lehine aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ancak aradan geçen zaman içerisinde müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını ve nafakanın yetersiz kaldığını ,bu nedenle müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının 2.500 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; talep edilen nafakanın fahiş olduğunu, ödeme gücünün olmadığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk ... için aylık 150 TL iştirak nafakasının 700 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İBK.'...
de operatör olarak çalışıp gelirinin iyi olduğunu belirterek, tarafların müşterek çocuğu Hanifi lehine aylık 1.000 TL nafakaya hükmedilmesini ve hükmedilecek nafakanın yıllık TEFE oranında artırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında yaşanan sorunların davacıdan kaynaklandığını,davacının evi terk ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile;müşterek çocuk Hanifi için aylık 600 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine,tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına,karar kesinleştikten sonra nafakanın iştirak nafakası olarak devamına;belirlenen nafakanın yıllık TEFE endeksine göre artırılmasına karar verilmiş,hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne; davacı çocuk yararına hükmedilen aylık 100,00TL nafakanın 200,00TL artırılarak dava tarihinden itibaren 300TL yardım nafakasının davacının eğitimi bitinceye kadar davalıdan tahsiline, nafakanın her yıl başından itibaren TEFE oranında artırılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Ancak mahkemece; artırılmış olan yardım nafakası, dava tarihi olan 26/09/2013 tarihinden başlatılmış olup, her yıl artışın aynı tarih itibarıyla geçerli olacağını belirtmek gerekirken, hükümde karar tarihinden itibaren devir eden her yıl denilmek sureti ile, yaklaşık 7 ay sonra ÜFE oranında artırıma karar verilmesi doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün 1. fıkrasında fazlaya ilişkin talebin reddine cümlesinden sonra gelen "belirlenen nafakanın karar tarihinden itibaren devir eden her yıl başından bir önceki sene yıllık üfe oranında artırılmasına" cümlesi çıkarılarak yerine “belirlenen nafakanın gelecek yıllarda her yıl 26 Eylül tarihinden geçerli olmak üzere TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranında artırılmasına” sözleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 16.02.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Hukuk dairesinin 27/12/2021 tarihli yardım nafakasının kaldırılmasına dair ilama karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı ile kesinleştiği, davacı tarafından açılan davacı için bağlanan nafakanın yeterli olmadığı belirtilerek nafakanın artırılması talep edilmiş olup, tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde önceki nafaka karar kesinleşme tarihinden sonra aradan geçen süre içersinde meydana gelen enflasyon oranı, ihtiyaçlarının artması gözönüne alındığında bağlanan nafakanın yetersiz kaldığı kanaati ile nafakanın dava tarihinden itibaren 500,00 TL artırılarak 900,00 TL'ye çıkartılmasına nafakanın her yıl efe tüfe oranında arttırılmasına karar verilmiş olup karara ilişkin davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı aylık 500,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek kadının istinaf talebinin kısmen kabulü ile iştirak nafakası müşterek çocuk için 500,00 TL olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis...
Aile Mahkemesinin 2017/704 Esas, 2017/1235 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, çocukları Can Bora'nın velayetinin ortak düzenlendiğini, ikametgahının anne yanı olarak belirlendiğini, çocuk için aylık 250,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede çocuğun yaşının büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını, nafakaların yetersiz kaldığını belirterek nafakanın aylık 3.000,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, çocuk için belirlenen aylık 250,00 TL nafakanın davalının düzenli olarak ödediğini ve yaptıkları protokol kapsamında her yıl enflasyon oranında artırıldığını, dava tarihi itibariyle artışlar nedeniyle ödenen nafakanın aylık 475,00 TL olduğunu, yine çocuğun sağlık, giyim, eğitim, öğretim, beslenme ve özel ihtiyaçlarını davalı baba tarafından karşılandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış İse de; artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yetersiz kaldığı, davalı babanın çalışabilecek durumda olup aynı mahiyette iş bulabileceği, aylık 2.000 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu, her ne kadar dairemizce belirlenen bu artış miktarı ÜFE oranının kısmen...
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *nafakanın artırılmasına ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 01.02.2002 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 22.05.2007...