ASliye Hukuk Mahkemesinin 2015/39 Esas, 2016/280 Karar Sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 400- TL katılım nafakasının, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300- TL ARTTIRILMASINA, aylık 700- TL katılım nafakasının çocuğun reşit olduğu 29/02/2022 tarihine kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Müşterek çocuk ELİF DENİZ YILDIZ için harcanmak üzere Merzifon 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/39 Esas, 2016/280 Karar Sayılı ilamı ile hükmedilen aylık 300- TL katılım nafakasının, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300- TL ARTTIRILMASINA, aylık 600- TL katılım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın kararın kesinleşmesine müteakip bir yıl aynen devamına, sonrasında her yıl TUİK tarafından belirlenen yıllık Yİ-ÜFE ve TÜFEnin aritmetik ortalaması oranında arttırılarak devamına, Davacının yoksulluk nafakasının arttırılması isteminin REDDİNE, Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,"karar verilmiştir....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; İlk derece mahkemesince velayeti annede bulunan ortak çocuklar için iştirak nafakasının artırılmasına karar verilmesi yerinde ise de, taraflar arasında boşanma dosyası ile iş bu dava tarihi arasındaki süre, ,tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, miktarı azdır....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayımladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın yeniden belirlendiği artırım davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve yeniden belirlendiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacı adına yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk adına iştirak nafakasının artırılması istemiyle açılmıştır. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Kural olarak tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m.176/4) Bu yasal düzenlemeye göre iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı az olup, hakkaniyete uygun olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Nafaka artırımı davaları bakımından önceden belirlenmiş miktar hariç tutularak artırılan miktarın 1 yıllık tutarına göre kesinlik sınırı belirlenmektedir. Mahkemece lehlerine tedbir nafakasına hükmedilen çocuklar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle davalar birbirinden bağımsız olduğundan her bir çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının yıllık miktarı 3.000 TL, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının yıllık miktarı ise 3.000 TL olup, kararın verildiği 08/09/2020 tarihi itibariyle her bir çocuk ve davacı yönünden kesinlik sınırı 5.390,00 TL'yi aşmadığından kararın kesin olması nedeniyle istinaf talebinin HMK'nın 341/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların... sayılı ilamı ile boşandıklarını, müvekkili lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede paranın alım gücünün düştüğünü, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının 1.000 TL artırılarak dava tarihi itibariyle aylık 1.500 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacı için ödenen aylık 150.00.- TL yoksulluk nafakasının yetersiz olduğunu ileri sürerek 1.000.00.-TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; yoksulluk nafakasının aylık 450.00.-TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Dosya kapsamından;tarafların 22.06.2010 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 1.000.00 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği,bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık altı yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup geliri bulunmadığı; davalının ise, çiftçi olup, 4000 TL geliri olduğu, adına kayıtlı birçok taşınmazı bulunduğu, 2016 itibariyle yıllık 90.500 TL kira gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....