yoksulluk nafakasına yönelik verilen kararlarda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı- karşı davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile yoksulluk nafakasının kaldırılması ve yoksulluk nafakasının artırılması isteminin reddine ilişkin verilen hükmün onanmasına..." ve "... İştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; takip dosyasının getirtilerek, ödemeler varsa bu ödemelerin incelenmesi, kısıtlının üzerine kayıtlı gelir getiren taşınır veya taşınmaz mal varlığı ile mevduat hesabının bulunup bulunmadığının ilgili kurum veya kuruluşlardan sorularak, nafaka yükümlüsü davacı-karşı davalı hakkında yeniden sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılması; bundan sonra, iştirak nafakası hakkında, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği... " gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir....
Davalı duruşmadaki beyanında; açılan davayı kabul etmediğini, her ne kadar Medikal şirketi var ise de, şirketinin iflas aşamasında olduğunu, almış olduğu nafaka dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını, 2 çocuğunun olduğunu beyan etmiştir. Mahkeme; davalı lehine takdir edilen aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye düşürülmesine, fazlaya ilişkin talebin reddi cihetine gitmiştir. TMK.nun 176.maddesi uyarınca yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumunun değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın kaldırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/635 Esas sayılı yargılama dosyasında; davacı ... tarafından, ... aleyhine açılan aylık 1.000,00 TL istemli yoksulluk nafakası davasında; davalı ...'...
Arttırımı kabul edilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası ile kaldırılması reddedilen yoksulluk nafakasına yönelik Hüküm, yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir.Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı yönünden kaldırılması reddedilen yoksulluk nafakası ve arttırımı kabul edilen iştirak nafakasının miktarı dikkate alındığında, mahkeme kararı kesin olduğundan davalı-karşı davacının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması, karşı davada ise yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı asıl davada; taraflar arasında görülen . Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2007/108 esas 2009/59 karar sayılı artırım ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen 250,00 TL yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk. için hükmedilen 150,00 TL iştirak nafakasının yetersiz kaldığını, işsiz olduğunu, çocuğun okul masrafları ve ihtiyaçlarının arttığını belirterek yoksulluk nafakasının aylık 900,00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça yoksulluk nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TMK'nın 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Yasanın bu hükmü gözetildiğinde; nafaka miktarının değiştirilmesi yada kaldırılması isteklerinin, gelişip değişen şartlar ve hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince davalının babasından kalan yetim maaşını almaya başladığı ve yoksulluğunun son bulduğu iddiasıyla yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....
GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, mümkün olmadığı takdirde aylık ödenmekte olan yoksulluk nafakası ile aylık olarak davacının maaşından kesilen birikmiş nafaka olmak üzere toplam (365,93+504,92) 870,85 TL nafaka kesintisinin aylık 400,00 TL'ye indirilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Bundan ayrı karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davacının öncelikli talebi, aylık 365,93 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olup, asıl talep yönünden reddedilen aylık 365,93 TL miktar üzerinden yıllık nafaka tutarı 8.000,00TL'yi geçmemektedir....
"İçtihat Metni"########## MAHKEMESİ :##########Aile Mahkemesi ########## ########## ########## ########## Taraflar arasındaki “yoksulluk nafakasının kaldırılması” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;.....Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 04.12.2012 gün ve 2012/934 E, 2012/1454 K sayılı kararın incelenmesi .....tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay ..... Dairesinin 09.05.2013 gün ve 2013/6654 E., 2013/ 7771 K sayılı ilamı ile; (... Davada yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiş olup, mahkemece davalının sigortalı olarak çalışması nedeniyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar, Dairemizin 18.01.2012 tarih ve 2011/18831-2012/1027 sayılı kararı ile; “HGK.nun istikrar kazanmış kararlarında açıklandığı üzere asgari ücretle sigortalı olarak çalışmak, yoksulluk durumunu ortadan kaldıran değil, nafaka miktarını etkileyen bir olgudur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ekonomik durumunun iyi olduğunu, davalının yoksulluk halinin devam ettiğini, belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile davalı lehine takdir edilen aylık 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir. TMK. 175.maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Müteakip 176/4.maddesine göre ise; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir”. Aynı şekilde 331.madde uyarınca; “Durumun değişmesi halinde hakim istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır”....
Bu durumda da, nafakanın kaldırılması hakkaniyete, yoksulluk nafakasının temelinde yatan sosyal ve ahlaki fikre uygun düşecektir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacı hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması istemiyle açılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi " nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK'nın 341/2 maddesine göre karar tarihi itibariyle miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 5.880,00- TL' dir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı ve davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı taraf aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir.İlk derece mahkemesi yoksulluk nafakasının kaldırılması talebini reddetmiş, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasını 100,00 TL indirilmesine karar vermiştir....