Aile Mahkemesinin 2011/5 Esas sayılı dosyasıyla iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talepli dava açıldığı, mahkemenin 02/03/2012 tarih 2012/201 Karar sayılı kararı ile kadın yararına bağlanan yoksulluk nafakasının 250,00TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, daha sonra davacı kadın tarafından Tarsus 2....
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davacının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, ilk derece mahkemesi kararının tamamının KALDIRILMASINA, 2- Davacının davasının kısmen kabulü ile davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, davacının yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin KISMEN KABULÜ ile davalı kadın yararına Ankara 3....
SONUÇ: Yukarıda (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle iştirak nafakasının azaltılması talepli asıl davaya yönelik davacı-karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (...) nolu bentte açıklanan nedenlerle iştirak nafakasının artırımı talepli karşı davaya yönelik temyiz edilen hükmün davalı/karşı davacı yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HUMK'nun 440/III-... maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ....01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; '' Davacı vekili müşterek çocuklar lehine hüküm altına alınmış bulunan iştirak nafakasının indirilmesi, davalı lehine hüküm altına alınmış bulunan yoksulluk nafakasının ise kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Müşterek çocukler T1 ve Merve Gamze Kayabaş'a iştirak nafakasının tayin olunduğu 2015 yılından bu yana dört yaş büyümüş, infak/iaşe/eğitim giderleri artmıştır. Keza davacının katkı yükümlülüğü devam etmektedir. Nafaka meblağı,davacının belirlenen ekonomik durumu ile orantılıdır. Bu nedenle iştirak nafakasının azaltılması isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine gelince; nafakanın hüküm alındığı tarihte davalının çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı belirlenmiştir. Boşanma ve nafaka tayini sonrasında ise davalının çalışmaya başladığı keza SGK kaydının sonlandığı 30/11/2018 tarihine kadar çalışma yaşamının devam ettiği,bu ay itibari ile 12.000....
Dosyanın incelenmesinde; davacının dava dilekçesinde müşterek çocuk Badenur için takdir edilen aylık 600 TL iştirak nafakasının aylık 1.000 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ettiği, yapılan incelemede müşterek çocuk 10/02/2008 doğumlu Badenur için boşanma sırasında takdir edilen aylık 200 TL iştirak nafakasının Kocaeli 2. Aile Mahkemesinin 02/10/2020 tarih 2020/93 E. 2020/884 K. Sayılı kararı ile aylık 600 TL'ye çıkarılmasına, söz konusu nafakanın her yıl TÜİK'in öngördüğü ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, mahkemece iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin karar dikkate alınmaksızın eksik incelemeyle hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. O halde mahkemece yapılacak iş, Kocaeli 2....
Davalı, 2012 yılında yapılan son nafaka artışı ile müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının aylık 225 TL'ye yükseltildiğini ve her yıl TÜFE oranında artışa hükmedildiğini,kendisinin de TÜFE artışına göre nafakaları düzenli olarak ödediğini,yine müşterek çocuğun nafaka dışındaki ihtiyaçlarını da karşıladığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; 2016 yılı için aylık 310 TL olarak davalı tarafından düzenli olarak iştirak nafakasının icra dosyasına ödendiği,davalının aylık 2.000 TL geliri bulunduğu,evinin kira olup aylık 450 TL kira ödediği,ikinci evliliğinden de iki çocuğu bulunduğu,nafakanın takdir edildiği tarih ile aradaki zaman aralığı,nafakanın her yıl TÜFE oranında arttırılması,tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak müşterek çocuk için ödenen aylık 310 TL'lik iştirak nafakasının yeterli olduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/07/2014 NUMARASI : 2013/629-2014/367 Taraflar arasındaki (asıl davada) yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması; (karşı davada) yoksulluk nafakasının kaldırılması-iştirak nafakasının azaltılması davasının; mahkemece, yapılan yargılaması sonucunda, davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının ve ortak çocuğun masraflarının arttığını, nafakaların yetersiz kaldığını belirterek aylık 250.00 TL olan yoksulluk nafakasının 500.00 TL ye, aylık 220.00 TL olan iştirak nafakasının 350.00 TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
müşterek çocuk Furkan'ın okulu bırakarak 1.000 TL gelirle çalışmaya başladığını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, iştirak nafakasının ise indirilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; davacı-davalının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması talebinin kısmen kabulüne, davalı- davacı lehine hükmedilen aylık 200 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 100 TL indirilmesine, davalı-davacının müşterek çocuk için iştirak nafakasının artırılması talebin kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren aylık 200 TL iştirak nafakasının davacı-davalıdan alınıp davalı-davacıya verilmesine karar verilmiş ve hüküm davalı-davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 05.12.2016 tarihli ve Esas 2016/8198, Karar 2016/13831 sayılı ilamı ile müşterek çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakasının bir miktar az olduğu gerekçesiyle bozulmuştur....
Somut olayda, davacı kadın lehine hükmedilmiş aylık 1000TL; yıllık 12.000TL tutarındaki tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince tedbir nafakasının kaldırılması davası yönünden verilen karar kesindir. Bu nedenle, kadının tedbir nafakasının kaldırılması davasının kabulüne dair temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacı kadının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadının düzenli olarak çalıştığının ve geliri olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....