AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/04/2014 NUMARASI : 2014/20-2014/346 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili lehine hükmedilen 250,00 TL yoksulluk nafakasının, 400,00 TL'ye; davalı ile müşterek çocukları olan Mustafa için hükmedilen 100,00 TL iştirak nafakasının ise, 350,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece; davalı lehine boşanma neticesinde hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocukların bakım iaşe giderleri,eğitim giderleri dikkate alındığında müşterek çocuklar için bağlanan iştirak nafakalarının azaltılmasına yönelik talebin reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının azaltılması talebine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; davalının yoksulluk durumunun ortadan kalkıp kalkmadığı noktasında toplanmaktadır. ./.. -2- Kural olarak, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m. 176/4) İrat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka, alacaklı tarafın yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının çalışmadığı, davalının ise, 2015 yılı kasım ayı maaşının 1.560 TL olduğu anlaşılmaktadır. Boşanma davasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucuna göre davacı, işşiz olup, aylık 325,00 TL yetim aylığı almakta, nafaka yükümlüsü davalı ise işçi olup, aylık 1.000,00 TL kazancı bulunmaktadır. Davacı taraf, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğunu ileri sürmemiştir. Hal böyle olunca mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın ...in yayınladığı .. oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka takdiri doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerekmiştir....
ın yerleşmiş uygulamalarına göre, yoksulluk nafakası artırılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının yanında, ülkedeki ekonomik gelişmeler (paranın satın alma gücündeki kayıp ve bu hususun taraflara etkisi) de gözönünde tutulmalıdır. TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE oranları nazara alındığında; artırılan yoksulluk nafakası miktarı çok olup, TMK'nun ....maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüştür. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacı kadın için ... nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Ancak; Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, yoksulluk nafakası artırılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının yanında, ülkedeki ekonomik gelişmeler (paranın satın alma gücündeki kayıp ve bu hususun taraflara etkisi) de gözönünde tutulmalıdır. TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE oranları nazara alındığında; artırılan yoksulluk nafakası miktarı çok olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüştür. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davacı kadın için yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile “ davacı kadın için bağlanan aylık 150 TL nafakanın dava tarihinden itibaren aylık 150 TL artırılmasına”, “ Zerrin için bağlanan aylık 100 TL nafakanın dava tarihinden itibaren aylık 175 TL artırılmasına” karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Davada, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talep edilmektedir. Dosya kapsamından taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda davacı kadın lehine 150 TL yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Zerrin için 100 TL iştirak nafakasına karar verildiği, hükmün temyiz edilmeden 11.11.2009 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 06.03.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece davanın kısmen kabulune karar verilerek davacı kadın için yoksulluk nafakasının 500 TL'ye, müşterek çocuk için nafakanın 400 TL'ye artırılması yönünde hüküm tesis edilmiş; hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 175.maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer tarafın mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” 176/4.maddesinde de “tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.” Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında gözönünde tutulacak husus; geçen süreçte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin önceki kurulan dengeyi bozup bozmadığıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan asıl davada; iştirak ve yoksulluk nafakasının indirilmesi, davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan karşı davada iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, önceden taraflara dair nafakaya ilişkin dava koşullarında bu nafaka kararlarının verildiği tarih gözetilerek, tarafların ekonomik durumunda önemli ölçüde herhangi bir değişikliğin olmadığı gerekçesiyle hem asıl davanın, hem karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir....
“Boşanma kararı ile davacı yararına hükmolunan 150,00 TL yoksulluk nafakasının 350,00 TL’ye, velayeti anneye bırakılan ortak çocuk 2003 doğumlu Aybüke yararına 100,00 TL olarak belirlenen iştirak nafakasının ise 250,00 TL’ye dava tarihinden geçerli olmak üzere artırılmasına ve nafakalara her yıl TÜFE oranında artış yapılmasına” karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....