Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının 350,00 TL’ye, iştirak nafakasının 300,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Somut olayda; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında, takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup; mahkemece, iştirak nafakasının aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalının iştirak nafakasının artırım oranına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 176/4 maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir....
Aile Mahkemesinin 2010/216 Esas- 2011/27 Karar 18/10/2011 tarihli ilamıyla hükmedilen davacı için 250,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuk Yiğitcan için 250,00 TL iştirak nafakasının değişen koşullar ve ihtiyaçlar nazara alınarak ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, gelecek yıllarda TÜFE-TEFE ortalamasına göre artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının aylık 50,00 TL artırılarak 300,00 TL 'ye, iştirak nafakasının aylık 150,00 TL artırılarak 400,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hükmün taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 27.05.2015 tarih ve 2015/1153Esas-2015/9649 Karar sayılı ilamı ile "......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının ve yardım nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2008 yılında boşandıklarını, kendisi için aylık 175 TL yoksulluk, müşterek çocukları ... için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, 2013 yılında açılan artırım davası neticesinde lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 220 TL'ye, müşterek çocukları ... lehine hükmedilen iştirak nafakasının ise aylık 225 TL'ye yükseltildiğini, davalının İtalya'da antika halı tamircisi olduğunu ve yüksek miktarda gelir elde ettiğini, halihazırda müşterek çocukları ...'...
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 05.12.2008 tarihli ilamla anlaşmalı şekilde boşandıkları, boşanma ilamıyla 100,00'er TL iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacı Güler'in, 29.05.2009 tarihinde nafaka artırım davası açtığı, o davada mahkemece, yoksulluk nafakasının artırılması isteminin reddine, iştirak nafakasının aylık 160,00 TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, hali hazırda davacının, davalıdan kendisi ve çocuğu için toplam 260,00 TL nafaka aldığı, davacının 18.11.2013 günü eldeki artırım davasını açtığı, ev hanımı olan davacının davalıdan aldığı toplam 260,00 TL nafaka dışında hiç bir gelirinin bulunmadığı, müşterek çocuğun 13.06.2003 doğumlu olduğu, devlet okulunda okuduğu, davalının bir bankada çalıştığı, aylık 1.750,00 TL gelirinin bulunduğu, yeniden evlendiği, 2010 yılında bir çocuğunun daha olduğu anlaşılmaktadır....
Davacı tarafından aylık 100 TL iştirak nafakasının aylık 500 TL ye yükseltilmesi talep edilmiş, mahkeme tarafından dava reddedilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Reddedilen nafaka artırım miktarı yıllık 8.000,00 TL nin altında olduğundan (12*400=4800) karar davacı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. Ancak nafaka artırım talebi kesinlik sınırında kalmakla birlikte Yerleşik Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin içtihatlarına göre nafakanın takip eden yıllarda ÜFE oranında artırıma bağlanması talebi miktardan bağımsız olarak yasa yolu denetimine açıktır. Davacı kadının iştirak nafakasına takip eden yıllar için artırım talep etmesi haklı bulunduğundan iştirak nafakasının yıllık ÜFE oranı üzerinden artırılmasına karar verilmiştir. Yoksulluk nafakasına yönelik talebin değerlendirilmesinde ise kadının mernis kaydı incelendiğinde 21.06.2022 tarihinde evlendiği anlaşılmaktadır....
Davacı tarafından aylık 100 TL iştirak nafakasının aylık 500 TL ye yükseltilmesi talep edilmiş, mahkeme tarafından dava reddedilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir. Reddedilen nafaka artırım miktarı yıllık 8.000,00 TL nin altında olduğundan (12*400=4800) karar davacı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. Ancak nafaka artırım talebi kesinlik sınırında kalmakla birlikte Yerleşik Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin içtihatlarına göre nafakanın takip eden yıllarda ÜFE oranında artırıma bağlanması talebi miktardan bağımsız olarak yasa yolu denetimine açıktır. Davacı kadının iştirak nafakasına takip eden yıllar için artırım talep etmesi haklı bulunduğundan iştirak nafakasının yıllık ÜFE oranı üzerinden artırılmasına karar verilmiştir. Yoksulluk nafakasına yönelik talebin değerlendirilmesinde ise kadının mernis kaydı incelendiğinde 21.06.2022 tarihinde evlendiği anlaşılmaktadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesi ile; tarafların 2005 tarihli boşanma kararı ile boşandıklarını, boşanma ilamıyla birlikte davacı kadın lehine hükmedilen aylık 100 TL yoksulluk nafakasının aylık 250 TL'ye, müşterek çocukların her birine aylık 30 TL olarak hükmedilen iştirak nafakasının aylık 150'şer TL'ye artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı hükmolunan 30'ar TL iştirak nafakasının aylık 150'şer TL'ye artırılmasına, davacı kadının kendisine ilişkin artırım talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Buna göre, boşanma davasının üzerinden uzun bir zaman geçmeden ve davalının ekonomik gelir düzeyinde TÜFE oranının üzerinde belirgin bir artış olmadan nafaka artırım talebinde bulunulmasının hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmayacağı kanaatine varıldığından; açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Somut olayda; 06.05.2013 tarihinde kesinleşen boşanma ilamında 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği ve 01.01.2014 tarihinden başlamak üzere iştirak nafakasının gelecek yıllarda TÜİK tarafından açıklanan 12 aylık ortalamalara göre belirlenen TÜFE oranında arttırılmasına karar verildiği verildiği anlaşılmaktadır. Artırım davası açılması kanunda belirli bir süreye tabi tutulmamıştır. Davacı, hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığını ve ihtiyacı karşılamadığını ileri sürmektedir....
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde;artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 31.10.2014 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla belirlendiği, eldeki artırım davasının ise 30.11.2015 tarihinde açıldığı,tarafların sosyal ve ekonomik durumunda boşanmadan sonra olağanüstü bir değişiklik olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediği görülmüştür....
Aile Mahkemesinin 13.11.2012 tarihli ve 2012/220 Esas 2012/903 Karar sayılı ilamı ile davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının 375,00 TL'ye yükseltildiği, yoksulluk nafakasının artırımı talepli bir sonraki davada ise ... 6. Aile Mahkemesinin 03.03.2016 tarihli ve 2015/975 Esas 2016/178 Karar sayılı ilamı ile yoksulluk nafakası artırım talebinin reddine dair kararın Dairemizin 2016/10343 E., 2017/703 K.sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; mahkemece, davacı kadının yoksulluk nafakasının aylık 275,00 TL olduğu gözetilerek hüküm kurulduğu, davanın açıldığı tarihte davacı kadının aldığı yoksulluk nafakasının aylık 375,00 TL olduğu halde, bu hususun taraflarca ileri sürülmediğinden mahkemece yargılama sırasında değerlendirilemediği anlaşılmaktadır....