Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2022 tarih ve 2022/629 Esas, 2022/1127 Karar sayılı kararı ile mahkemece davalının 26.01.2022 tarihli cevap dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği, kaldı ki kişisel ilişki düzenlemesinin kamu düzeni ile ilgili olup, aslolan çocuğun yüksek yararına bedensel ve zihinsel gelişimini sağlamaya en uygun çözüme ulaşmak olduğu, hal böyle olunca taraflarca sunulan tüm delillerinin toplanıp, birlikte değerlendirilerek kişisel ilişki konusunda karar verilmesi gerektiği halde eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru görülmediği, kabule göre de ortak çocuk ile davalı baba arasında düzenlenen kişisel ilişki çocuk iki yaşını dolduruncaya kadar, iki yaşını doldurduktan sonra ve 3 yaşını doldurduktan sonra ayrı ayrı düzenlenerek kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapıldığı, değişen koşullara göre, çocuğun yaşı gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebileceği, kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki...

    nın eylemleri reşit olmayanla cinsel ilişki kabul edilerek mahkûmiyetlerine; sanıklar ... ile ...'nin reşit olmayanla cinsel ilişki kabul edilerek şikayet yokluğu nedeniyle kamu davalarının düşürülmesine İlk derece mahkemesince bozma verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi....

      Bu tür kişisel ilişki, çocuğun sadece yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya engel olunabilir. Çocuğun, gözetim olmaksızın ana veya babasından birisiyle kişisel ilişkisinin sürdürülmesi onun yüksek yararına değilse, ana veya babasıyla gözetim altında ya da diğer şekillerde kişisel ilişki kurma imkanı ön görülebilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4). Şu halde, çocuklarla ana veya babası arasında doğrudan ve gözetimsiz kişisel ilişki asıldır. Çocuğun menfaati gerektiriyorsa gözetim altında kişisel ilişki öngörülebilir. Dosyada kişisel ilişkinin gözetim altında kurulmasını, çocuğun menfaatinin gerektirdiğine dair bir delil ve sebep bulunmamaktadır. Bu husus nazara alınmadan çocukla babası arasında pedagog ya da psikolog gözetiminde kişisel ilişki tesisi doğru bulunmadığı gibi, kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas alınır. Çocuk 20.01.2011 doğumludur....

        "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; velayetine bırakılan çocukla davalı arasında tesis edilen kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların boşanmalarına karar verilmiş, kararla müşterek çocuğun velayeti davacıya bırakılmış, davalı ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmiş, karar davacının sadece kişisel ilişki yönünden temyizi üzerine, Yargıtayca 25.02.2013 tarihinde kişisel ilişki yönünden "eksik araştırma" sebebiyle bozulmuştur. Taraf vekilleri, bozmadan sonra ki 12.09.2012 tarihli oturumda "bozmaya uyulmasını" istemişlerdir. Mahkemece, bozmaya uyulup uyulmaması hususunda bir karar verilmeksizin, bozmada açıklandığı yönde bir araştırma ve inceleme de yapılmaksızın, kişisel ilişki konusunda bozulan ilk hüküm gibi hüküm kurulmuştur. Bu haliyle karar direnme niteliğindedir....

          in boşanma davası sırasında doğduğu, boşanma davası sonucunda velayetin davacı anneye verildiği, baba ile de kişisel ilişki kurulduğu ancak 2017 yılına kadar davalı baba ile ortak çocuk arasında fiilen bir kişisel ilişki kurulmadığı, davalı babanın ilk olarak 14.10.2017 yılında icra vasıtasıyla ortak çocuk ile kişisel ilişki kurabildiği anlaşılmaktadır. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanunu'nun 324. maddesinin (1.) fıkrasında gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir (TMK m. 324/2). Kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalının, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır....

            Mahkemece davacılar ile küçükler arasında kişisel ilişki kurulurken çocukların 8 yaşını doldurmasından öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre,küçüklerin yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden küçükler ile davacılar arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru bulunmadığı gibi küçüklerin 8 yaşından önceki kişisel ilişki süresi yetersiz olmuş ,8 yaşından sonra düzenlenen kişisel ilişki süresi de fazladır. Yine hükümde yargılama giderlerinin ayrıntılı dökümü yapılmadan ve yargılama giderinin meblağı belirlenmeden yargılama giderlerinin davalıdan alınmasına şeklinde hüküm kurulması da doğru bulunmamıştır....

              Açıklanan sebeple, davalının kişisel ilişki süresine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kararın 1 no'lu bendinin kaldırılmasına, davacı baba ile çocuk arasında aşağıdaki şekilde kişisel ilişki kurulmasına, davalının sair istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

              Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 42). Dosyada annenin çocuklarıyla kişisel ilişki kurma hakkını amacına aykırı kullanacağına veya kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararlarına aykırı düşe-ceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, velayet hakkı kendisinden alınan davacı ile çocukları arasında uygun sürelerle kişisel ilişki tesisi gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                Davacılar küçüğün büyük annesi ve büyük babası olup, torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Anne ile davacılar arasında anlaşmazlık bulunması, davalının hiç bir hukuki temeli olmadığı halde, yeni eşini baba olarak tanıtması, çocuğuna bu konuda doğruyu söylememesi davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir. Babasını kaybetmiş çocuğun bu eksikliğini gidermesi için büyük anne ve büyük baba ile vakit geçirmesi onun yararına olacaktır. Davacılar ile torun arasında kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine aykırı olduğuna dair mahkeme gerekçesi kabul edilemez. Kişisel ilişki hakkının engellenmesi hukuka aykırıdır. Davacılar ile torunları arasında çocuğun yaşına, eğitim durumuna, sosyal yaşamın gereklerine uygun zaman ve koşullarda kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                  ilişki kurulmasına karar verilmiştir.Taraflar halen farklı ilçelerde oturmakta olup, farklı şehirlerde oturuyor olsalar dahi gelişen ulaşım şartları ve kolaylığı nazara alındığında kişisel ilişki düzenlenirken böyle bir ayrıma gidilmesi doğru olmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu