WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ve davalının ekonomik ve sosyal durumları, nafaka artırım davası ile aradan geçen süre, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; yerel mahkemece takdir edilen iştirak nafakası miktarı düşük olup, hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, iştirak nafakasının niteliği, çocuğun masraf ve ihtiyaçları nazara alınarak, önceki nafaka artırım davası ile aradan geçen süre dikkate alınarak, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/05/2015 NUMARASI : 2015/157-2015/333 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; değişen koşullar ve ihtiyaçlar nedeniyle, taraflar arasında görülen Konya 4. Aile Mahkemesinin 2013/142 E.-2013/389 K.sayılı artırım ilamı ile davacı kadın için hükmedilen 150,00 TL yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye, müşterek çocuk Nahide için hükmedilen 150,00 TL iştirak nafakasının 300,00 TL’ye ve müşterek çocuk Gizem için hükmedilen 125,00 TL iştirak nafakasının 300,00 TL’ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      yoksulluk nafakasının ise aylık 300 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....

        Asıl dava yoksulluk nafakasının artırılması, birleşen dava yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4. maddesi gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu bağlamda iradın artırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Dosya kapsamından; tarafların 13.04.2001 tarihinde boşandıkları, boşanma kararının 17.04.2001 tarihinde kesinleştiği, boşanma neticesinde davacı birleşen dosya davalısı lehine aylık 125,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacı birleşen dosya davalısının çalışmadığı, aylık 350,00 TL malulen emekli aylığı olduğu, davacının eldeki nafaka artırım davasını 29.07.2013 tarihinde açtığı anlaşılmaktadır. Her dava, açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir....

          Davacı kadın için talep edilen yoksulluk nafakası artırım miktarının bir yıllık tutarlarının 3.000 TL ye tekabül ettiği, müşterek çocuk için talep edilen iştirak nafakasının reddedilen artırım miktarının 100 TL olup bir yıllık tutarının 1.200 TL ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince 2019 yılı itibarı ile İlk Derece Mahkemeleri tarafından verilen değeri 4.400 TL yi geçmeyen kararların kesin olduğu anlaşılmakla davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

          Davalı usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmamış olup, davalı vekili duruşmadaki beyanında; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebini kabul ettiklerini ancak iştirak nafakasının aynen devamı yönünde karar verilmesini istediklerini belirtmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı için .... Aile Mahkemesinin 12/07/2012 tarihli 2012/331 -616 E. K. Sayılı kararı ile hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, müşterek çocuk için hükmedilen 400,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL'ye indirilmesine, nafakaya her yıl enflasyon oranında artırım uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

            Her ne kadar davalı erkek istinaf dilekçesi ile boşanma kararı ile birlikte kadın lehine bağlanmış bulunan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiş ise de, yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının usulüne uygun harçlandırılarak açılan davanın konusu olduğu anlaşıldığından, davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Ayrıca, hükmedilen iştirak nafakalarına davacının talebine istinaden her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasında usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının bu yöne temas eden istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

            Mahkemece;davacının yoksulluk nafakasının artırım talebi yönünden ise; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, yoksulluk nafakasının niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayımladığı ÜFE (TEFE) artış oranı nazara alınarak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu oranda artırıma karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davacının yoksulluk nafakası artırım talebinin reddine karar verilmesi de doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere , 12.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; davacı ve davalının 14.09.2006 tarihli mahkeme kararıyla boşandıkları, 1994 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacı anne için aylık 200 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 13.03.2009 tarihinde açılan nafaka artırım davası ile iştirak nafakasının 180 TL'ye, yoksulluk nafakasının ise 240 TL ye yükseltildiği, nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığı iddia edilerek yoksulluk nafakasının 600 TL'ye iştirak nafakasının ise 400 TL'ye yükseltilmesi talep edilmiştir....

                Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile; davacı kadının 600,00 TL olan tedbir nafakasının 1.200,00 TL artırılarak aylık 1.800,00 TL'ye yükseltildiği, davacı kadının artırım yapılan nafakasının bir yıllık tutarının 14.400,00 TL'ye tekabül ettiği, müşterek çocuğun 400,00 TL olan tedbir nafakasının ise aylık 800,00 TL artırılarak aylık 1.200,00 TL'ye yükseltildiği, çocuğun artırım yapılan nafakasının bir yıllık tutarının 9.600,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1- Davalının istinaf talebinin HMK'nın 352....

                UYAP Entegrasyonu