"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakası artırım davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen davanın kısmen kabulune ilişkin hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı 200 TL olan tedbir nafakasının 400,00 TL'ye çıkarılması istemiyle nafaka artırım davası açmış; yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 200,00 TL olan nafaka miktarı 125,00 TL artırılarak 325,00 TL'ye çıkarılmıştır. Hüküm davalı vekilince temyiz olunmuştur. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren 1.820 TL'ye çıkarılmıştır....
Birikmiş nafaka ile mahkeme ve avukatlık ücretine mahsuben ...’e sadece (1.000 YTL) Bin Yeni Türk Lirası ödenecektir. Bakiye nafaka alacağından vazgeçilecektir” hükümlerine yer verilmiştir. Protokolün bu hükümlerine göre; davacı maliki olduğu evin mülkiyetini davalıya devrettiği takdirde; protokol tarihine kadar işlemiş olan tedbir nafakası ile yargılama giderlerine karşılık sadece 1.000 TL ödeyecektir. Davalı lehine boşanma davasında hüküm altına alınan tedbir nafakası, kararın kesinleşmesi ile sona ermiş, ayrıca davalı için yoksulluk nafakasına hükmedilmemiştir. Bu durumda davacı, protokol ile kararlaştırılan yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispat etmesi halinde; icra kanalı ile ödediği nafakanın istirdadını isteyebilecektir. Ne var ki mahkemece, davacı tarafça dayanılan protokolün geçerli bir belge olup olmadığı üzerinde durulmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesinde; ....i ....Aile Mahkemesinin 06.06.2011 tarih ve 2011/185 E.-598 K. sayılı ilamı ile davalı lehine 250 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini ancak davalının boşanma ilamı kesinleşmeden sigortalı olarak çalışmaya başladığını ve tedbir nafakası şartlarının ortadan kalktığını ileri sürerek, davalı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
gerekçesi ile; "Davanın KISMEN KABULÜ ile; A-Davacı T1 lehine talep edilen tedbir nafakası taleplerinin reddine, B-Müşterek çocuk Emrahcan Şibir Lehine dava tarihinden reşit olduğu 13/10/2019 tarihine kadar işleyecek şekilde 500,00 TL tedbir nafakası takdirine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalıdan alınarak davacıya verilmesine," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek vekili; kadının reddolan davası ile ilgili lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüş , ayrıca çocuk lehine hükmedilen nafaka yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir....
Öte yandan, eşin ayrı yaşamı için bağımsız tedbir nafakası ayrı yaşamada haklılık varsa verilebilir. Bağımsız tedbir nafakası davasında kural olarak tarafların kusur durumu ölçü olarak alınamaz. Tedbir nafakası istenen eş kusursuz olsa bile, diğer koşullar gerçekleşmişse tedbir nafakası verilebilir. Başka bir anlatımla bağımsız tedbir nafakası davasında dikkate alınacak ölçü; tarafların kusur durumları değil, nafakayı talep eden eşin ayrı yaşamada haklı olup olmadığıdır. 20....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
KARŞI OY YAZISI Davacının, çocuğun menfaatine aykırı olan çocuk için nafaka hakkından vazgeçmesi hukuki sonuç doğurmaz. Bu bakımdan çocuk için tedbir nafakası tayininde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan sebeple sayın çoğunluğun bununla ilgili bozma kararına katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tedbir nafakası isteği ile birlikte davalıya ait taşınmazlara tedbir konulmasını da istemiştir. Türk Medeni Kanununun 199. maddesi uyarınca verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Davacı açtığı nafaka davasında davalıya ait taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için tedbir şerhi konulmasını istemiş mahkemece de dava sonuna kadar taşınmazlara tedbir şerhi konulmuştur. İhtiyati tedbir taleplerine ilişkin kararların temyiz inceleme görevi de asıl davaya bakacak olan daireye aittir. Mahkemece dava Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince nafaka olarak nitelendirilmiştir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre temyizi inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir....
O halde mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka takdiri doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir. Kabule göre de, taraflar boşanmış olup davacı kadın için arttırılması talep edilen nafaka, mahiyeti itibariyle yoksulluk nafakası niteliğindedir. Buna göre, mahkemece; davacı için hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi doğru değildir; ayrıca hükmün 1.fıkrasında davacı kadının davalı olarak geçmesi de yanlış olmuştur....
sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacının müşterek çocuk için talep ettiği tedbir nafakası miktarının 500,00 TL olduğu ve kısmen kabulüyle 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, davacı tarafından müşterek çocuk için reddedilen 200,00 TL yönünden istinaf yasa yoluna başvurulduğu, reddedilen nafakanın yıllık miktarının 2.400,00 TL olduğu, Davalının ise müşterek çocuk için hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakasına karşı istinaf başvurusunda bulunduğu, söz konusu nafakanın yıllık miktarının 3.600,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Davada kısmen kabul edilen ve reddedilen nafaka miktarlarının 5.390,00 TL'nin altındadır. Bu yönüyle hüküm, yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir. (Yargıtay 3. HD. 26.03.2012 tarihli ve 2012/4119 Esas- 2012/7991 Karar sayılı kararı) Karar tarihi itibariyle, HMK.'...