Dosya kapsamından, 13.02.2007 tarihli anlaşmalı boşanma ilamında, davalı için aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına, velayetleri davalıya verilen çocukların her biri için aylık 50,00 şer den toplam 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği ve tüm nafakaların her yılın Ocak ayında memur maaşı katsayısı oranında artırılmasının kararlaştırıldığı, eldeki davanın 19.08.2013 tarihinde açıldığı ve yoksulluk nafakasının son ulaştığı rakamın kaldırılmasının talep edildiği, yoksulluk ve iştirak nafakası toplamının, davacının maaşından birlikte kesilmesi nedeniyle yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle kaç TL olduğunun belli olmadığı anlaşılmıştır....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuklar 2001 doğumlu Hilal ve 2004 doğumlu Nihal lehine taktir edilen 100,00 TL iştirak nafakasının , 75.00 TL artırılarak dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 175.00TL' ye çıkartılmasına karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1)....
O halde, mahkemece boşanma davasında nafakaya hükmedildiği tarihten, dava tarihine kadar geçen süre zarfında; çocukların yaşının büyümesi, ihtiyaçlarının artması ve ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak; iştirak nafakasının, TMK. 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktarda artırılmasına karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı,en son hükmedilen nafakanın 150 TL olduğunu, bu nafakanın yetersiz olacağını düşünerek 2014 yılının başından itibaren aylık 175,00 TL nafaka ödediğini, aradan geçen süre dikkate alınarak bu miktarın yeterli olduğunu, işsiz olduğunu, köyde babasının yardımları ile geçindiğini, güç kanaat nafakayı ödediğini, davayı bu şekilde kabul ettiğini, nafakanın aylık 175,00 TL olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte, tarafların müşterek çocuğu Ü.. G.. için takdir edilen 150 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 180 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. TMK.'...
için hükmedilen iştirak nafakasının artırımına yönelik temyiz itirazı yönünden; Dava, iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. TMK. nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Mahkemece; dava tarihi itibarı ile müşterek çocuk Anıl'ın 18 yaşını ikmal ettiği gerekçesiyle Anıl yönünden ilgili davanın husumet yokluğundan reddine ve müşterek çocuk Aybüke yönünden hükmedilen nafaka tarihinden bugüne kadar takriben 2 yılı aşkın süre geçmiş bulunduğunu, küçüğün ihtiyaçlarının artması da gözönünde bulundurularak, hakkaniyet gereği iştirak nafakasının 50,00 TL artırılarak 125,00 TL’ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının artırım istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; aylık 50 TL olan iştirak nafkasının 500 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, duruşmada davayı kabul etmediğini belirtmiştir. Mahkemece iştirak nafakasının 250 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların 12.09.2013 tarihli karar ile boşandıklarını, boşanma davasında davacı için aylık 150,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuk için aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ekonomik ve sosyal koşullar ile zorunlu ihtiyaçların değişmesi nedeni ile nafaka artırım zorunluluğu doğduğunu, yoksulluk ve iştirak nafakasının yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk ve iştirak nafakalarının 500'er TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davanın reddini dilemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/05/2015 NUMARASI : 2014/1695-2015/305 Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; aradan geçen süre, paranın alım gücünde azalma, müşterek çocuğun eğitim masraflarının artması, değişen koşullar ve ihtiyaçlar nazara alınarak Ankara 9. Aile Mahkemesinin 2004/1015 Esas 2005/117 Karar sayılı boşanma ilamıyla müşterek çocuk Berke adına hükmedilen 350,00 TL iştirak nafakasının aylık 1.500,00 TL'ye çıkartılmasına, nafaka miktarının yıllık ve otomatik olarak artışına karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Eylül için aylık 300 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 450 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....