olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların boşanma sırasında ve eldeki davanın açıldığı sıradaki sosyal ve ekonomik durumlarında olağanüstü bir değişiklik olmadığı gibi, olduğu da ileri sürülmemiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası .... yayımladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın yeniden belirlendiği artırım davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve yeniden belirlendiği tarih gözetilerek, nafakanın .... yayınladığı ...oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. ......
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı.... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik sözkonusu değildir. Yargılama sırasında ifadesine başvurulan müşterek çocuk ise beyanında; davalı annesinin, davacı babasından aldığı nafaka ile geçindiğini, midesinin alındığını, bu nedenle de sağlık sıkıntılarının bulunduğunu, nafakanın düşürülmesine karar verilmesi durumunda, geçim sıkıntısı yaşayabileceğini ifade etmiştir. Öyle ise mahkemece, bu ilke ve esaslar gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2011/249 Esas sayılı dosyasından nafaka artırım davası açıldığı, mahkemenin 05/05/2011 tarih, 2011/371 Karar sayılı ilamı ile davacı için bağlanan yoksulluk nafakasının aylık 300,00TL'ye yükseltildiği, daha sonra davacı kadın tarafından yeniden Hatay 1....
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...n yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin ... sayılı ve 27.12.2012 tarihli kararı ile boşanmışlar, boşanma ilamı 19.12.2013 tarihinde kesinleşmiş, boşanma ilamı ile davacı için aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası ise 13.11.2014 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçlarına göre, davacı ......
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında mahkemece hükmedilen nafaka miktarında isabetsizlik yoktur....
Açıklanan nedenlerle, kaldırımı kabul edilen nafaka miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davalının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davalı, ilk derece mahkemesinin kararını sadece kaldırılan aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası yönünden istinaf etmiştir. Hüküm, yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir.Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Açıklanan nedenlerle, davalı yönünden kaldırılan yoksulluk nafakasının miktarı dikkate alındığında, mahkeme kararı kesin olduğundan davalının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Buna göre somut olayda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği 2012 yılına göre olağanüstü bir değişiklik bulunmadığından, yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerekmektedir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Davanın KISMEN KABULÜ ile; Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2010/169 Esas 2012/260 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL artırılarak aylık 800,00 TL olarak devamına, aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden (07/02/2020) itibaren her ay davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir. ÜFE oranı hesaplanırken önceki nafaka davası dosyasının kesinleşme tarihi ile yeni nafaka davasının açıldığı tarih dikkate alınır....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile ....’in yayımladığı... (......) artış oranı nazara alındığında mahkemece takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakası artırım oranları fazla olup, mevcut gelir durumuna göre nafaka yükümlüsünden aylık toplam ....500,00 TL nafaka ödemesi beklenemez. Mahkemece; önceki nafaka takdirinde taraflar arasında oluşan dengeyi koruyucu, hakkaniyete uygun oranda artırım kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması Türk Medeni Kanunu'nun .... maddesinde hükme bağlanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiş, bu husus bozmayı gerekmiştir. O halde, Mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik durumları; nafaka alacaklılarının ihtiyaçları ve Medeni Kanunu'nun .... maddesindeki hakkaniyet ilkesini de dikkate alarak nafakalarda daha az oranda artırım yapmak olmalıdır....
Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde...