Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacı kadın için boşanma kararı ile hükmedilen aylık 240 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 390 TL ye, müşterek çocuk için takdir edilen 230 TL iştirak nafakasının ise dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 380 TL ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının iştirak nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine, yoksulluk nafakası yönünden yapılan temyiz incelemesinde; 2-)TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.''...

    Ancak, hakim, nafaka takdirinde nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü kocanın gelir ve sorumluluk durumu arasında bir oranlama yapılarak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar verilmelidir. Davada, davalının gelirinin yetersiz olması gerekçe gösterilerek nafakanın kaldırılması talebi reddedilmiştir. Oysa davalı kadının mali durumunda, çalışmaya başlaması ile yoksulluk nafakasının hükmedildiği duruma göre yoksulluğu azaltacak oranda iyileşme olmuştur. Davacının ise ortağı olduğu şirketi kapatması, evlenmekle eşinin ve çocuğunun olması nedeniyle yükümlülükleri artmıştır....

      Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası....’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

        Aile Mahkemesinin 03/12/2015 tarih, 2015/694 Esas, 2015/798 Karar sayılı anlaşmalı boşanma ilamının kesinleştiği, velayeti anneye verilen ortak çocuk Saygın için aylık 1.000,00 TL iştirak, davalı için de aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, boşanma sırasında çalışan davacının boşanma sonrası ekonomik olarak zor duruma düştüğü, geçimini bile sağlayamaz duruma geldiği, halen emekli maaşı dışında geliri bulunmadığı, nafakaları ödeyememesi üzerine davalı tarafından icra takibi başlatıldığı ve nafaka yükümlülüğünü ihlalden şikayetçi olunduğu, çocuğun 06/05/2020 tarihinde reşit olduğunu belirterek, davalı için belirlenen yoksulluk nafakasının aylık 250,00 TL'ye indirilmesine, çocuk için belirlenen iştirak nafakasının ise kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ortak çocuk hakkındaki talebin dosyadan ayrıldığı anlaşılmıştır....

        Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

        Dava dilekçesinde; boşanma davasında hükmedilen 500 TL yoksulluk nafakasının, davalı kadının boşanma davasından sonra kendi adına kayıtlı olan bir taşınmazını 900.000 TL bedelle satarak zenginleştiği iddiasıyla kaldırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; boşanma davası sırasında da davalının bu taşınmaza malik olduğunu, davacının protokolle bu nafakayı ödemeyi kabul ettiğini, boşanma davasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında bir değişme olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

          -2- Somut olayda; tarafların ...Mahkemesinin ...Karar sayılı ilamı ile 29.01.2014 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıkları, davalı ... lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve kararın 18.02.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 29.01.2014 tarihinde boşandıkları, davalının çalıştığı işyeri yazısına göre 18.12.2013 tarihinden beri çalıştığı, boşanma davasının yargılaması sırasında da çalışmaya devam ettiği ve gelirinin olduğu bu hususun ve davacı kocanın aylık 200,00 TL nafaka ödeme yönündeki kabulü nazarı dikkate alınarak, mahkemece davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiği; boşanma davasının üzerinden geçen süre ve davalının yoksulluk nafakasının kaldırılmasını veya indirilmesini gerektirecek nitelikte sosyal ve ekonomik durumunda değişiklik olmadığı anlaşılmaktadır....

            Aile Mahkemesi'nin 2012/833 E 2012/961 K sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, kadın lehine aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, yoksulluk nafakasının boşanma ilamından bu yana arttırılmadığı, geçen zaman içerisinde tarafların sosyal ekonomik durumlarında değişiklik olmadığı, aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasının kadının ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceği" gerekçesiyle, davanın kabulü ile, İzmir 5. Aile Mahkemesi'nin 2012/833 E 2012/961 K sayılı kararı ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 10.000,00 TL'ye yükseltilmesine, yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesinden bir yıl sonra başlamak üzere ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir....

            Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk için verilen 250 TL iştirak nafakasının 100 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. TMK’ nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır....

              Mahkemece; asıl davada, karşı davacının 01/02/2016 tarihinde evlenmesi nedeniyle yoksulluk nafakasının azaltılması talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına , iştirak nafakasının azaltılması talebinin reddine; karşı davada, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının aylık 350.00.- TL ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar- karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir . 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....

                UYAP Entegrasyonu