Ana babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası ise, çocuğun korunmasına yönelik olup, kamu düzenine ilişkindir ve hâkim talep bulunmasa dahi kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir. İştirak nafakasının miktarının nasıl belirleneceği ise 4721 sayılı Kanun'un “Nafaka miktarının takdiri” başlıklı 330. maddesinde; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. Nafaka her ay peşin olarak ödenir. Hakim istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir ” Şeklinde düzenlenmiştir. Bunun yanında iştirak nafakası miktarının yeniden belirlenmesi de mümkündür....
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlaki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir. Dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacını taşıyan yoksulluk nafakası, hiçbir surette nafaka yükümlüsüne yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmamalıdır. 16. Uyuşmazlığa konu iştirak nafakası kavramını açıklamadan önce belirtmek gerekir ki; TMK'nın 185. maddesinin 2. fıkrası uyarınca eşler; birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler....
vekilinin birikmiş iştirak nafakası, ilam vekalet ücreti ve yargılama gideri ile devam eden aylar yönünden de aylık 15 TL iştirak nafakası alacağı talebinde bulunduğu, borçlu babanın, 11.11.2013 tarihinde İcra Müdürlüğü'nden çocuğun reşit olduğunu açıklayarak, nafaka alacağına ilişkin maaş haczinin kaldırılmasını istediği, Müdürlükçe talebin reddine karar verilmesi üzerine Borçlunun İcra Mahkemesi'nden anılan müdürlük işleminin iptali ile nafaka kesintisinin kaldırılmasını talep ettiği, Mahkemece, çocuğun henüz lise eğitiminin devam ettiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, dosya arasında bulunan belgelerden çocuğun 10.08.2013 tarihi itibariyle reşit olduğu anlaşılmaktadır. -//- O halde, Alacaklı Annenin müşterek çocuk için hüküm altına alınan ve reşit olduğu tarihe kadar devam eden iştirak nafakası, vekalet ücreti ve yargılama gideri alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunduğu, ancak, 18.05.2013 tarihinden itibaren reşit...
Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; tarafların boşanmalarına karar veren mahkemece yapılan yargılama esnasında tedbir ve yoksulluk nafakasının tartışılması neticesinde boşanmaya karar verilip bu kararın kesinleştiği, bu durumda davacının kendisi için artık nafaka talep edemeyeceğinden davacı için talep edilen yoksulluk nafakası talebinin reddine, müşterek çocuk için aylık 300,00 TL iştirak iştirak nafakasının davalı tarafından ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Yoksulluk nafakası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eden, boşanmaya bağlı fer'i bir haktır....
İştirak nafakasının artırılması yönünden yapılan istinaf incelemesinde; İştirak nafakası arttırılmak istenen müşterek çocukların davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 4.400,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada; müşterek çocuklar lehine daha önce hükmedilen 500,00'er TL iştirak nafakasının 700,00 'er TL'ye artırılmasına karar verilmiş olup, davacı tarafından talep 1.000,00'er TL olduğundan, reddedilen her bir çocuk için iştirak nafakası miktarı aylık 300,00 TL olup, ayrı ayrı reddedilen yıllık nafaka farkının toplamları 4.400,00 TL'yi geçmemektedir....
Hükmü davalı vekili; takdir edilen nafaka miktarlarının yüksek olduğu gerekçesi ile temyiz etmiş, davalı vekili temyize cevap dilekçesinde; nafaka miktarlarının artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava; iştirak nafakası istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, okul durumu ve zorunlu ihtiyaçları, velayet kendisinde bulunan annenin de nafakaya ihtiyaç duyması dikkate alınarak hakkaniyete uygun daha yüksek oranda artırıma karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu nafaka miktarında yalnızca 35,00 TL'lik artış yapılması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Diğer taraftan boşanmanın kesinleşmesinden sonra müşterek çocuk için ödenen nafaka iştirak nafakası olup, mahkemece tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi doğru değildir....
boşanma protokolünde kendisi ve çocuğu için nafaka talep etmemiş olsa da değişen yaşam şartları, ortak çocuğun büyümesi ve isteklerinin artması, davacının herhangi bir geliri olmaksızın Sarıkaya da babasının evinde adeta bir sığıntı gibi yaşaması sebebi ile hem davacı için1.000 TL yoksulluk nafakası hem de ortak çocuk için 1500 TL iştirak nafakası talep ve dava etmiştir....
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ... yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar ... Mahkemesi'nin ... sayılı ve 10.05.2010 tarihli kararı ile boşanmışlar,boşanma ilamı 27.07.2010 tarihinde kesinleşmiş,boşanma ilamı ile davacı lehine aylık 175,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş,eldeki artırım davası ise 09.07.2015 tarihinde açılmıştır....
Aile Mahkemesi'nin 10/11/2020 tarih, 2019/454 Esas ve 2020/511 Karar sayılı kararında" kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi, müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarının yetersiz olduğu" yönlerinden istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'...