Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddi doğru görülmemiştir....
Nafaka meblağı,davacının belirlenen ekonomik durumu ile orantılıdır. Bu nedenle iştirak nafakasının azaltılması isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine gelince; nafakanın hüküm alındığı tarihte davalının çalışmadığı, gelirinin bulunmadığı belirlenmiştir. Boşanma ve nafaka tayini sonrasında ise davalının çalışmaya başladığı keza SGK kaydının sonlandığı 30/11/2018 tarihine kadar çalışma yaşamının devam ettiği,bu ay itibari ile 12.000.-TL nın üzerinde aylık gelir elde ettiği sübut bulmuştur.Bu haliyle boşanma sonrasında davalı kadının yoksulluğunun sonlandığı anlaşılmıştır.Bu nedenle yoksulluk nafakasının kaldırılması cihetine gidilmiştir. Açıklandığı üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği vicdani kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olundu.'' gerekçesiyle; davalı lehine İstanbul Anadolu 15....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı - karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Asıl davada; 2004 yılında mahkemece yeniden değerlendirilerek hüküm altına alınmış olan nafakaların aradan geçen süre nedeniyle yetersiz kaldığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının 80 TL den 520 TL ye, iştirak nafakasının ise 100 TL den 700 TL ye artırılması, karşı davada ise; nafaka alacaklısının yoksulluk halinin ortadan kalktığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması talep ve dava edilmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakas...’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın...’in yayınladığı... oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; 10.05.2012 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla kendisine aylık 300.00 TL, müşterek çocuk için aylık 150.00 TL nafaka bağlandığını, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 500,00 TL'ye iştirak nafakasının ise 300,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 03/07/2014 NUMARASI : 2014/26-2014/390 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada; aylık 150,00'şer TL olarak ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının, ayrı ayrı 400,00 TL'ye çıkartılması istenilmiş; mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, iştirak nafakasının 275,00 TL'ye; yoksulluk nafakasının ise 300,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı tarafın temyiz itirazlarına gelince; TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Asıl davanın davalısı-birleşen davanın davacısı kadın vekili, nafakanın azaltılması davasının görülebilmesi için öngörülen şartların gerçekleşmediğini, davacı erkeğin ekonomik durumunda bu denli bir değişikliğin bulunmadığını, davacı erkeğin dürüstlük kuralına aykırı davrandığını bu sebeple nafaka miktarlarının azaltılması davasının reddine, birleşen davanın da kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Eldeki asıl dava; anlaşmalı boşanma neticesinde hükmedilen iştirak nafakasının azaltılması, yoksulluk nafakasının ise kaldırılması veya bu talep kabul edilmediği takdirde azaltılması, birleşen dava ise iştirak nafakasının arttırılması istemine ilişkindir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; aylık 150,00 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye; 100,00 TL olarak ödenen iştirak nafakasının 250,00 TL'ye çıkartılması istenilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 200,00 TL'ye; yoksulluk nafakasının ise 275,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/....maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir....