AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 05/06/2015 NUMARASI : 2014/843-2015/614 Taraflar arasındaki nafakanın indirilmesi/kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir....
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen nafakanın kaldırılması veya indirilmesi davasında reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de davanın mahiyeti itibariyle isteğin reddiyle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, 4.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge...
Birleşen dava; erkek tarafından açılmış iştirak nafakasının indirilmesi istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl dava açısından nafakanın 100- TL arttırılmış olması nedeniyle kararın kesin olduğu, birleşen dava yönünden davalı/davacının nafakanın aylık 250- TL indirilmesini talep ettiği gözetildiğinde reddilen dava yönünden de yıllık nafaka miktarının kesinlik sınırının altında kaldığı, bu nedenle inceleme konusu EK KARARIN usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı/davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Aile Mahkemesinin 2019/707 Esas 2019/876 Karar sayılı ilamı ile bağlanan aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, tarafların değişen ekonomik şartları, hakkaniyet ölçüleri, davalının her zaman davacının ekonomik durumunu ispat ettiği takdirde nafakanın arttırılması davası açabileceği hususları dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 1000,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 800,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiştir.. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; depremde evinin yıkıldığını, kiraya çıkmak zorunda kaldığını, durumunun kötüleştiğini, nafakanın kaldırılmasını aksi halde 200,00 TL’ye indirilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, bu talep kabul edilmez ise nafakanın azaltılması talebine ilişkindir....
Aile Mahkemesi'nin 03/05/2017 tarihli 2017/361 E 2017/396 K sayılı kararı ile hükmedilen nafakanın dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL'ye indirilmesine, davalı Ecem aleyhine açılan yardım nafakasının kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir....
Dava; iştirak nafakasının indirilmesi talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 176/4 hükmü gereğince; tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat şeklinde hükmedilen nafakanın azaltılmasına karar verilebilir. Aynı yasanın 331. maddesi uyarınca durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Bu bağlamda iradın azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Buna göre bu tür davalarda sağlıklı bir yargılama yapılabilmesi için öncelikle; tarafların boşanma davası sırasındaki mali durumlarıyla nafakanın azaltılması davasının açıldığı sıradaki mali durumların tam olarak saptanıp karşılaştırılması, ardından nafakanın indirilmesini gerekli ve haklı kılacak bir değişimin olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir....
Davada; davalının sigortalı bir işte çalışmaya başladığı gerekçesi ile yoksulluğunun ortadan kalktığı belirtilerek; yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş; mahkemece, davanın kabulü cihetine gidilerek; nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 09.08.2006 tarihinde evlenip; 12.07.2012 tarihinde kesinleşen ilamla boşandıkları; boşanma ilamı ile birlikte davalı kadın lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası takdir edildiği, davacının boşanma ilamının kesinleşmesinden 2 ay sonra eldeki davayı açarak yoksulluk nafakasının kaldırılmasını istediği; davalı kadının hava limanında çalıştığı, aylık net 932,00 TL geliri bulunduğu; davacının ise astsubay olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece; yakın bir tarihte kesinleşen nafakanın artırımı davasının kısmen kabul edildiği, nafakaların artırımı yönünde hüküm tesis edildiği, nafaka yükümlüsü davacının açtığı nafakaların kaldırılmasına ilişkin karşı davanın reddedildiği, kararın temyiz edilmeksizin 16.11.2011 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden kısa bir süre sonra 16.01.2012 tarihinde eldeki davanın açıldığı, o kararın kesinleşmesiyle eldeki davanın açılma tarihi arasında geçen iki aylık sürede davacının ekonomik ve sosyal durumunda, olağanüstü bir değişikliğin varlığının ispat edilemediği, diğer taraftan kararın temyiz edilmemesinin nafaka artırımının kabulü anlamına geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, bu talep kabul görmezse indirilmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DEMRE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/12/2014 NUMARASI : 2014/94-2014/190 Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması ve indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; boşanma davası ile davalı(kadın) ve velayeti davalıya tevdi edilen müşterek çocuklar için ayrı ayrı olmak üzere 200'er TL yoksulluk ve iştirak nafakası ödenmesine hükmolunduğunu, halen ödemekte olan iştirak ve yoksulluk nafakasının toplam 600 TL olduğunu, karar tarihinde sigortalı olarak çalıştığını, ancak işyerinin kapandığını, bazı işler yapmaya çalışırken çevreye borçlandığını, sürekli işinin olmadığını, aylık 300-400 TL'ye iş bulması halinde hamallık yaptığını, nafaka alacaklısı...
O halde ortada ÜFE/TÜFE ye göre artışı mucip bir nafaka hükmü olmadığına göre davacının ÜFE artışından kaynaklı nafakanın indirilmesi talepli davayı açmasında hukuki menfaati yoktur. Hukuki menfaat dava şartı olup ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından davacının vaki istinafının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....