"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması-Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından; davalı-davacının kabul edilen nafaka davası ve kişisel ilişkinin süresi yönünden, davalı-davacı tarafından ise; davacı-davalıların kabul edilen torunla kişisel ilişki davası ve nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacının temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı-davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 4-Velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı-karşı davacı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun dört yaşına kadar ve dört yaşı sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda her zaman istenebilir. Velayeti davacı-karşı davalı anneye bırakılan ortak çocuk ile baba arasında, uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurmak gerekir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davalı-karşı davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gorektirmiştir....
Dolayısıyla, babaannesiyle kişisel ilişkisinin, çocuğun zihinsel ve duygusal gelişimine ciddi olarak zarar vermesi olasılığı da söz konusu edilemez. Annesinin, babası tarafından öldürülmüş olması, somut olayda babaannenin torununu görme hakkına doğrudan etkili değildir. Aileler arasındaki husumetin çocuk üzerinden sürdürülmesi her şeyden önce çocuğa zarar verir. Çocuğun, babaannesini tanıma ve aile bağlarını geliştirme imkanı vermek bakımından, babaanneye kısa süreli kişisel ilişki hakkı tanınması çocuğun menfaatine uygun düşer. Bu bakımdan, babaanneye kısa süreli de olsa kişisel ilişki hakkı tanınmalıdır. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz. 06.10.2015...
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 07.03.2018 doğumlu... ile davacı-karşı davalı baba arasında her ayın 1.ve 3.Cumartesi günü saat 10.00’dan aynı gün saat 17.00’ye kadar, dini bayramların ikinci günleri saat 10.00’dan saat 17.00’ye kadar yatısız şekilde kişisel ilişki kurulmuş ise de; çocuğun yüksek yararı, yaşı ve babalık duygusunun tatmini hususları birlikte değerlendirildiğinde, müşterek çocuk... ile baba arasında yatılı ve daha doyurucu bir kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde yatısız kişisel ilişki kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. b)Müşterek çocuk ... ile baba arasında ise kişisel ilişki kurulmamıştır....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Hakim taleple bağlıdır. Talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26). Somut olayda; tarafların 2015 yılında boşandıkları, müşterek çocuk 21/03/2012 doğumlu Mert Ali'nin velayetinin anneye verildiği, müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulduğu''....
Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davacı-karşı davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olduğu gibi, bahse konu ceza davasının sonucu beklenilmeden yazılı şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi de bozmayı gerektirmiştir. 4-Davalı-karşı davacı kadının kendisi ve müşterek çocuk yararına talep ettiği nafakalar yönünden hüküm kurulmamış olması da isabetsizdir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönlerinden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1.350.00 TL vekalet ücretinin......'den alınıp ....'...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının velayeti anneye bırakılan ortak çocukla kendisi arasında Şubat ve Ağustos aylarında kurulan kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Çocukla ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe, çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak, amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Bu da çocuğun menfaatine aykırı düşmedikçe ve geçerli bir sebep olmadıkça çocukla diğer taraf arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasını gerektirir. Bu bakımdan velayeti babada bulunan çocuklarla anne arasında kişisel ilişki tesis edilirken, çocukların anne yanında, ayın belirli hafta sonları, yatılı da kalacak şekilde bir düzenleme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davalı-karşı davacı kadının maddi tazminat talebi ziynet alacağına ilişkin olup Türk Medeni Kanununun 174/1. kapsamında değildir. Bu talep nispi harca tabi olup başvuru harcı bu talebi de kapsar....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı anne tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında, kadının davasının kabulü ile ortak çocukların velayet hakkı anneye verilmiş, baba ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Davacı-davalı kadın tarafından kişisel ilişki yönünden yapılan istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Karar taraflarca yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde bulundurulması gereken temel ilke, “Çocuğun üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m.4/b)....
nin velayetlerinin ise anneye verilmesine karar verilmiş, velayeti kendisine verilmeyen ebeveynle çocuklar arasında karşılıklı kişisel ilişki tesis edilmiştir. Hükmün davalı kadının temyizi üzerine Dairemizin 21.06.2016 tarih 2016/62 esas 2016/12053 karar sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiştir. Davalı tarafından süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece kardeşlerin birbirlerini göremeyecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlendiği anlaşılmıştır. Velayet kendisine bırakılmayan ortak çocukla diğeri arasında kişisel ilişki düzenlenirken kardeşlerin birbirini görmelerine olanak sağlayıcı şekilde düzenleme yapılması kardeşlik ilişkisinin gelişmesi için önemlidir. Bu bakımdan kardeşlerin birbirlerini görecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....