Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken;çocuğun yaşı,eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında,ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. İstanbul Anadolu 15....
Sayılı ilamı ile müşterek çocuk için aylık 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, iş bu kararın 16/12/2008 tarihinde kesinleştiği, dosya içerisine alınan Alaplı İcra Müdürlüğü'nün 2008/1122 sayılı icra takip dosyasında, iştirak nafakası nedeniyle icra takibi başlatıldığı, alacaklı Selda Kalafat'ın 23/06/2010 tarihinde icra takip dosyasındaki alacaktan ve Alaplı asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2008/77 E. -2008/200 K. Sayılı ilam ile hükmedilen nafaka alacağından vazgeçtiği, bunun karşılığında borçlu babanın da müşterek çocukla şahsi ilişki talebinden vazgeçtiği görülmüştür....
Davacı-karşı davalının, müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Ancak,davacı dava tarihi olan 10.12.2015 tarihi itibariyle reşit olduğundan açılan dava iştirak nafakası olmayıp, TMK’nun 328/2 ve 364 /1 vd. maddelerinde ifadesini bulan yardım nafakası davasıdır. Nitekim Türk Medeni Kanununun 364/1. maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür....
Hukuk Dairesince bozulması üzerine, borçlunun, icra müdürlüğünden fazla ödenen iştirak nafakalarının mahsubunu talep ettiğini, ancak, müdürlük kararı beklenmeden 20.11.2014 tarihinden itibaren hiç nafaka ödemesi yapılmadığını, bozma sonrası davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, ödenmeyen aylık iştirak nafakasının birikmiş hali ile hesaplanarak, borçluya ödeme muhtırası gönderilmesi ve borçlunun mahsup talebinin reddine karar verilmesi istemlerinin icra müdürlüğünce reddine karar verildiğini ileri sürerek icra müdürlüğünün ret kararını şikayet ettiği, mahkemece; 700,00 TL iştirak nafakası ödenmesine yönelik nafakanın artırılması davasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden, HMK'nin 150/7. maddesi uyarınca davadaki talebin vaki olmamış sayılacağı, nafaka borçlusunun fazla iştirak nafakası ödemesi yaptığı, ödemenin ahlaki görevin yerine getirmesi olarak yorumlanamayacağı gerekçeleri ile şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür....
MAHKEMESİ Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, nafaka borçlarını ödemiş olmasına rağmen davalının birikmiş nafaka alacağı olduğu iddiasıyla icra takibi başlattığını; davacının, icra takip tarihi itibari ile nafaka borcu olmadığını ileri sürerek; borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilince başlatılan icra takibinin haklı bir alacağa dayandığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; “davanın kısmen kabulü ile, davacı borçlunun ... .... İcra Müdürlüğünün 2013/17454 sayılı takip dosyasında Eylül 2013 dönemine ilişkin bakiye iştirak nafakası olan 644,96 TL, ...,......
Toplanan deliller uyarınca; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, iştirak nafakasının niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocuğun ihtiyaçları, nafaka ilamının kesinleşmesinden eldeki dava tarihine kadar geçen süre ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde iştirak nafakasının artırılmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak ilk derece mahkemesince T2 lehine hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğu belirlenerek davacının istinaf başvurusunun kabulü ile müşterek çocuk Sevgi için aylık 1.500 TL iştirak nafakası hüküm altına alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak; davacılar vekilinin yardım nafakasına ilişkin başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince reddine. İştirak nafakasına ilişkin başvurusunun HMK 353/1- b.2 maddesi gereğince kabulü ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. HÜKÜM: 1- Davacılar vekilinin Kayseri 4....
Tüm dosya kapsamı nazara alındığından ilk derece mahkemesinin " Müşterek çocuklar T1 ve Merve Gamze Kayabaş'a iştirak nafakasının tayin olunduğu 2015 yılından bu yana dört yaş büyümüş, infak/iaşe/eğitim giderleri artmıştır. Keza davacının katkı yükümlülüğü devam etmektedir. Nafaka meblağı,davacının belirlenen ekonomik durumu ile orantılıdır. Bu nedenle iştirak nafakasının azaltılması isteminin reddine " karar vermek gerekmiştir. şeklindeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu kanaatine varıldığından davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının aylık 200,00 TL olarak belirlenen artış oranı ile 266,20 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yoksulluk nafakasının kaldırılmasına hükmedildiği, davanın kabul edilerek kaldırılmasına karar verilen yoksulluk nafakası yönünden nafaka değerinin yıllık (fiilen ödenen) 3.194,40 TL olduğu anlaşılmıştır....
Davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Enes için takdir edilen iştirak nafakasının, takdir edildiği tarih, günün ekonomik koşulları, kadının sabit işinin ve gelirinin olmaması, müşterek çocuk Enes'in yaşı ve giderlerinin artması, kadının yoksulluk durumunun devam etmesi birlikte değerlendirildiğinde; kadının yoksulluk nafakası artırım talebinin reddi, müşterek çocuk Enes için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarının toplanan delillere, usul ve yasaya uygun düşmediği, müşterek çocuk Enes için takdir edilen aylık nafaka artış miktarının yetersiz olduğu, ayrıca dava dilekçesinde usulüne uygun talep edilmesine rağmen müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarına gelecek yıllar için talep gereği olumlu ve olumsuz karar verilmemesinin de hatalı olduğu anlaşıldığından; davacı kadının İlk Derece Mahkemesince verilen...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava iştirak ve önlem nafakası istemine ilişkindir. İştirak nafakasına konu çocuklar Yiğit ve Aslan tarafların evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelmiş, davalı baba tarafından tanınmakla çocuklarla baba arasında nesep ilişkisi kurulmuştur. Davacı kadının kendisi lehine istediği nafaka ilk derece mahkemesince reddedilmiş, ret kararı istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir....