"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Karaman Aile Mahkemesi TARİHİ :05.06.2014 NUMARASI :Esas no:2013/623 Karar no:2014/424 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (koca) tarafından; kadın lehine daha önce hükmedilmiş olan tedbir nafakasının kaldırılması yönündeki ve manevi tazminat talebinin reddi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden, davalı (kadın) tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Tedbir Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-İncelenmesine gerek görülen ...24. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/21 esas, 2003/214 karar sayılı nafaka dosyasının eklenerek birlikte temyiz incelemesine gönderilmesi, 2-*Birleşen 2006/527 esas, 2007/370 karar sayılı dosyada davalı vekili Av..., birleşen 2006/1136 esas, 2007/35 karar sayılı dosyada davalı ... vekili Av.... ve davalı ... vekili Av. ..., Av... ve Av. ...’ün verdiği vekaletnamelerde baro pulu bulunmamaktadır. Avukatlık Kanunun değişik 27. maddesi uyarınca bu vekaletnameler işleme dayanak yapılamaz....
Somut olayda, boşanma davası reddedildiği için tedbir nafakaları yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devam edemez. Zira, iştirak ve yoksulluk nafakaları boşanmadan sonra hüküm doğuran, talep edilebilen nafaka türleridir. Eldeki davada hükmedilen nafakalar ise evlilik birliği devam ederken ayrı yaşamaya hak kazanan davacının ve onun yanında kalan ortak çocuğun yararına takdir edilen tedbir nafakalarıdır....
Davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakası alma ihtiyacının ortadan kalktığına ilişkin bir delil bulunmadığı ve bu nedenle tedbir nafakasının, davanın esasına ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar devam ettirilmesi gerekirken; mahkemece yazılı şekilde tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, davalı-karşı davacı erkeğin katılma yoluyla temyiz talebinin ise yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.04.2018 (Pzt.)...
Aile Mahkemesinin 2020/349 esas sayılı dosyasında verilen 13/07/2020 tarihli tedbir nafakasının tahsili için başlatılan takip olduğu anlaşılmıştır. Boşanma veya ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş olan taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. Md. 182). Bu madde uyarınca, çocuk için hüküm altına alınan tedbir nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Somut olayda taraflar arasında devam eden boşanma davasında tensip ara kararı ile müşterek çocukların velayeti yargılama süresince davalı anneye bırakılmış olmakla hükmedilen tedbir nafakasının alacaklısının davalı anne olduğu tartışmasızdır....
Aile Mahkemesi'nin 2018/404 Esas sayılı dosyası ile tedbir nafakası davası açıldığı ve davanın aylık 500TL nafaka yönünden kabulüne karar verildiği ve kesinleştiği, mevcut durumda davalı kadının, eşinin kendisine şiddet uygulaması ve reddedilen boşanma davası açması sebebiyle ayrı yaşamada haklı olduğu, TMK 197....
GEREKÇE: Dava; davacı kadın yanında yaşayan müşterek çocuklar yönünden tedbir nafakasına, davacı kadın yönünden ayrı yaşamda haklılığa dayalı tedbir nafakası isteğine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Tedbir nafakası talep edilen müşterek çocuklar ve davacı, davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2)....
Karar taraflarca yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafaka miktarı çok olduğu gibi, yoksulluk nafakasının irat şeklinde ödenip ödenemeyeceğinin tartışılmaması tarafların ekonomik sosyal durumu ile evlilik süresi dikkate alındığında Kanunun (TMK m. 176/1) amacına uygun değildir....
Sayılı dosyada, tedbir nafakasının kaldırılması yada azaltılması davası açtığını, bu davanın halen derdest olduğunu, davacı borçlunun bu aşamada tedbir nafakasına ilişkin istemlerini bu dosya üzerinde sürdürmesi gerekirken, derkenar yazılı Balıkesir 2. Aile Mahkemesi'nin kararında tedbir nafakasının aylık 2000 TL olduğu ve halen devam ettiği yönündeki kararının karşısında, memur muamelesini şikayet etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın süresinde açılmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; şikayetin kabulü ile, Balıkesir 2. İcra 2018/4062 E. Sayılı takip dosyasında borçlu T1 ' ın maaşına konulan haczin kaldırılmasına, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı vekili ve davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
Asıl dava iştirak nafakasının artırılması, karşı dava ise iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılmasına ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nunda genel yetkili mahkeme 6.madde de düzenlenmiştir. Buna göre; ''Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.'' Ayrıca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 177. maddesinde ise nafaka davalarında yetkili olan mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre; "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu düzenleme ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bulunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır....