Davalı- karşı davacı, davacının kayıt dışı çalıştığını, nafakaları ödemediğinde icra ceza mahkemesine dava açılması durumunda topluca nafaka borcunu ödediğini, davacının davasının reddi ile hükmedilen nafakaların yeterli olmadığını belirterek; yoksulluk ve iştirak nafakalarının ayrı ayrı 500,00'er TL'ye yükseltilmesini, hükmedilecek nafakaların TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve buna bağlı olarak davalı-karşı davacının iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davalı karşı davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/9787 Esas-2014/15430 Karar sayılı 20/11/2014 tarihli ilamıyla; "......
Mahkemece; yoksulluk nafakasının takdiri ve artırılması kişilerin ekonomik güçleri oranında yapılması gerektiğinden, davalının 1167 TL aylık maaşının bulunduğu; ancak, nafaka ödemesi ve diğer kesintilerle davalının maaş almadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmektedir. Dava, daha önce hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada tarafların boşandıkları , davacı kadın için 350 TL yoksulluk, müşterek çocuk için takdir edilen 150 TL iştirak nafakasının artan ihtiyaçlar nedeniyle yetersiz kaldığı ileri sürülerek, aylık 350 TL olan yoksulluk nafakasının 750 TL'ye müşterek çocuk Nurefşan için aylık 150 TL olan iştirak nafakasının reşit olduğu tarihe kadar 350 TL'ye yükseltilmesi istenilmiştir. Davalı karşı davacı, boşanmadan sonra 650 TL yetim aylığı alan kadının yoksulluktan kurtulduğunu öne sürerek yoksulluk nafakasının kaldırılmasını istemiştir....
Boşanma kararının kesinleştiği tarih (29/06/2009) ile artırım davasının açıldığı tarih (12/02/2015) arasında yaklaşık 6 yıla yakın bir süre geçtiği, bu süreçte müşterek çocuğun ihtiyaçlarının artmış olduğunun açık olması karşısında, iştirak nafakasının TMK 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesine uygun bir şekilde artırımına gidilmesi gerekmektedir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında, iştirak nafakasının artırımına yönelik talebin reddedilmesi, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....
İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana babanın mali durumuna göre takdir edilir. Ayrıca, nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli de dikkate alınır. Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır. Hakim nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasında oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir. Somut olayda; davalı babanın sosyal ekonomik durumunun araştırılmasına ilişkin yazıya cevap verilmediği anlaşılmaktadır. Davalı babanın ekonomik ve sosyal durumunun tespit edilmeden eksik inceleme ile iştirak nafakasının artırılmasına karar verilmiş olması isabetli olmamıştır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davacı-karşı davalı taraf; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasını; davalı-karşı davacı taraf; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulüne; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K'na göre nafakaya dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/06/2014 NUMARASI : 2014/319-2014/494 Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların müşterek çocuğu lehine, 2012 yılında hükmedilen 300 TL iştirak nafakasının; çocuğun yaşı, özel okulda eğitime devam ediyor olması ve ihtiyaçlarının artması nedeniyle yetersiz kaldığını ileri sürerek, iştirak nafakasının 300 TL'den 2000 TL'ye çıkartılmasına ve nafakanın gelecek yıllarda belli oranda artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; sözkonusu hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemiz 25.06.2014 tarihli 2014/3344 Esas ve 2014/10371 Kararı ile; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, yoksulluk nafakasının en azından TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması ve tarafların müşterek çocukları için hükmedilen iştirak nafakasının niteliği, çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları, nafaka yükümlüsü babanın gelir durumu nazara alınarak hakkaniyete uygun bir artırıma hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve niteleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş," gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....