Bu nedenle davacı kadına takdir edilen yoksulluk nafakasının TÜİK tarafından belirlenen yıllık Üfe oranı üzerinden artışı gerekir. İlk Derece Mahkemesince yoksulluk nafakasının arttırım talebinin reddi hatalı görülerek, önceki nafakanın Yıllık Üfe artış oranının altında kaldığından Üfe artış oranına göre tespit edilen 370,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline, bu nafakanın her yıl TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında artırılmasına karar vermek gerekmiş ve davacının bu yöndeki istinaf talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen iştirak nafakası miktarı ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine uygundur. Bu nedenle davacının istinaf talebinin iştirak nafakası yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bu hüküm gereğince mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde, yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. Öte yandan, nafa miktarı belirlenirken davacının 255,00 TL ölüm aylığı aldığının da göz önünde bulundurulması gerekmektedir....
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş; sözkonusu hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemiz 25.06.2014 tarihli 2014/3344 Esas ve 2014/10371 Kararı ile; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, yoksulluk nafakasının en azından TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması ve tarafların müşterek çocukları için hükmedilen iştirak nafakasının niteliği, çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları, nafaka yükümlüsü babanın gelir durumu nazara alınarak hakkaniyete uygun bir artırıma hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve niteleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş," gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....
Davalı taraf cevap ve karşı dava dilekçesinde; nafakaların kaldırılma şartlarının oluşmadığını, bununla birlikte kendisinin ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarının geçen zaman içerisinde arttığını ve boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının yetersiz kaldığını belirterek; davacı-karşı davalının isteminin reddi ile yoksulluk nafakasının ayık 350 TL'den 500 TL'ye, iştirak nafakasının ise aylık 150 TL'den 250 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir....
Bu doğrultuda, yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası, TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda tarafların 22.10.2012 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları ve davacı lehine 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 03.06.2014 tarihinde açıldığı, davacının 1100 TL emekli maaşı aldığı, 2100 TL kira ödediği, davalının (k.davacı) 1500 TL emekli maaşı aldığı, birlikte yaşadığı şahsın evinde kira ödemeden oturduğu, 1 dairesinin bulunduğu anlaşılmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2014 NUMARASI : 2013/1711-2014/1628 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-yoksulluk nafakasının artırımı ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile; davacının yoksulluk nafakası artışı talebinin reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı (birleşen davanın davacısı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Ankara 3.Aile Mahkemesinin 31.10.2011 tarih ve 2010/456 E.-2011/1447 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, davalı için aylık 600 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davacının daha önce ortağı bulunduğu şirkette sigortalı olarak çalışmaya başladığını, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini...
Mahkemesi'nin 2004/999 Esas ve 2004/1023 Karar sayılı ilamı ile davacı yararına hükmolunan aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL arttırılarak aylık 700,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. ...) Dava,yoksulluk nafakasının artırımı istemine ilişkindir. TMK'nun 175.maddesi "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir." TMK'nun 176/.... maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."...
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 05/12/2014 tarihinde kesinleşen boşanma ilamı ile belirlendiği, eldeki artırım davasının ise 25/03/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; asıl davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzre nafakanın aylık 400 TL artırımı ile 750 TL ye yükseltilmesine, erkeğin usulüne göre harcını yatırarak açtığı karşı dava olmadığından karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davacı davalı kadın vekili nafaka artırım miktarını usulen reddedilen karşı dava yönünden lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesini, Davalı davacı vekili iştirak nafakası artış miktarını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava iştirak nafakasının artırımı davası, karşı dava ise ortak çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi, yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde;tarafların Tekirdağ Aile Mahkemesinin 26.01.2012 tarih ve 2010/88 E. 2012/51 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile davacı lehine verilen 350 TL yoksulluk nafakası ve velayeti davacıya verilen müşterek çocuk lehine verilen 300 TL iştirak nafakasının yetersiz hale geldiğini ileri sürerek; yoksulluk nafakasının aylık 800 TL'ye, iştirak nafakasının da 700 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir....