Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından; tarafların .... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/224 E.- 2009/196 K. Sayılı ve 07/04/2009 tarihli kararı ile boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 450 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık beş yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup, gelirinin bulunmadığı, aylık 1.110 TL kira ödediği, davalının ise hakim olup Adalet Bakanlığında görev yaptığı, aylık gelirinin 7.000 TL olduğu, aylık 500 TL lojman gideri bulunduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece, aradan geçen süre, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 725 TL olarak artırımına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. TMK'nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 15.01.2007 tarihli karar ile boşanmışlar, anılan nafakalar bu davada takdir edilmiş ,eldeki dava ise 18.02.2016 tarihinde açılmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucundan, davalının bankacı olduğu, 5.000 TL maaş aldığı, yeniden evlendiği ve yeni eşinden 2 çocuğu daha olduğu, davacı birleşen davanın davalısının ise ev hanımı olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğunu ileri sürmemiştir. ....
Nitekim, Türk Medeni Kanununun 175. maddesinde bu husus, "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz." şeklinde ifade edilmiştir. Somut olayda ise, taraflar evli olup, davacı eş ayrı yaşamda haklılık nedeniyle, nafaka talebinde bulunmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle talep edilen nafaka, tedbir nafakası niteliğindedir. (TMK m. 197) Buna göre, mahkemece hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinin ardından yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, tarafların 24.10.1996 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine 3TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, kararın 13.12.1996 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın 18.04.2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olup, gündelik işlerde çalıştığı, babasına ait evde yaşadığı; davalının ise çiftçilikle uğraştığı, aylık gelirinin 600TL olduğu, 20 dönüm tarlasının bulunduğu, evli olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının ve müvekkili için hükmedilen yoksulluk nafakasının indirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kocaeli 1. Aile mahkemesinde verilen kararda nafakaların her yıl ÜFE - TÜFE oranında arttırılmasına verildiğini, karar doğrultusunda artışlar uygulandığında ödenmeyen nafakalarla birlikte belirlenen nafaka bedellerinin hatalı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın iştirak nafakasının azaltılması, yoksulluk nafakasının kaldırılması veya azaltılması davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar Sütcüler Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.03.2012 tarih, 2011/53 Esas 2012/24 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlar, bu dava ise 08.12.2015 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, önceki nafaka tarihinden itibaren geçen süre, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....
Kendisine aylık 175 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra SGK'dan emekli olmuş, aylık 840 TL maaş almaya başlamış, asgari ücret seviyesinde bir gelire kavuşmuştur. Sadece, aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmemektedir. Aldığı nafaka ile, maaşının toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira, yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı .. oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından, tarafların 07.06.2013 tarihinde boşandıkları, boşanma ilamı ile davacı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık üç yıllık süre geçtiği, davacının ... Devlet Hastanesinde işçi olduğu, aylık 1.012.89 TL geliri olduğu, aylık 375 TL'ye kirada oturduğu, davalının ise polis memuru olup, aylık 3.599.38 TLmaaşının bulunduğu, evli olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....