Ancak, mahkemece uyulan dairemizin bozma ilamında nafakanın 275 TL olduğu açıklanmış ise de, 1991 tarihinde davacı lehine 275.000 TL (eski) yoksulluk nafakasına hükmedildiği, işbu dava tarihi itibariyle bunun 0,275 TL olduğu, bozma ilamında maddi hata sonucu 275 TL olarak belirtildiği gözönüne alındığından, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar fazla olup, TMK 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun değildir. Mahkemece yapılacak iş, daha önce hükmedilen nafakanın 275.000 TL(eski) olduğu gözönüne alınarak ve endeks uyarınca artış yapmak suretiyle nafakanın artırılmasına karar vermek olmalıdır....
Ancak, mahkemece yıllık artırım talebinin aylık artırım talebi olarak nitelendirilmek suretiyle "....nafakanın aylık arttırım talebinin kısmen kabulü ile ; Devlet tarafından belirlenmiş olan yıllık enflasyon oranında her yıl Ocak ayında söz konusu nafakanın arttırılmasına, " karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1.fıkrasının son cümlesinde yer alan "..söz konusu nafakanın aylık arttırım talebinin kısmen kabulü ile; Devlet tarafından belirlenmiş olan yıllık enflasyon oranında her yıl Ocak ayında söz konusu nafakanın arttırılmasına," ifadesinin hüküm fıkrasından çıkarılarak; yerine "...söz konusu nafakanın her yıl , TÜİK'ce yayınlanan ÜFE oranında arttırılmasına." cümlesi yazılmak suretiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7. (6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2. maddesi) yollamasıyla hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 02.07. 2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu nedenle nafakanın kaldırılmasına yönelik verilen karar miktar itibariyle kesindir. Bu nedenle davacı erkeğin nafakanın kaldırılması davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı erkeğin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına, karar vermek gerekmiştir....
Davacı, tarafların boşanma ilamıyla davalıya aylık 450 TL, velayeti davalıya bırakılan müşterek çocuk için aylık 350 TL nafaka bağlanıp, yıllık %35 artış öngörülüp, dava tarihinde 3592 TL'ye yükselen nafakanın ödenmesinin imkansız duruma geldiğini ileri sürerek nafakanın davalı için 350 TL'ye, müşterek çocuk için 300 TL'ye indirilip, yıllık %35 artış oranının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı anlaşma sonucu nafakanın belirlendiğini, davacının ekonomik durumunun iyi olduğunu bildirerek, yersiz olan davanın reddini dilemiştir. Mahkemece dava tarihinden başlayarak davalı ...'nün aylık yoksulluk nafakasının 2000 TL'ye , müşterek çocuk ... ...'in aylık iştirak nafakasının 1000 TL'ye indirilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda mahkemece nafakanın artış oranının iptalinin hangi tarihten itibaren geçerli olacağı belirtilmemiştir. 28/.../1956 tarih ve ... E.-... K. sayılı ... İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, nafakanın artış oranının iptaline dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın artış oranının hangi tarihten itibaren uygulanmayacağının belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. . Ne var ki; bu eksikliğin düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından hükmün HUMK 438/..., C2 hükmü ve 6100 sayılı HMK 370/... ek .../... maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. Hükmün ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet-Nafakanın Artırılması-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyada birleşen dava olan nafakanın artırılması davası 18.11.2014 tarihinde açılmış, davacı anne yargılama devam ederken 04.12.2014 tarihinde vefat etmiş ve boşanma sonucu velayeti annede olan ve lehine nafakanın artırımı talep edilen ...'a Diyarbakır 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.03.2015 tarihli 2015/552 esas, 2015/546 karar sayılı kararı ile Türk Medeni Kanununun 404. maddesi gereğince ... vasi olarak atanmıştır. Daha önce davacının bizzat kendisi tarafından tayin edilen vekilin vekalet görevi sona ermiş olup, bundan sonra küçüğün vasisi tarafından aynı avukata verilmiş bir vekaletname dosyada bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafakanın Artırılması--Nafakanın Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Birleşen nafaka artırımı dosyasında davacı... ile davalı ...'in, birleşen nafakanın kaldırılması dosyasında davalı ...'in vekaletnamesi bulunmamaktadır. Vekaletnamelerin eklenerek gönderilmesi, ibraz edilmediği takdirde karar ve temyiz dilekçelerinin davacı-davalı ... ve davalı-davacı ...'e tebliği ile tebliğ belgelerinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2007...
Davalı vekili duruşmada; kendilerinin ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları davada nafakanın arttırılmasına ilişkin kararın kesinleştiğini, burada hükmedilen ayrı ayrı 100,00 TL'lik nafakanın bağımsız iştirak nafakası olarak değerlendirilebileceğini, her ne kadar hüküm kısmında arttırılması şeklinde söylenmiş ise de, bu nafakanın iştirak nafakası olduğundan 100,00 TL üzerinden devam etmesinin gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
Davacı lehine hükmolunan ilk nafaka tarihinin 19.01.2001 olup; sözkonusu ilamla davacı lehine aylık 50.000,00 TL, müşterek çocuk lehine aylık 30.000,00 TL ye hükmolunduğu, sözkonusu nafakanın 26.09.2002 tarihinde müşterek çoçuk için 50.000,00 TL, davacı için 75.000,00 TL ye çıkarıldığı; 3.artışın ise 29.03.2005 tarihinde yapıldığı ve sözkonusu tarihte davacı lehine hükmolunan nafakanın 125.00 TL; müşterek çoçuk için hükmolunan nafakanın 75.00 TL ye çıkarılmasına dair karar alındığı ve sözkonusu ilamla nafakanın her yı... tarafından yayınlanan... oranında arıtırılması yönünde karar alındığı anlaşılmıştır. Ancak, somut olayda; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile ...'in yayınladığı... artış oranları nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK.'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....
Mahkemece; tarafların anlaşmalı boşandıkları, anlaşma protokolü gereğince çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, nafakanın müteakip yıllarda TÜFE-TEFE artış oranlarının toplamının yarısı oranında artırılmasına karar verildiği, anlaşma protokolünün mahkemece tasdik edildiği, davacının buna göre hesaplama yapıp icra kanalı ile nafakanın tahsilini isteyebileceği, bunun dışına çıkılarak artış yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; anlaşmalı boşanma protokolü ile miktarı ve gelecek yıllardaki artış oranı belirlenmiş nafakanın, sözleşme hükmünün dışına çıkılarak artırılıp artırılamayacağı noktasında toplanmaktadır....