HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/404 KARAR NO : 2022/283 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İSCEHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2021 NUMARASI : 2021/84 ESAS 2021/146 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; Mahkememizin kararı ile boşandığını ve yoksulluk nafakası olarak o tarihte 170 TL nafakaya hükmedildiğini, kendisinin hiçbir gelirinin olmadığını, nafakanın kendisinin geçimini sağlamasına yetmediğini, karşı tarafın nafakayı düzenli olarak ödemediğini, nafakanın 400 TL ye yükseltilmesini yargılama giderinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. ./......
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut uyuşmazlıkta; taraflar ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2009 Tarih 2009/251 E. 2009/366 K. sayılı ilamı ile boşanmışlar ve davacı kadın lehine 100 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 18.10.2012 tarihli ilamla boşanmışlar, boşanma ilamı 21.11.2012 tarihinde kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 06.11.2015 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....
Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde, mahkemece yapılacak işin; davacının sosyal ve ekonomik durumu ile davalının ihtiyaçları karşılaştırılarak, önceki nafaka takdirinde kurulan dengeyi koruyucu, davalının ihtiyaçlarını asgari ölçüde karşılayacak, davacının geliri ile de orantılı olacak şekilde, artırılan yoksulluk nafakası miktarı TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırım yapılması olup, bu husus nazara alınmadan karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; ortak çocuk için ödenen aylık 150.00 TL iştirak nafakasının yeterli olmadığını ileri sürerek; 800.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir . Davalı, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 250.00 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk ...'in 2010 doğumlu olduğu, anaokulunda eğitim gördüğü, tarafların ise öğretmen olduğu anlaşılmaktadır. Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık 1,5 yıl geçmiştir....
İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Somut olayda; velayet hakkı annede olan müşterek çocuk ..'in 2012 doğumlu olduğu, davacının mevsimlik işçi olup , aylık 850 TL geliri olduğu; davalının ise inşaat işçisi olup, aylık 1.000 TL geliri olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, çocuğun ihtiyaçlarına ve günün ekonomik koşullarına göre, mahkemece takdir edilen 800 TL iştirak nafakası yüksektir....
Davalı tarafından, davacının ekonomik durumunun daha iyi olduğu ve müşterek çocuk Melih'in, boşanma kararından sonra kendisinin yanında kaldığı ileri sürülerek her iki davacı yönünden de nafakanın artırımı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur. Mahkemece, müşterek çocuğun babanın yanında kalması nedeniyle iştirak nafakası artırımına ilişkin istemin reddine; yoksulluk nafakasının ise 300,00 TL artırılarak 900,00 TL olarak belirlenmesi cihetine gidilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....