Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının Sosyal Güvenlik Kurumundan yaşlılık aylığı aldığı bir işyerinde çalıştığı ve kira geliri bulunduğu iddia edilmekte ise de dava tarihi itibari ile bunların hiçbirinin doğru olmadığını, davalının geçimini davacının ödediği yoksulluk nafakası ile sağladığını, nafakanın kaldırılmasının davalıyı zor durumda bırakacağı için nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ... .... Aile Mahkemesinin 2011/529 E 2012/402 K nolu kararı ile davalı lehine hükmedilen aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....

    Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 330/1. Maddesine göre nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur. TMK'nın 331. Maddesine göre ; durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarım yeniden belirler veya nafakayı kaldırır....

    yaşadığını, kadının ekonomik imkanlarının yerinde olduğunu belirterek ödemekte olduğu yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasına, bunun mümkün olmaması halinde nafakanın azaltılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile, davacının aylık 200,00 TL olan yoksulluk nafakasının 230,00 TL artırılarak aylık 430,00 TL'ye yükseltildiği, bir yıllık yoksulluk nafakası artış miktarının 2.760,00 TL'ye tekabül ettiği, müşterek çocuğun aylık 250,00 TL olan iştirak nafakasının 350,00 TL artırımı ile aylık 600,00 TL'ye yükseltildiği, çocuk için bir yıllık nafaka artış miktarının ise 4.200,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2022 yılı itibariyle miktar veya değeri 8.000,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davalının nafaka artış miktarlarına yönelik istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....

    Nafaka talep edilen eşin kusursuz da olsa nafaka ödemekle yükümlü kılınması, yoksulluk nafakasının tazminat ya da cezadan farklı bir nitelik taşıdığını göstermektedir. Yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması, diğer bir ifadeyle kendi kusurundan kaynaklanmamak koşuluyla yoksul olmaması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlâki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada; ödenmekte olan yoksulluk ve iştirak nafakalarının zaman içerisinde ihtiyaçları karşılamadığı ileri sürülerek yoksulluk nafakasının 60 TL'den aylık 150 TL'ye, iştirak nafakasının 30 TL'den 250 TL'ye yükseltilmesi talep ve dava edilmiştir. Mahkemece; "Davalının ekonomik durumu itibariyle nafaka artışını ödeyecek durumda olmadığı, işsiz olduğu herangi bir gelirinin bulunmadığı, omuzundaki rahatsızlıktan dolayı zorlayıcı işlerde çalışamadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki “yoksulluk nafakasının arttırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Isparta Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 27.03.2012 gün ve 2010/168 E., 2012/376 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 14/03/2013 gün ve 2013/2676 E.-2013/4367 K. sayılı ilamı ile; (…Davacı dilekçesinde; 2008 yılında boşanma davasıyla lehine hükmedilen 100 TL yoksulluk nafakasının günün ekonomik şartlarına göre yetersiz kaldığını ileri sürerek 750 TL'ye artırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacının asgari ücretle çalışmaya başlaması nedeniyle nafaka artırım davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının artırılması talebine ilişkindir....

          Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Somut olayda, davalı aleyhine kaldırılan yıllık yoksulluk nafakasının miktarı 3.110 TL nin altında olup, hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle davalı tarafın istinaf kanun yoluna başvurma talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Her ne kadar boşanma hükümünde yer almasa da, davacının tarafların gerçek iradelerini yansıtan protokole göre talep edilen nafaka artış miktarını ödedikten sonra iadesini talep etmesi hukukun temel ilkelerinden olan iyiniyet kuralı ile bağdaşmamaktadır. Kaldı ki, bir an için davacının talebinin yerinde olduğu düşünülse bile mahkememizce davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verildiğinden davacının davalıya irat biçiminde ödemesi gereken nafaka borcu devam etmektedir. Dolayısıyla davacının irat biçimindeki nafaka borcu devam ettiğinden fazladan ödediğini iddia ettiği 3.683,25.-TL'nin devam eden nafaka borcuna mahsubunu talep etmek yerine kendisine geri ödenmesini talep etmesi de hukuken mümkün değildir. Sonuç olarak davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi ile 3.683,25....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dava, boşanma davasında hükmedilen 400 TL yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığı iddiası ile 1.000 TL'ye arttırımı istemine ilişkindir. Davalı cevap dilekçesi ile; toplam ödemelerinin 1.468 TL maaşının ise 1.670 TL olduğunu savunarak nafaka miktarının arttırılmamasını hatta indirilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile aylık 400 TL yoksulluk nafakasının 600 TL'ye arttırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu