Davada, davalının sigortalı olarak çalıştığı böylece yoksulluğunun ortadan kalktığı ileri sürülerek aylık 200 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiş; mahkemece, davalının sigortalı olarak çalıştığı işyerinden kendi isteği ile (nafaka alabilmek için) ayrıldığı, bu durumun nafakanın devamını haklı kılmadığı gerekçesiyle nafakanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Kural olarak, yoksulluğun ortadan kalkması halinde nafakanın kaldırılmasına karar verilebilir (TMK.md.176). Yine yerleşik yargı uygulamasına göre, asgari ücretle çalışmakta bulunulması yoksulluğu ortadan kaldırıcı bir olgu olarak kabul edilmemiştir....
Davada, anlaşmalı olarak gerçekleşen boşanma davasında ... çocuk için kabul edilen aylık 5000 Euro iştirak nafakasının; davacının, ödeme gücünün bulunmaması, Euro’nun aşırı değerlenmesi, çocuğun ihtiyacından fazla olması ve anneninde gelirinin bulunması ve katkı sağlaması gerektiği ileri sürülerek 500 TL’ye indirilmesi istenilmiş mahkemece, davacının ödeme güçlüğüne düştüğü gerekçesiyle nafakanın 2000 TL ye indirilmesine karar verilmiştir. Tarafların 7.2.2007 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, mahkemece anlaşma doğrultusunda velayeti anneye verilen ... için 5000 Euro iştirak nafakasına hükmedilmiş, aradan yaklaşık 1,5 yıl geçtikten sonra 08.08.2008 tarihinde yukarıda açıklanan iddialara dayalı olarak nafakanın 500 TL ye indirilmesi istemiyle dava açılmıştır. Mahkemece iddia ... görülerek nafakanın indirilmesine karar verilmiştir....
Somut olayda, davaya konu nafakanın takdir edildiği önceki Mazgirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/77 E-2009/90 K.sayılı dosyasında ve ilamında; davacının davalıyı evden kovduğu ve yasa ile öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi birlik görevlerinden kaçtığı nedeniyle nafaka alacaklısı kadına ayrı yaşamada haklı olduğu gerekçesiyle tedbir nafakası bağlandığı anlaşılmaktadır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası .....’in yayınladığı ..... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ....’in yayınladığı .... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ... nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
lehine aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak aradan geçen zaman içerisinde müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını ve nafakanın yetersiz kaldığını ,bu nedenle müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının 2.500 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; talep edilen nafakanın fahiş olduğunu, ödeme gücünün olmadığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk ... için aylık 150 TL iştirak nafakasının 700 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İBK.'...
de operatör olarak çalışıp gelirinin iyi olduğunu belirterek, tarafların müşterek çocuğu Hanifi lehine aylık 1.000 TL nafakaya hükmedilmesini ve hükmedilecek nafakanın yıllık TEFE oranında artırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında yaşanan sorunların davacıdan kaynaklandığını,davacının evi terk ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile;müşterek çocuk Hanifi için aylık 600 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine,tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına,karar kesinleştikten sonra nafakanın iştirak nafakası olarak devamına;belirlenen nafakanın yıllık TEFE endeksine göre artırılmasına karar verilmiş,hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne; davacı çocuk yararına hükmedilen aylık 100,00TL nafakanın 200,00TL artırılarak dava tarihinden itibaren 300TL yardım nafakasının davacının eğitimi bitinceye kadar davalıdan tahsiline, nafakanın her yıl başından itibaren TEFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Ancak mahkemece; artırılmış olan yardım nafakası, dava tarihi olan 26/09/2013 tarihinden başlatılmış olup, her yıl artışın aynı tarih itibarıyla geçerli olacağını belirtmek gerekirken, hükümde karar tarihinden itibaren devir eden her yıl denilmek sureti ile, yaklaşık 7 ay sonra ÜFE oranında artırıma karar verilmesi doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün 1. fıkrasında fazlaya ilişkin talebin reddine cümlesinden sonra gelen "belirlenen nafakanın karar tarihinden itibaren devir eden her yıl başından bir önceki sene yıllık üfe oranında artırılmasına" cümlesi çıkarılarak yerine “belirlenen nafakanın gelecek yıllarda her yıl 26 Eylül tarihinden geçerli olmak üzere TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranında artırılmasına” sözleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 16.02.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Hukuk dairesinin 27/12/2021 tarihli yardım nafakasının kaldırılmasına dair ilama karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı ile kesinleştiği, davacı tarafından açılan davacı için bağlanan nafakanın yeterli olmadığı belirtilerek nafakanın artırılması talep edilmiş olup, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde önceki nafaka karar kesinleşme tarihinden sonra aradan geçen süre içersinde meydana gelen enflasyon oranı, ihtiyaçlarının artması gözönüne alındığında bağlanan nafakanın yetersiz kaldığı kanaati ile nafakanın dava tarihinden itibaren 500,00 TL artırılarak 900,00 TL'ye çıkartılmasına nafakanın her yıl efe tüfe oranında arttırılmasına karar verilmiş olup karara ilişkin davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....