Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 14.11.2005 tarihli ilamla boşanmışlar, boşanma ilamı 21.07.2006 tarihinde kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası 18.12.2013 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....
Aile Mahkemesinin 2015/233 Esas 2016/263 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 425,00 TL ye, davacı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakasının ise aylık 500,00 TL ye yükseltildiğini, mahkeme kararının tarihi dikkate alındığında nafaka miktarının çok düşük kaldığını, müşterek çocuğun lise öğrenimine başlayacağını, müvekkilinin maddi durumu el vermediğinden kirayı karşılayamadığını, davalının yarbay olup maddi durumunun çok iyi olduğunu ileri sürerek müşterek çocuk için hükmedilen aylık 425,00 TL iştirak nafakasının 1.100,00 TL ye müvekkili için ödenen aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının 1.250,00 TL ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, 2010 yılında hükmedilen 200,00 TL iştirak nafakasının 500,00 TL’ye; 300,00 TL yoksulluk nafakasının 600,00 TL’ye yükseltilmesi istenilmiştir.Davalı, duruşma günü tebliğine rağmen cevap vermemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve iştirak nafakasının 400,00 TL’ye; yoksulluk nafakasının ise 450,00 TL’ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.Yine, TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü...
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklarının ihtiyaçlarını karşılayacak nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafaka artırılmalıdır. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında; davacının ev hanımı olduğu, çalışmadığı, aylık 400,00 TL kira ödediği, 1994 model Lada marka otomobilinin bulunduğu, davalının ise Astsubay olarak görev yaptığı, 2300 TL civarı maaş aldığı tespit edilmiştir. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir....
, müşterek çocuk Fatih lehine hükmolunan 100,00 TL iştirak nafakasının 300,00 TL daha artırılarak, aylık 400,00 TL'ye, kendisi lehine takdir edilen 150,00 TL yoksulluk nafakasının 350,00 TL daha artırılarak, aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir....
nın her biri için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zamanda davalının çalışmaya başladığını, müvekkilinin ise işsiz olduğunu, bu nedenle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması ile müşterek çocuklar lehine bağlanan nafakaların her bir çocuk için 200 TL 'ye indirilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-birleşen dava davacısı; açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddi ile ... 1.Aile Mahkemesi'nin 2011/116 Esas ve 2013/286 karar sayılı ilamı ile davalı için 300.00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk ile 2006 doğumlu ..., 2010 doğumlu ....'nın herbiri için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 1.500 TL'ye, iştirak nafakasının müşterek çocuk ... için 1.250 TL, .... için 1.000 TL 'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü; karşı davanın kabulu cihetine gidilerek; 250 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 275 TLye çıkarılmasına; her yıl öngörülen nafaka miktarına ... oranında artış yapılmasına karar verilmiş, hüküm davacı (karşı davalı) tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının (karşı davalının)temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, mahkemece nafakanın "..." oranında artırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 2.fıkrasındaki "yoksulluk nafakasının takip eden her yeni yılın Mart ayının 25. gününden itibaren ... ... oranında arttırılmasına" cümlesi çıkarılarak; yerine "...yoksulluk nafakasının takip eden her yeni yılın Mart ayının 25. gününden itibaren ....'...
Aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmediğine göre, işe girip çalışması zorunluluk arzetmektedir. Aldığı nafaka ile çalışarak elde ettiği asgari ücret miktarı toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Mahkemece dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun zail olmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilmesi gerektiği, davacının dava dilekçesindeki kaldırma talebi içinde indirme talebinin de olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulü ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Asıl dava yönünden istinaf talebinin incelenmesinde; Davacı-davalı yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı-davacı tarafından yoksulluk nafakasının tahsiline yönelik Manisa 1.İcra Dairesinin 2021/6113 E.sayılı icra dosyasındaki 28/09/2021 tarihli takip talebinde yoksulluk nafakasının ilamdaki enflasyon oranında yapılması gereken artış gözetilerek, 2020- 2021 yılı için aylık 285,00 TL olarak talep edildiği, buna göre eldeki dava tarihi itibari ile yoksulluk nafakasının aylık 285,00 TL olduğu, mahkemece de bu miktar üzerinden yoksulluk nafakasının kaldırıldığının kabulü gerekir. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2)....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 13/01/2015 NUMARASI : 2013/690-2015/4 Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili 02.12.2013 tarihli dava dilekçesinde; en son 2011 yılında artırılan yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının 200 TL'den 300 TL'ye, 2 çocuk için iştirak nafakasının 250'şer TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir. Davalı cevabında; asgari ücretle çalıştığını, kredi borcu bulunduğunu, davacının daha iyi durumda olduğunu, nafakayı kredi çekip ödediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir....