Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Davacının iştirak nafakasına yönelik itirazı yönünden; TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
davacı kadın ve müşterek çocuk lehine hükmolunan yoksulluk- iştirak nafaka miktarları az bulunduğundan kaldırılarak artırılması yönünde yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
Mahkemece, yoksulluk nafakasının artırılması isteminin reddine, iştirak nafakasının artırılması isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-İştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; HUMK. nun 21.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2 maddesine göre miktar ve değeri 1.430 TL’nı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin olarak verilen kararlar kesindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3–169 E- 235K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacı kadının ev hanımı olduğu, gelirinin olmadığı, 750 TL kira ödediği, davalı erkeğin ise imam hatip görevlisi olarak 4.500 TL maaşla çalıştığı, 200 TL kira ödediği, 2013 doğumlu olan müşterek çocuğun öğrenci olduğu, davacı kadının, davalının gelirinde olağanüstü bir artış iddiasında bulunmadığı gibi ihtiyaçlarında da olağan dışı bir artış iddiasında bulunmadığı sabittir. Bu nedenle davacı kadın ve müşterek çocuğa takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının TÜİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE oranı üzerinden artışı gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2022 NUMARASI : 2021/1191 2022/293 DAVA KONUSU : İştirak ve Yoksulluk Nafakalarının Artırılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: tarafların Ankara 11. Aile Mahkemesi 2012/1093 E. 2013/898 K. Sayılı ilamı ile boşandıklarını, karar sonucu müşterek çocuk Şilan Dilek'in velayetinin davacı anneye verildiğini, müşterek çocuk yararına 150,00 TL iştirak nafakası bağlandığını, davacı yararına ise 200,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, davacının şu anda bir işte çalışmadığını, düzenli bir gelirinin olmadığını, geçen zamanda müşterek çocuğun büyüdüğünü ve giderlerinin arttığını, davacının bu giderlere tek başına yetişemediğini beyan ederek davanın kabulünü, müşterek çocuğun iştirak nafakasının 2.000,00 TL'ye çıkarılmasını, davacının yoksulluk nafakasının 2.000,00 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: tarafların Ankara 11....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma kararı ile birlikte davalı kadına 400 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk için 200 TL iştirak nafakasına karar verildiğini, davacının askerden geldiğini, işlerinin bozulduğunu, asgari ücretle çalıştığını, yeniden evlendiğini belirterek, iştirak ve yoksulluk nafakalarının kaldırılmasını, olmadığında 100'er TL'ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında davalının asgari ücretle çalıştığı işten ayrıldığını, geliri olmadığını beyan etmiştir.Mahkemece; iştirak nafakasının kaldırılma talebinin reddine, yoksulluk nafakasının kaldırılma talebinin kabulü ile 400 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında görülen boşanma davasında davalı kadının işsiz, davacının ise Ltd....
Davacı kadına takdir edilen yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumuna kadının ihtiyaçlarına uygun olması karşısında tarafların yoksulluk nafakasına yönelen istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. Gerek iştirak gerekse de yoksulluk nafakasına müteakip yıllar için artırım kararı verilmesi talep edilebilir. Bu durumda nafakaya yıllık ÜFE oranında artırım yapılması kararı verilmesi gerekirken TÜFE oranında artırım kararı verilmesi isabetli olmamış, davalı vekilinin bu yöne temas eden istinafı kabul edilerek nafakalara yıllık ÜFE oranında artırım yapılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davacı kadın vekilinin iştirak ve yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin, davalı erkek vekilinin ise yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B-) Davalı erkek vekilinin, iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 352....
GEREKÇE : Dava, davalı lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuklar lehine takdir edilen iştirak nafakalarının kaldırılması / indirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı vekilinin süresi içerisinde kararı istinaf ederek, müşterek çocuklar yönünden iştirak nafakalarının kaldırılması veya azaltılması talebinin reddine karar verilmesinin doğru ve yerinde bir karar olduğunu, davacı tarafın talebinin reddedilmesine rağmen kendi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür....
Aile Mahkemesinin 2018/237- 284 esas karar sayılı dava dosyasının 02/04/2018 karar tarihli duruşmada " kendisi için boşanma nedeni ile nafaka ve maddi ve manevi tazminat talep etmediğine" ilişkin yoksulluk nafakası talebinden feragat içerikli beyanı dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesince kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kararın sonuç itibari ile doğru olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları müşterek çocuğun yaşı ve gider durumu, dikkate alındığında; İlk Derece Mahkemesince müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakası artım miktarının toplanan delillere usul ve yasaya davalı babanın ekonomik durumuna hakkaniyet ilkesine uygun olduğu anlaşıldığından, davacı kadının İlk Derece Mahkemesince verilen karar " kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarının yetersiz olduğu" yönlerinden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'...
Belediyesinde çalıştığını, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, davacı ve müşterek çocuğun büyük sıkıntılar yaşadığını belirterek, müşterek çocuk .......... için aylık 500,00 TL iştirak nafakası, davacı için de 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, her ay davacı için 200,00 TL, müşterek çocuk için de 200,00 TL nafaka ödediğini, aldığı net maaşın ....125.54 TL olduğunu, yeni evlendiğini, masrafları olduğunu, kirada oturduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacı lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk .......... lehine aylık 400,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir....