Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde; boşanma davasında davacı için hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının, müşterek çocuklar için hükmedilen 100 TL ve 150 TL iştirak nafakasının, aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 500 TL'ye, müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının 400 TL'ye ve 450 TL'ye artırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı; talep edilen nafakaları ödeme gücünün olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....

    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 150 TL artırılarak 650 TL 'ye, iştirak nafakasının aylık 100 TL artırılarak 250 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 1- İştirak nafakasının artırılması bakımından; somut olayda, 01.08.2014 tarihinde kesinleşen iştirak nafakası için, her ne kadar aradan 1 yıl geçmiş olsa da çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup; mahkemece, iştirak nafakasının aylık 250 TL'ye çıkartılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      Temyize konu öncelikli uyuşmazlık; davacının, dava tarihi itibariyle ödediği yoksulluk nafakasının miktarının kaç TL olduğu hususunda toplanmaktadır. Dosya kapsamından, 13.02.2007 tarihli anlaşmalı boşanma ilamında, davalı için aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına, velayetleri davalıya verilen çocukların her biri için aylık 50,00 şer den toplam 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği ve tüm nafakaların her yılın Ocak ayında memur maaşı katsayısı oranında artırılmasının kararlaştırıldığı, eldeki davanın 19.08.2013 tarihinde açıldığı ve yoksulluk nafakasının son ulaştığı rakamın kaldırılmasının talep edildiği, yoksulluk ve iştirak nafakası toplamının, davacının maaşından birlikte kesilmesi nedeniyle yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle kaç TL olduğunun belli olmadığı anlaşılmıştır....

        Cevap dilekçesi: Davalı erkek vekili süresi geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının Kaymakamlık'tan sosyal destek aldığını, ayrıcı engelli maaşı aldığını, çocuğun 23/03/2021/ tarihinde reşit olacağını, bu tarihten itibaren iştirak nafakasının kendiliğinden kalkacağını, ayrıca çocuğun yaz aylarında biriyle evleneceğini, davalının ise işitme ve konuşma engelli olduğunu, bu nedenle başka bir işte çalışmasının mümkün olmadığını, sadece emekli maaşından aldığı aylık 2.278,00 TL geliri olduğunu, başkaca geliri olmadığını, tüm bu nedenlerle iştirak nafakasının artırım talebinin reddine, kadın için bağlanan yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 375,00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 350,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir....

        Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükümde yer alan “yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 15.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL’ye....iştirak nafakasının dava tarihi olan 15.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 150,00 TL’ye” ibarelerinin karar metninden çıkartılarak sırasıyla yerlerine takdiren “yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 15.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL’ye...iştirak nafakasının dava tarihi olan 15.04.2010 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 200,00 TL’ye” ifadelerinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 31.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vasi vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin oğlu ile davalının boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verildiğini, boşanma ilamı ile 100,00'er TL iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedildiğini ancak müvekkilinin oğlunun boşanmadan sonra psikolojik rahatsızlığı nedeniyle kısıtlandığını, davacının oğluna vasi olarak atandığını belirterek; kısıtlının çalışmadığı ve gelirinin bulunmadığı gerekçesi ile ödemekle yükümlü olduğu iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, aylık 100,00 TL olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere 50,00 TL'ye indirilmesine, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davalı temyiz dilekçesinde; tarafına ödenen yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasını...

            Buna göre, yoksulluk nafakasının artırılmasına dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren artırılmaya başlayacağının belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.Ne var ki; bu eksikliğin düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından hükmün HUMK 438/7, C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/2 ek 3/1.maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. Hükmün 2.satırbaşında yer alan "...1.250,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, ..." ifadelerinin çıkarılarak yerine "...dava tarihinden itibaren 1.250,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, ..." ifadelerinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 0.90 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 25.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nisbi harç alınmadan (Harçlar Kanunu md. 30-32) davaya devam edilmesi yanlış olmuştur. O halde, mahkemece davacıya "yoksulluk nafakasının kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3- Kabule göre de; Davacının talebi yoksulluk nafakasının kaldırılması olduğu halde, mahkemece iştirak nafakasının kaldırılması olarak değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :İştirak Nafakasının Azaltılması, Yoksulluk Nafakasının :Kaldırılması-İştirak ve Yoksulluk Nafakasının Artırılması :Protokolün Uyarlanması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından duruşma talepli olarak asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, birleşen davanın kabul edilen kısmı yönünden; davalı- davacı tarafından ise katılma yoluyla birleşen davanın reddedilen kısmı yönünden temyiz edilmişse de; iştirak nafakasının azaltılması/artırılması, yoksulluk nafakasının artırılması/kaldırılması, protokolün uyarlanmasına ilişkin verilen kararların Yargıtayda duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşmalı olarak incelenmemektedir....

                  Daha sonra erkek tarafından boşanma davasında hükmedilen tazminatların kaldırılması ve yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden İzmir 12. Aile mahkemesine açılan davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 100,00 TL ye indirildiği, davacı tarafından istinaf üzerine istinaf talebinin miktar yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. Yine davacı yoksulluk nafakasının kaldırılması istemi ile İzmir 3. Aile Mahkemesine dava açmış, davası reddolmuştur. İzmir 4. Aile Mahkemesinin 2016/29 E - 215 K. İlamı ile 01/06/2006 doğumlu çocuğun velayetinin babaya verildiği, kararın 25/04/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Bu açıklamalar ışığında davacı-davalının istinaf talebi incelendiğinde; Tarafların boşanma dosyasında kesinleşen kusurlu davranışlarına göre; davacı-davalı erkek yönünden yoksulluk nafakasının şartları yoktur....

                  UYAP Entegrasyonu