Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2019/866 ESAS 2021/412 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Katılım Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile annesinin boşandıklarını, bu sebeple kendisine 600,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, 18 yaşını doldurması sebebiyle nafakanın sona erdiğini, lise eğitimini tamamlayıp, üniversiteye hazırlandığını, geliri bulunmadığını belirterek aylık 1.500,00 TL yardım nafakasına dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini talep etmiştir....

Sayılı boşanma, tazminat ve nafaka istemine ilişkin davada, davacı ... tarafından üniversite öğrencisi olup eğitim hayatının devam ediyor olduğu gerekçesi ile davalı taraftan yardım nafakası talebinde bulunulduğu, mahkemece yardım nafakası koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verildiği ve bu kararın tarafların temyiz etmemesi üzerine 18.02.2011 tarihinde kesinleştiği, eldeki yardım nafakası talepli davanın 20.09.2011 tarihinde açıldığı; davacının 1990 doğumlu olup, Kocatepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 1.sınıf öğrencisi olduğu; davalı babanın ise emekli astsubay olarak gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Yukarıdaki bilgiler ışığında mahkemece; davacının nafaka talebi, daha önce boşanma davası ile birlikte görülen yardım nafakasına ilişkin 02.03.2010 tarihinde açılan davadaki koşullara göre kesin hüküm nedeniyle reddedilmiş olup, iş bu davanın açıldığı 20.09.2011 tarihine kadar geçen süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik koşullarında değişme olduğu açıktır....

    Kimlik Numaralı, 25/05/2002 Tokat doğumlu davacı T1 aylık 500,00- TL yardım nafakasının iş bu davanın kesinleşmesinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, belirlenen miktarın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı, reddedilen kısım yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMK 364.- 365. maddeleri ile düzenlenen "Yardım Nafakası"'na yöneliktir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 364. maddesine göre; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür." Aynı Kanunun 365/2.maddesinde de; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." düzenlemesi yer almıştır....

    "Aynı yasanın 364/1. maddesinde de; Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. " düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre, öğrenimini sürdüren reşit olan çocuğun TMK.nun 328/2 ve 364. maddeleri gereğince nafaka talep etme hakkı bulunmaktadır. Davalı taraf ilk derece mahkemesince davanın nitelemesinde hataya düşüldüğünü, gerekçeli kararın başlık ve içeriğinde dava nitelemesinin yanlış yapıldığını, kararın gerekçesiz olduğunu istinaf konusu yapmıştır. İlk derece mahkemesince dava yardım nafakası davası olduğu halde karar başlığında dava nafaka artırım davası olarak, içeriğinde iştirak nafakası davası olarak nitelenmiş, nitelemede hata yapılmıştır. Dava dilekçesinin içeriğinde iştirak nafakasının yardım nafakasına dönüştürülmesi ibaresinin kullanılması davanın hukuki nitelemesi hakime ait olmakla davanın yardım nafakası davası olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacılar için aylık 700,00'er TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakaların her yıl ÜFE oranı üzerinden artırılmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ ; Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek, nafaka miktarlarının talep edilen miktarlara yükseltilmesini istemiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf başvurusunun reddini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, yardım nafakasına ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365.maddesinin 2. fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir....

    O nedenle, kural olarak nafaka yükümlülüğünün kaldırılması için birden çok nafaka yükümlüsünden talep edilmesi ve yükümlülerden birinin nafaka yükümlülüğünü yerine getirmesi hafinde, diğerinden talep edilmesinin hakkaniyete aykırı bulunması gerekir. Bunun dışında nafaka yükümlülüğünün ortadan kaldırılmasını düzenleyen herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Yardım nafakası, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı sosyal ödevdir ve kanun koyucu, kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş, bu Ödevin ortadan kaldırılmasını ise, MK m. 365 ile sınırlamıştır. Yardım nafakası, zarurete düşen hısımın yaşamını sürdürebilmesi için zorunlu yardım isteğidir. Yardım nafakası isteyenin kusuru İle yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir....

      Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

      Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak ve diğer ebeveynin de davacının masraflara katlanma yükümlüğü kapsamında Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların baba kız oldukları; davacının .......

        Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....

        nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....

          UYAP Entegrasyonu