Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın velayetinin, müvekkili davacıya verildiğini ve 200.00 TL iştirak nafakası bağlandığını; müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, müvekkilinin de bağırsak kanseri olup, tedavi gördüğünü, maddi anlamda zor durumda olduğunu ileri sürerek; iştirak nafakasının aylık 300 TL'ye çıkartılmasına, müvekkili lehine de aylık 500.00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, "Tarafların TMK'nun 166/3.maddesi uyarınca anlaşmalı olarak boşanmaları ve boşanma kararı ile davacı tarafa yoksulluk nafakası takdir edilmemesi nedeniyle, boşanmayla taraflar arasındaki evlilik birliği sona erdiğinden; sonradan davacı yararına yoksulluk nafakasının takdirinin mümkün olmadığı gerekçesiyle" yoksulluk nafakası talebinin reddine; davalı tarafın gelir durumu ile küçüğün ihtiyaçları dikkate alınarak, iştirak nafakasının aylık 260 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....

    Davacı vekili dilekçesinde; taraflar arasında görülen boşanma davasında, davacının bir gelirinin bulunmadığının bildirilmesine rağmen davalı için 300 TL yoksulluk nafakası ile velayeti davalıya verilen müşterek çocuk için 100 TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu, işi ve geliri olmayan davacı için yoksulluk nafakasının yıkım teşkil ettiğini, kaldı ki nafakayı ödeyemeyen davacının hapsen tazyik cezası ile cezalandırılabileceğini ileri sürerek; fahiş olarak belirlenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, bunun mümkün olmaması halinde ise 150 TL ye indirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddialarının boşanma davasında incelendiğini, davalı açısından ise koşullarda olumlu yönde bir değişiklik bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacının müşterek çocuk için de nafaka ödediği gerekçesiyle yoksulluk nafakasının 150 TL ye indirilmesine karar verilmiştir....

      Davada, boşanma kararı ile eski eşine bağlanan aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının davalının çalışmaya başladığı ve yoksulluktan kurtulduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesinde, nafaka alacaklısının düzenli gelir getiren bir işte çalışması halinde yoksulluk halinin ortadan kalkacağı ileri sürülmüştür. Yargıtay HGK.nun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme,barınma, sağlık,ulaşım, kültür(eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması, yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir....

        İlgili bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyularak verilen 17.6.2020 tarihli son kararda erkeğin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ve kadın yararına aylık 1200 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. İlgili bölge adliye mahkemesince bozma ilamına uyulduğuna göre, 14.11.2018 tarihli ilk kararla kadın yararına hükmedilen aylık 600 TL yoksulluk nafakasının davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek, yoksulluk nafakasının miktarı yönünden, davacı-karşı davalı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden kadın yararına aylık 1200 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          mahkemesince, kadının sosyal inceleme raporundaki beyanından kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde sürekli ve düzenli kira geliri bulunduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen yoksulluk nafakasının kaldırılarak yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....

            Verilen karar, davacı-karşı davalı erkek tarafından; kusur tespiti, yoksulluk nafakası ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince; erkeğin maddi tazminat talebinin kapsamının belirlenmesi gereğiyle, karar kaldırılmakla esası incelenmeksizin ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. Bu defa ilk derece mahkemesince kadının tazminatlarının reddi ile diğer konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve bu karar erkek tarafından; kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönlerinden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince; yoksulluk nafakasına ilişkin olarak itiraz kabul edilerek sair itirazlar esastan reddedilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen karar davalı-karşı davacı kadın tarafından yukarıda gösterilen sebeplerle temyiz edilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen kararlar, istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup, istinaf edilmeyen konular temyize getirilemez....

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, iştirak nafakasının 100 TL'den 700 TL'ye, yoksulluk nafakasının 150 TL'den 300 TL'ye artırılması talep edilmiş, birleşen davada ise, davacının işe girmesi nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi talep edilmiştir.Mahkemece; asıl davada iştirak nafakasının 100 TL'den 300 TL'ye artırılmasına, birleşen davada ise, davacıya ödenen 150 TL yoksulluk nafakasının (davacı kadının işe girmesi nedeniyle) kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davacı (karşı davalı) vekili temyiz etmiştir....

                Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadının yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ortak çocuklar yararına aylık 350,00’şer TL iştirak nafakası ile kadın yararına 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden temyiz edilmiştir. Davalı erkek tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığına göre ilk derece mahkemesince belirlenen kusur durumu ve kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası kararı davalı yönünden kesinleşmiştir....

                  Hüküm taraflarca yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiş ve Dairemizin 07.06.2017 tarihli bozma ilamı ile ikinci kez “bozmaya uyulduğu halde bozmanın gereklerine uygun olarak süre sınırlandırılması yapılmadan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, süre sınırlandırılması yapılması” doğru olmadığı gerekçesi ile bozulmuştur....

                    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava dilekçesinde; davacı ile davalının 2004 yılında boşandıkları, boşanma sonucunda davacı hakkında 150,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için 100,00 TL, iştirak nafakasına hükmolunduğunu aradan geçen zamanda yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürülerek yoksulluk nafakasının aylık 150,00 TL den 750TL'ye, müşterek çocuk için 100,00 TL olan iştirak nafakasının 600,00 TL’ye çıkartılması talep ve dava edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu