in velayetlerinin müvekkiline bırakıldığını, söz konusu karar ile müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmediğini, davalı lehine ise aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede davalının çalışmaya başladığını, müşterek çocukların ise ihtiyaçlarının arttığını, bu nedenle davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması ile müşterek çocuk B. için 250 TL, müşterek çocuk A. için 200 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ekonomik durumunun iyi olduğunu, kendisinin ise kazancının nafakanın kaldırılmasını gerektirecek kadar olmayıp, gelirinin giderini karşılamadığını, sabit ve düzenli bir işinin olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalı lehine takdir edilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 175,00 TL'ye indirilmesi ile müşterek çocuklar B. ve A.'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, alacaklı Habibe Doğru tarafından borçlu T1 hakkında takip başlatıldığı, şikayet konusunun, alacaklının yoksulluk nafaka alacağını bulunmadığının tespiti ile nafaka borcu için emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına ilişkin olduğu görülmüştür. Alınan bilirkişi raporu ile dava tarihi olan 16/08/2021 tarihi itibariyle davacının müşterek çocuklar için 5.386,07TL nafaka borcu olduğu, yoksulluk nafakası borcu olmadığı, davalı alacaklının yalnızca nafaka alacakları için davacı borçlunun emekli maaşına haciz konulması talebi bulunduğundan 5.386,07TL nafaka borcu bittiğinde emekli maaşındaki haczin kaldırılmasının gerektiği, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dosya borcunun 80.000,00TL sine kadar aylık 1.000,00TL emekli maaş haczinin devam edeceği belirtilmiştir....
HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. 1- )Davacı yanın yoksulluk nafakasının artırılması ile ilgili karara,davalı yanın her iki nafaka ile ilgili karara yönelik istinaf başvurularında; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri sekizbin Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (02.12.2016 tarihli, 6763 Sayılı Kanunun 41 maddesi ile değişik, 6100 sayılı HMK m.341/2) Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. Eldeki davada karar tarihi itibarıyla yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının artırılan miktarları ile yoksulluk nafakasının artırım talebinin reddedilen kısmı yönünden ayrı ayrı miktarları yıllık sekizbin Türk Lirasını geçmemektedir....
asıl davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin esastan reddine, kadın için hükmedilen aylık 100,00TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine ilişkin olarak yoksulluk nafakasının miktar itibarıyla kesinlik sınırı altında kalması nedeniyle, karşı davanın reddine yönelik istinaf talebinin ise HMK 352 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm tesise dilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/02/2015 NUMARASI : 2014/595-2015/180 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; Konya 4. Aile Mahkemesinin 2011/1084Esas ve 2013/771 Karar sayılı boşanma dosyası ile davalı ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davacıya verildiğini, davalıya 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, davalının yetim aylığı almaya başlaması nedeniyle 200 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını ve müşterek çocuk için uygun miktarda iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk nafakasının artırılması, birleşen dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir. HMK'nın 352. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir. Hangi kararların kesin olduğu HMK'nın 341. maddesinde belirtilmiştir. 6763 sayılı yasanın 41'nci maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 341/2. maddesinde ön görülen 1.500,00 TL kesinlik sınırı 02/12/2016 tarihinden itibaren 3.000,00 TL'ye çıkarılmış, ek 1. madde ile de parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında arttırılacağı düzenlenmiş olup, 01/01/2022 tarihinden itibaren kesinlik sınırı 8.000,00 TL'dir. Yargıtay HGK'nın 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk nafakasının artırılması, birleşen dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminden ibarettir. HMK'nın 352. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabul edilebilmesi için miktar itibariyle kararın kesin nitelikte olmaması gerekir. Hangi kararların kesin olduğu HMK'nın 341. maddesinde belirtilmiştir. 6763 sayılı yasanın 41'nci maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 341/2. maddesinde ön görülen 1.500,00 TL kesinlik sınırı 02/12/2016 tarihinden itibaren 3.000,00 TL'ye çıkarılmış, ek 1. madde ile de parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere yeniden değerleme oranında arttırılacağı düzenlenmiş olup, 01/01/2022 tarihinden itibaren kesinlik sınırı 8.000,00 TL'dir. Yargıtay HGK'nın 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas-235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin usta öğretici olarak çalıştığını, aylık kazancının 3200 TL olduğunu, almış olduğunu maaşın hayatını idame ettirecek düzeyde olmadığını, müvekkilinin kendi aile bireylerinin maddi desteği ile geçimini sağladığını belirterek nafakanın kaldırılması-azaltılması adı altında açılan mevcut davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda "1- Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, 2- Davacının yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin kısmen KABULÜ İLE, 3- Van 2....
Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, anlaşmalı boşanma ile kabul edilen davalı kadın yararına aylık 350 TL yoksulluk ile müşterek çocuk için aylık 350 TL iştirak nafakasının artırılması yönünden davalı tarafından en son 10.02.2009 tarihinde açılan dava neticesinde, davalı kadın için aylık 530 TL yoksulluk, müşterek çocuk için aylık 660 TL iştirak nafakasına hükmedilip ayrıca nafakaların her yıl %15 oranında artırılmasına karar verildiği, ancak davalının boşanmadan sonra maddi durumunun iyileşmesi, davacının da işlerinin kötüye gitmesi ve gelirinin azalması nedeniyle hükmolunan nafakaların katlanılamaz hale geldiği belirtilerek öncelikle yoksulluk nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde aylık 150 TL'ye indirilmesi, iştirak nafakasının da aylık 150 TL'ye indirilmesi istenilmiştir....
(HGK 07.10.1998 gün 1998/2-656-688; 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-392-339 sayılı kararları) Somut olayda davalıya boşanma kararıyla aylık 250 TL yoksulluk nafakası bağlandığı anlaşılmaktadır. Boşanma kararından sonra davalıya 585,78 TL yetim nafakası bağlanmış ise de; bu miktarın davalıyı yoksulluktan kurtarmasının mümkün görünmemesi karşısında mahkemece davalı kadının zorunlu ihtiyaçları ile TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de nazara uygun miktarda yoksulluk nafakasının indirilmesine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması şeklinde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....