"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tedbir nafakası (TMK. md. 197) konusunda mahkemenin kusur belirlemesine ilişkin tespitinin kesin hüküm oluşturmasına, kendisine maddi ve manevi tazminat verilen kadının hükmü bu yönden temyiz etmemesinin tabii bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK 'nun 197/2 maddesi uyarınca açılmış önlem nafakası isteminden ibarettir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.( TMK 197/2) Somut olayda kadın erkeğin sadakatsizliğine vakıa olarak dayanmış, ilk derece mahkemesince de erkeğin sadakatsizliği erkeğe kusur olarak yüklenmiştir. Vakıa davacı tanıklarının beyanları ile sübut bulduğu gibi bizzat davalının tanığı Merve'nin anlatımından da sübut bulmuştur. Erkeğin sadakatsizliği Esra isimli kadınla birlikte yaşam suretiyle devam ettiğinden kadının açtığı boşanma davasından feragati sadakatsizliğin affı olarak nitelendirilemez. Zira devamlılık arz eden sadakatsizlik, sadakat yükümlülüğünün süreklilik arz edecek halde ihlali anlamını taşır....
Dava, evlilik birliğinin sarsılması ( TMK 166/1,2 ) nedeniyle boşanma ve fer'ileri istemlerine ilişkindir. Davacı kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine (TMK 166/1,2) dayanılarak açılan işbu boşanma davası; aynı davanın, daha önce açılmış ve halen görülmekte olduğu belirtilerek derdestlik koşulları oluştuğu gerekçesiyle usulden reddedilmiştir. Derdestlik bir dava şartı olup hakim tarafından re'sen gözetilir (HMK m. 114/1- 1,115). Derdest davadan söz edebilmek için her iki davanın tarafları, konusu ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Davalı erkek tarafından açılan Alanya 2. Mahkemesi'nin, 2019/218 esas ve 2019/893 karar sayılı dava dosyasında kadının birleşen davası TMK'nın 197. Maddesi uyarınca tedbir nafakası istemine ilişkin olup, istinaf incelemesine konu bu dosyadaki talep ise davacı kadın tarafından açılan boşanma davasıdır. Bu durumda, kadın tarafından Alanya 2....
Bu itibarla, davacı tarafın tavzih isteminin reddine dair 16.05.2014 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile ;hükmün 1. fıkrasında yer alan “ Davanın TMK 197. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile aylık 400,00-TL bakım nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine “ Davanın TMK 197. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık 400,00-TL bakım nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” ifadesi yazılmak suretiyle 6100 sayılı Kanunun geçici 3.maddesi atfıyla H.U.M.K.'...
Kabule göre de; Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m.186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır ( TMK m. 169). Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175/1).Nafaka yükümlülüğünde kusur aranmaz (TMK m. 175/2)....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadın yararına boşanma davasında hükmolunan tedbir nafakası (TMK m. 169) ile tedbir nafakası davasında (TMK m. 197) hükmolunan tedbir nafakasının tahsilinin, tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde infaz edileceğinin tabi bulunmasına göre, davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadının kabul edilen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Yapılan yargılama ve toplanan delillerle; davacı-davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, ailesinin evlilik birliğine müdahalelerine kayıtsız kaldığı, eşini ve akrabalarını ortak konuttan kovduğu ve eşini istemediğini söylediği, buna karşılık davalı-davacı kadının da eşine hakaret ettiği ve onu aşağıladığı anlaşılmaktadır....
Dava dilekçesinde, ayrı yaşamda haklılık iddiasına dayalı olarak davacı eş (kadın) için aylık 300 TL, davacı yanında kalan müşterek çocuklar için ayrı ayrı 150'şer TL tedbir nafakası talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; davacı kadın yönünden davanın reddi, müşterek çocuklar yönünden kısmen kabulüne (ayrı ayrı aylık 75'şer TL tedbir nafakasına) hükmolunmuş, hükmü davacı temyiz etmiştir. TMK 197. maddesine göre ayrı yaşamakta hakkı olan eş diğer eşten tedbir nafakası talebinde bulunabilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği eşler evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında katılmak zorundadırlar (TMK madde 186/son). Davacı kadının belirli bir gelirinin bulunması gelirinin davalı kocadan daha çok olması, davalı kocanın gelirinin davacı kadından az olması tedbir nafakası bağlanmasına engel olmaz. Zira evlilik birliğinin ortak giderleri olan kira, elektirik, yakıt, su vs. giderlere davalı eş koca katılmak zorundadır....
Mahkemece kadının birleşen bağımsız tedbir nafakası davası (TMK m.197) kabul edilerek kadın yararına 750 TL, çocuklar yararına 500’er TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında tedbir nafakalarının yoksulluk ve iştirak olarak nitelendirilmesi maddi hataya dayalı olup, sonuç doğurmaz. Mahkemece, Dairemizin 19.12.2016 gün, 2016/13574 esas.-2016/15771 karar sayılı bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda tarafların boşanmalarına karar verilmiş, ancak kadının talep ettiği iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle erkeğin kabul edilen boşanma davasında kadının talep ettiği yoksulluk nafakası ile velayeti anneye verilen ortak çocuklar için iştirak nafakaları yönünden olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169) Müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen tedbir-iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu görüldüğünden erkeğin tedbir ve iştirak nafakası miktarı ile kadına tedbir nafakası takdiri ve nafaka miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 175.maddesinde boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
md.197) tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, velayeti anneye verilen müşterek çocuklardan Hilal Nisa yararına aylık 300,00- TL. ve müşterek çocuklardan Esra Berra yararına aylık 300,00- TL. tedbir nafakasının asıl davada hükmedilen tedbir nafakaları ile (TMK md.197) tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davacı erkekten alınarak müşterek çocuklara velayeten davalı kadına verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren aynı miktar nafakaların iştirak nafakası olarak devamına, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....