Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile davacı lehine hükmedilen nafakanın 100,00 TL arttırılarak 200,00 TL olarak devamına, müşterek çocuk için takdir edilen nafakanın 150,00 TL arttırılarak aylık 250,00 TL'ye yükseltilmese karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Dava sürerken müşterek çocuğun reşit olduğunu, nafakanın kaldırılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : HMK'nın 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir....
Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, davacının 06/04/2010 tarihinde açtığı yoksulluk nafakasının artırılması davasında 12/10/2010 tarihinde verilen karar ile nafakanın aylık 70.00.- TL den 120.00.- TL'ye yükseltildiği, anılan bu kararın 13/05/2011 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 21/05/2014 tarihinde açıldığı, davacının bir şirkette asgari ücret ile çalıştığı, ailesi ile kaldığı, kira ödemediği, davalının ise öğretmenevinde sözleşmeli personel olarak çalıştığı, 300.00.- TL kira ödediği, eşi ve çocuğu ile kaldığı anlaşılmaktadır....
Sayılı kararı ile boşandıklarını, davacı lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,bu nafakanın günün ekonomik koşulları, yaşam standartları, enflasyon ve ailenin ihtiyaçlarının artmasından kaynaklanan masraflar sonucu yetersiz kaldığından 150.00 TL yoksulluk nafakasının 1.350,00 TL artırılarak 1.500,00 TL'ye çıkartılmasını ve bu nafakanın her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Nazilli 2.Aile Mahkemesi'nin 2021/714 E.2022/803 K.sayılı 20.10.2022 tarihli kararı ile ,davanın kısmen kabul,kısmen reddine,davacı lehine Eyüp 1. Aile Mahkemesi'nin 2005/689 E. ,2006/209 K. sayılı ilamı ile hükmedilen 150,00 TL. yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 750,00 TL artırılarak aylık 900,00 TLye çıkarılmasına, bu nafakanın her yıl resen Ekim ayında TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir....
ihtiyaçlarındaki artışın değerlendirilmediğini, müvekkilinin nafaka dışında herhangi bir gelirinin olmadığını belirterek; nafakanın 500TL' den 1.000TL'ye artırımına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir....
Kural olarak, nafaka miktarlarında yeniden belirleme yapılabilmesi için belli bir sürenin geçmesi aranmaz. TMK'nın 331. maddesi gereğince, durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Bu bağlamda nafaka miktarında artırım yapılabilmesi için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerekli kılması gerekmektedir. Eldeki davada, nafakanın takdir edildiği tarihle, artırımın talep edildiği tarih arasında yalnızca altı ay geçmiş olup, bu süre içinde tarafların ekonomik durumunda bir değişiklik olmamış, artırımı gerekli kılan bir durum meydana gelmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde artırıma karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....