na göre nafakaya dair taleplerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekirken, mahkemece; hükümde nafakanın başlangıç tarihinin belirtilmemiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı bulunan "…davacı ... için aylık 250 TL müşterek çocuk ... için aylık 500 TL nafakanın davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine," ifadesinin çıkartılarak, yerine "…dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı ... için aylık 250 TL müşterek çocuk ... için aylık 500 TL nafakanın davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine," ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.12.2011 gün ve 2010/634 Esas ve 2011/959 sayılı Kararı ile boşandıkları ve davalı lehine 500 TL tedbir nafakasına ve bu nafakanın kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren de yoksulluk nafakası olarak devamına karar verildiği ve bu kararın henüz temyiz aşamasında olup, henüz kesinleşmediği dosya içeriği ile anlaşılmaktadır.Yoksulluk nafakasının başlangıcı boşanma davası içinde boşanma kararının kesinleştiği tarihtir.Bu nedenle boşanma ilamı kesinleşmeden takdir edilen bu nafakanın kaldırılması ayrı bir dava konusu yapılamaz. Her dava açıldığı tarihteki koşula göre incelenir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 05.06.2008 tarihli kararı ile yoksulluk nafakasının aylık 100,00 TL’ye çıkarıldığını, aradan uzun süre geçtiğini, davacının sağlık sorunlarıyla uğraştığını, davalının maddi durumunun iyi olduğunu, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye çıkarılması ile nafakanın her yıl tüfe oranında arttırılması karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Nafakanın kaldırılmasına yönelik dava, eldeki dosyadan tefrik edilerek 2013/515 Esasa kaydedilmiştir. Mahkemece; 2013/515 Esas 2014/149 Karar sayılı ilama göre davalının gayrıresmi evli olarak başka biriyle yaşadığı sabit olduğundan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verildiği bu nedenle dava tarihi 05/03/2013 ile nafakanın kaldırılmasına dair ilamın kesinleşme tarihi 28.04.2014 arasında davalıya ödenen 3.378,70 TL nafakanın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ... Aile Mahkemesinin 28.04.2014 kesinleşme tarihli 2013/515 Esas-2014/149 Karar sayılı ilamı ile kaldırılmıştır. Eldeki dava tarihi itibariyle yoksulluk nafakası kaldırılmamıştır. Her ne kadar, yargılama sırasında yoksulluk nafakası kaldırılmış ise de, her dava davanın açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır....
Davacı-davalı erkeğin nafakanın kaldırılması yönündeki talebi için ayrıca harç alınmamıştır. Kaldırılması talep edilen nafakanın yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınmadan (Harçlar Kanunu md. 30-32) davaya devam edilmesi yanlış olmuştur. O halde, mahkemece davacı-davalıya "nafakanın kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devamla bu talep hakkında ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı-davalı erkeğin asıl boşanma davasının kabulüne karar verildiği gözetilmeden, asıl dava yönünden davalı-davacı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Mahkemece, davacının talebi doğrultusunda hükmedilen nafakanın gelecek yıllar için de Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmedğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasına "hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına" ifadesinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 07.12.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı nafakanın kaldırılması davasında dava edilmeyen bir konuda nafaka alacağının bulunmadığını da beyan etmiştir. Bu beyanı da "ikrar" mahiyetindedir. O nedenle nafakanın kaldırılması davasından önce doğmuş nafaka borcunun bulunmadığı da ikrar ile sabittir. Davanın yukarıdaki nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davada, boşanma ilamı ile 400,00 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının, boşanma öncesindeki ekonomik statüyü sağlamadığı gerekçesi ile aylık 1.500,00 TL’ye çıkartılması talep edilmiş; mahkemece, nafakanın aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından artırımın fahiş olduğu gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının arttırılması talebidir. Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesi gereğince, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyeti gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Buna göre; nafakanın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı kadın için 400,00 TL olan yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuk için 250,00 TL olarak takdir edilen nafakanın 350,00 TL olarak artırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasına ilişkindir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafakanın artırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Buna göre, mahkemece dava konusu talebin kısmen kabulüne karar verilirken, nafakanın artırılmasına dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren artırıldığının hükümde gösterilmemiş olması doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 2013/879 E. 2013/766 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, mahkemece müşterek çocuğun velayetinin davalıya verildiğini ve ....000,00 TL iştişrak nafakası ile takdir edilen nafakanın her yıl %... oranında artırılmasına karar verildiğini, nafakanın yıllık artış oranı ile birlikte ....600,00 TL'na yükseldiğini, boşanma kararı sonrası gelirinde azalma olduğunu, tmasrflarının arttığını, nafaka miktarı ve artış oranının davacı açısından çok ağır olduğunu, belirterek, nafakanın ....500,00 TL'ye ve yıllık artış oranınaın ÜFE oranına indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir....