a verilmesine; iş bu dosyamızda talep edilen nafaka talebine yönelik davanın kısmen kabulü ile aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasının karar kesinleştikten itibaren davalı ...'dan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. TMK'nun 175.maddesine göre; boşanan eşe kanunda öngörülen şartları varsa yoksulluk nafakasına hükmedilebilir. Ancak, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için öncelikle bu hususta bir talebin olması gerekir. Bu dosya ile birleştirilen ve taraflar arasında görülüp sonuçlanan boşanma davasında davalı kadının yoksulluk nafakası istemi bulunmamaktadır. İş bu davada (nafakaya ilişkin bağımsız olarak açılan davada) ise; davanın açıldığı tarihte, taraflar arasındaki evlilik birliği devam etmektedir. Davacının talebi, ayrı yaşamaya dayalı nafaka istemi olup, niteliği itibariyle tedbir nafakası niteliğindedir....
-Davalı tarafın yoksulluk nafakasına yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; TMK. nun 176/....maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmediği gibi bu yönde bir delil de sunulmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; davalıya boşanma ilamı ile 350,00-TL yoksulluk nafakası bağlandığını,yoksulluk nafakası alacaklısı davalının babasından dolayı maaş almaya başladığını, elde ettiği gelirin nafaka borçlusu davacıdan daha fazla olduğunu ve yoksulluğun kalktığını ileri sürerek boşanma kararı ile birlikte hükmedilen 350,00-TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap vermemiştir....
Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar .....Aile Mahkemesi'nin.... sayılı ve 29.12.2009 tarihli kararı ile boşanmışlar, boşanma ilamı 01.03.2010 tarihinde kesinleşmiş, boşanma ilamı ile davacı için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası ise 20.10.2015 tarihinde açılmıştır....
KARŞI OY YAZISI Sayın çoğunluğun görüş ve kararı ile karşı oy arasındaki uyuşmazlık Yoksulluk-Yardım nafakasındaki önceliktir.Uyuşmazlığın belirlenmesi için her iki nafakanın açıklanması gereklidir. a) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre yoksulluk nafakası TMK 175.madde hükmünün eşlerle ilgili mali sonuçlarından birisidir. Yoksulluk nafakasının felsefesi şu varsayımlardan doğmaktadır. 1) Eşlerin birbirine yabancı sayılamayacağı, 2) Beklenen çıkarın aniden yok olması, 3) İddet müddeti 4)Ahlaki yardım gerekleri olup; maddi koşulları (TMK.175.madde hükmünde) belirlenmiştir. Yoksulluk nafakası "Kural olarak alamayacak olanlar içinde" yardım nafakası alanların bulunmadığı yargısal ve ilmi inançlarla belirlenmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 178.madde hükmüne göre, evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasından doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (Ömer Uğurgençcan Boşanma-Nafaka Hukuku....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; " davacının müşterek çocuk lehine iştirak nafakası talebinin kısmen kabulü ile mahkememiz 29/01/2019 tarihli ara kararı ile bağlanan tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile 200,00 Tl artırılarak kararın kesinleşmesine kadar 500,00 TL olarak devamına, karar kesinleştikten sonra her ay aylık 500,00 tl iştirak nafakasının davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, davacının kendisi için yoksulluk nafakası talebinin reddine, iştirak nafakası davası bakımından alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı vekili, iştirak nafakası takdiri ve miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddedilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücreti verilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesi tarafından "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, alacaklı Habibe Doğru tarafından borçlu T1 hakkında takip başlatıldığı, şikayet konusunun, alacaklının yoksulluk nafaka alacağını bulunmadığının tespiti ile nafaka borcu için emekli maaşına konulan haczin kaldırılmasına ilişkin olduğu görülmüştür. Alınan bilirkişi raporu ile dava tarihi olan 16/08/2021 tarihi itibariyle davacının müşterek çocuklar için 5.386,07TL nafaka borcu olduğu, yoksulluk nafakası borcu olmadığı, davalı alacaklının yalnızca nafaka alacakları için davacı borçlunun emekli maaşına haciz konulması talebi bulunduğundan 5.386,07TL nafaka borcu bittiğinde emekli maaşındaki haczin kaldırılmasının gerektiği, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde dosya borcunun 80.000,00TL sine kadar aylık 1.000,00TL emekli maaş haczinin devam edeceği belirtilmiştir....
Davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı nafaka artırım miktarlarının oldukça az olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yoksulluk nafakası artırım talebine ilişkin reddedilen kısım yönünden verilen kararın 6100 sayılı HMK'nun 341/2 maddesi gereğince, kesin nitelikte olup, bu durumda, davacının kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince, davacının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği, iştirak nafakası artırım miktarına yönelik istinaf başvurusunun ise, yerel mahkemece tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, nafakanın bağlandığı tarihten itibaren aradan geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakasının artırım miktarında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin iştirak nafakası artırım miktarına yönelik...
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında, yoksulluk nafakasının sosyal ve ahlâki düşüncelere dayanması özelliği, sadece nafaka talep eden tarafa nafaka verilmesinde değil, aynı zamanda nafaka talep edilen tarafın nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması koşulunda da kendisini göstermektedir. Dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacını taşıyan yoksulluk nafakası, hiçbir surette nafaka yükümlüsüne yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmamalıdır. 5....
Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; davacının emekli maaşı aldığı, 1.432.36 TL olan maaşının 207.20 TL bölümünün nafaka ödemesi için kesildiği, davacının boşandığı eşine yoksulluk nafakası ödediği, kira ödemediği,yeniden evlendiği tespit edilmiştir. Davacı, boşandığı eşine yoksulluk nafakası ödeyecek gelire sahip olduğuna göre yardım nafakasına muhtaç durumda değildir, yardım nafakasının takdir edilmesini gerektiren yasal koşullar somut olayda gerçekleşmemiştir. Diğer anlatım ile geçim sıkıntısı çektiğini iddia eden davacı, ödediği yoksulluk nafakasının kaldırılması için dava açmadığına göre açılan yardım nafakası davasının da yasal koşullar oluşmadığından reddi gerekir....