1 Rektörlüğü, Artı Mimarlık arasında düzenlenen sözleşme hükümlerinden kaynaklanan gecikmeye istinaden yapılan ödemeden kontrol teşkilatını sorumlu tutmuş ve zararın kontrol teşkilatından rücusunu talep etmiş ise de Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/654 esasa sayılı dosyasında, Üniversitenin sözleşme dışı isteklerinden dolayı Artı mühendislik aleyhine gecikme cezası uygulanmış olması nedeniyle mahkememizin 2014/654 esas sayılı dosyasında davacı artı mimarlık lehine tazminata hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki "yoksulluk nafakasının kaldırılması, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "iştirak nafakasının artırılması" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından, reddedilen velayet ve iştirak nafakasının kaldırılması ile iştirak nafakasının artırılması ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından...
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin davalı şirketten 2008 model panelvan araç satın aldığı, davalı tarafından düzenlenen araç sipariş formunda 350 Euro karşılığında 2 yıl ek garanti yapılacağının belirtildiği ve 28.12.2009 ile 28.12.2011 tarihleri arasını kapsayacak şekilde ek garanti yapılarak buna ilişkin artı garanti sertifikasının davacıya verildiği, davacı tarafından ek garanti bedeli olarak 598,00 TL nın davalıya ödendiği, ek garanti süresi içerisinde araçta meydana gelen arızanın davalı tarafından aracın garanti süresinin bittiği gerekçesiyle giderilmediği ve davacı tarafından aracın başka bir servise götürülerek araçtaki arızanın giderilmesi için toplam 6.011,25 TL harcama yapıldığı, araç sipariş formu ile davacıya verilen artı garanti sertifikası içeriği dikkate alınarak araçtaki arızanın davalının sorumluluğunun devam ettiği ek garanti süresi içerisinde gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 6.011,25 TL' nin dava tarihinden itibaren...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nın 155/1, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkûmiyet Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü; Suç tarihinin, ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 27/04/2010 tarihinden itibaren ihtarnamede belirtilen 60 artı 5 günlük sürelerin bitim tarihi olan 08/06/2010 tarihi olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında “07/06/2010” olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir....