Davalı (koca) karar düzeltme talep ederek boşanma kararının hatalı olduğu ve müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmadığı gerekçesi ile onama kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Kişisel ilişki kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece müşterek çocuk ile velayeti kendisine verilmeyen taraf arasında kişisel ilişki düzenlemesi zorunludur. Ne var ki bu yön ilk incelemede gözden kaçtığından davalı (koca)'nın kişisel ilişki düzenlenmesine ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 28.05.2014 gün ve 2014/1239 esas, 2014/11734 karar sayılı onama ilanımın kişisel ilişki yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Durum böyleyken, mahkemece davalı erkeğin daha fazla kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun on yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocukların yaşları ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda her zaman istenebilir. Velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuklar ile baba arasında, uygun süreli ve yatılı kalacak şekilde kişisel ilişki kurmak gerekir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davacı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcut ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; teyze ile yeğen arasındaki kişisel ilişki küçüğün teyze ile "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, teyzenin de yeğen sevgisini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır. Kurulan kişisel ilişki, yaşı itibarıyla, çocuğun eğitimini, bedeni ve fikri gelişmesini olumsuz etkileyebileceği gibi, davalı babanın da velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacak şekilde uzun sürelidir....
Davalı erkek, kişisel ilişkinin yetersiz olduğundan bahisle, istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilerek kişisel ilişki yönünden yeniden hüküm kurulmuştur. Hüküm davalı erkek tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmiştir. Velayeti anneye bırakılan ortak çocuk ... ile baba arasında dini bayramlarda kurulan kişisel ilişki yetersizdir; dini bayramlarda çocuk ile baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmaması doğru bulunmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle,HMK 369. maddesi kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davaların temyizinin duruşmalı inceleneceğine dair hüküm olmadığı gibi, acele işlerden olduğundan duruşma talebinin reddine karar verilip, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, kişisel ilişki kurulması istenilen 27.10.2009 doğumlu ... ve 04.04.2005 doğumlu ...’ın babaannesidir. Davacının oğlu ve küçüklerin babası 19.08.2017 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun babaannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK m. 325). Davacının oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davacının, torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkıdır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, kişisel ilişki kurulması istenilen 01.08.2006 doğumlu ...’nın babaannesidir. Davacının oğlu ve çocuğun babası ... 08.09.2009 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun babaannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK m. 325). Davacının oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davacının, torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkıdır....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Mahkemece baba ile çocuk arasında kişisel ilişki çocuk 3 yaşını bitirinceye kadar, 3 yaşını bitirdikten sonra ve çocuğun okula başlamasından sonra şeklinde ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayrımına gidilmeksizin ve küçüğün eğitim durumu ve üstün yararı dikkate alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2-Mahkemece velayetleri babaya bırakılan ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmuş fakat sosyal inceleme raporu alınmamıştır. Kişisel ilişki düzenlenirken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" dır. (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m.l; TMK. m.330/1. 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b) Çocuğun üstün yararı belirlenirken bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Kişisel ilişki tesis edilirken ana ve babanın eylemleri, ahlaki değer yargıları, sosyal konumlan, çocuğun üstün yararını etkilediği ölçüde göz önünde tutulur....
ile ortak çocuk arasında kurulacak kişisel ilişki de çocukların üstün yararı yanında analık ve babalık duygularının da tatmin edilmesi gerekmektedir....