WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği'nce keşide edilen ihtarnamenin gönderildiğini, ancak ödeme şeklinin değişmediğini, 2020 Ağustos ayından itibaren yıllık ÜFE oranı uygulandığında nafakanın 3.359,31 TL olarak ödenmesi gerektiğini, ancak davalının taraflar arasında düzenlenen anlaşmaya uymayarak artırım yapmadığını, müşterek çocuğun özel okula gittiğini, ayrıca kurslara katıldığını, müvekkilinin eğitim giderleri de dahil önemli miktarda harcamalar yaptığını, paranın satın alma gücünün azaldığını, mahkemece belirlenen nafakanın çocuğun ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini belirterek, tarafların anlaşmalarına uygun olarak nafakanın 3.359,31 TL'ye yükseltilmesini, müşterek çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin yine taraflar arasında düzenlenen anlaşma gereğince yeniden düzenlenmesini, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını talep ve dava etmiştir....

Nafakanın bağımsız bir dava ile talep edilmesi halinde dava değeri nafakanın yıllık tutarının toplamı olacağından, davacının talep ettiği nafakanın yıllık tutarı üzerinden peşin nispi harcı tamamlaması için kendisine süre verilmesi (Harçlar Kanunu m. 30-32) ile harç tamamlandığı taktirde işin esasına girilip tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, harç eksikliği tamamlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, 2. Nolu bentteki bozma sebebine göre davacı ...'ın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2015 (Pzt.)...

    Aile Mahkemesinin 14.09.2011 tarihli kararı ile müşterek çocuk lehine 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, iştirak nafakasının 600 TL’ye çıkarılmasına ve her yıl ÜFE oranında artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; işçi olup, talep edilen nafakanın fahiş olduğunu, davacının çocukla iletişim kurulmasına engel olması nedeniyle, velayetin değiştirilmesi davası açtığını, bu davanın birleştirilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, iştirak nafakasının 400,00 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takdir olunan nafakanın takip eden dönemler için ÜFE-TÜFE ortalamaları oranında artırıma tabi tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir....

      Somut olayda; çoğun içerisinde az da vardır kuralı gereğince, davacının nafakanın kaldırılması talebinin içinde/indirme isteminin de bulunduğu gözetilerek; tarafların gelirleri karşılaştırılarak, nafakanın indirilme şartları bulunup bulunmadığı tartışılıp,değerlendirilerek oluşacak sonuca göre, nafakanın tamamen kaldırılmayıp bir miktar indirilmesine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2015 NUMARASI : 2014/42-2015/243 Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması ve yersiz ödenen nafakanın istirdadı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; davalı kızı lehine 325 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, davalının Ziraat Fakültesinden mezun olduğunu, çalışabilecek ve yaşamını idame ettirecek durumda olduğunu, bu nedenle nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini, 20.05.2013 tarihinden sonra haksız olarak ödenen yardım nafakasının istirdadını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, davanın reddini istemiştir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından nafakanın kaldırılması ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkeğin nafakanın kaldırılması davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür....

            Davada, davalının sigortalı olarak çalıştığı böylece yoksulluğunun ortadan kalktığı ileri sürülerek aylık 200 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiş; mahkemece, davalının sigortalı olarak çalıştığı işyerinden kendi isteği ile (nafaka alabilmek için) ayrıldığı, bu durumun nafakanın devamını haklı kılmadığı gerekçesiyle nafakanın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Kural olarak, yoksulluğun ortadan kalkması halinde nafakanın kaldırılmasına karar verilebilir (TMK.md.176). Yine yerleşik yargı uygulamasına göre, asgari ücretle çalışmakta bulunulması yoksulluğu ortadan kaldırıcı bir olgu olarak kabul edilmemiştir....

              Davada, anlaşmalı olarak gerçekleşen boşanma davasında ... çocuk için kabul edilen aylık 5000 Euro iştirak nafakasının; davacının, ödeme gücünün bulunmaması, Euro’nun aşırı değerlenmesi, çocuğun ihtiyacından fazla olması ve anneninde gelirinin bulunması ve katkı sağlaması gerektiği ileri sürülerek 500 TL’ye indirilmesi istenilmiş mahkemece, davacının ödeme güçlüğüne düştüğü gerekçesiyle nafakanın 2000 TL ye indirilmesine karar verilmiştir. Tarafların 7.2.2007 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, mahkemece anlaşma doğrultusunda velayeti anneye verilen ... için 5000 Euro iştirak nafakasına hükmedilmiş, aradan yaklaşık 1,5 yıl geçtikten sonra 08.08.2008 tarihinde yukarıda açıklanan iddialara dayalı olarak nafakanın 500 TL ye indirilmesi istemiyle dava açılmıştır. Mahkemece iddia ... görülerek nafakanın indirilmesine karar verilmiştir....

                Somut olayda, davaya konu nafakanın takdir edildiği önceki Mazgirt Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/77 E-2009/90 K.sayılı dosyasında ve ilamında; davacının davalıyı evden kovduğu ve yasa ile öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi birlik görevlerinden kaçtığı nedeniyle nafaka alacaklısı kadına ayrı yaşamada haklı olduğu gerekçesiyle tedbir nafakası bağlandığı anlaşılmaktadır....

                  Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası .....’in yayınladığı ..... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ....’in yayınladığı .... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ... nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu